Beşar Esad rejiminden kalma eski bir hapishanenin duvarlarını boyayan bir grup Suriyeli gönüllünün bu etkinliği, vahşete dair "kanıtları silme" olarak değerlendirilerek tepkilere neden oldu.
AMAÇ YARALARI İYİLEŞTİRMEK Mİ, KANITLARI SİLMEK Mİ?
Adalet ve hafıza hakkının ihlali olarak tepki gösterilen eylemi gerçekleştiren gençler ise Sawaed Al-Khair ("İyilik Elleri") adlı bir gönüllü grubu olduklarını ve etkinliği "yaraları iyileştirme" amacıyla daha geniş bir çabanın parçası olarak gerçekleştirdiklerini savundu.
Gönüllü gençlerin sosyal medya hesabından yayımladığı videoda, grup üyelerinin loş ışıklı tesise girerek yollarını telefon fenerleriyle aydınlattıkları neşeli tavırları çekti.
Grup tepkiler üzerine, "Bu yer, hayat olmadan nefes alan insanları barındırıyordu, ancak şimdi değişecek." İfadeleriyle yaptığı video paylaşımını sildi ancak sosyal medyada hızla viral oldu.
GAZETECİLER VE AKTİVİSTLER TEPKİ GÖSTERDİ
Suriyeli gazeteci Ahmed Abu Al-Waleed, X'te grubu eleştirerek "Niyet ne olursa olsun, bu çok büyük bir kayıp. Böyle bir şeyin olmasına nasıl izin verildiği akıl almaz. Esad'ın dehşetini hiç yaşamamış biri, Suriye zindanlarının duvarlarında kayıp kurbanların isimlerinin ve yazılarının korunmasının önemini kavrayamayabilir." İfadeleriyle tepki gösterdi.
Hapishanelerin anma ve adalet mekanları olarak korunması gerektiğine inandığını belirten aktivistler ve insan hakları grupları, bu yerlerin, işkence ve yargısız infazlar da dahil olmak üzere Esad rejiminin suçlarının önemli kanıtları olarak korunması gerektiğini savunuyor.
SNHR’DEN CİDDİ SUÇLAMA
Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) Direktörü Fadel Abdul Ghany, kitlesel taciz sitelerine müdahale edilmemesi konusunda uyardı.
Suriye Tv’na konuşan Fadel Abdul Ghany, "Bu ciddi bir ihlaldir ve kasıtlı olabilir. Failler genellikle suçlarının izlerini silmeye çalışırlar. Suç mahalline müdahale etmek, mağdurlar için adaleti ve failler için hesap verebilirliği tehlikeye atar." İfadeleriyle amacın gösterildiğinden farklı olabileceğine işaret etti.
Örgüt, bu izlerin, Esad'ın hapishanelerinde kaybolan binlerce kişinin akıbetinin ortaya çıkarılmasına yardımcı olabileceğini belirtti.
Söz konusu ithamlar üzerine Sawaed Al-Khair grubunun üyelerinden biri açıklama yaparak girişimi savundu.
"Başlamadan önce güvenlik yetkilileriyle koordine olduk. Bu dönüşümle ilgili bir şey. Bir baskı sembolünü olumlu bir şeye dönüştürmekle ilgili" dedi. Grup üyesi ayrıca sadece bir hücrenin yeniden boyandığını belirterek, hapishanenin yakında bir hükümet tesisi olarak yeniden kullanılacağını öne sürdü.
SURİYELİ AVUKAT: HAYATİ DELİLLER OLABİLİR
Ünlü Suriyeli Avukat Anwar Al-Bunni, girişimi "pervasız ve zarar verici" olarak niteledi.
Yerel medyaya konuşan El-Bunni, duvarlardaki grafiti, işaretler ve yazıların, tutukluların çektiği acılara ilişkin gerçeği ortaya çıkarmada ve kayıp mağdurların bulunmasında hayati deliller olabileceğini söyledi.
El-Bunni açıklamasının devamında, "Resmi bir geçiş adaleti mekanizması olmadan, bu eylemler Suriye'nin karanlık mirasıyla başa çıkmada hesap verebilirliğin ve planlamanın eksikliğini ortaya koyuyor" diye ekledi.
“ONLAR SANAT İÇİN TUVAL DEĞİL, ACININ ARŞİVLERİ”
Daha önce rejim hapishanelerinde bir süre tutuklu kalan Suriyeli aktivist Taqa Mardini de bu girişimi mağdurlara bir hakaret olarak değerlendirdi.
Mardini, "Bu duvarlar tarifsiz acılara tanıklık ediyor. Onlar sanat için tuval değil, acının arşivleri. Bunları silmek, burada ölenlerin anısına bir hakarettir." İfadeleriyle tepki gösterdi.