Konferansta konuşan Prof. Dr. Görür, Çekmeköy’ün zemin yapısının paleozoik döneme ait çok sağlam kayalardan oluştuğunu ifade etti. Bu kayaların, Ordovisiyen, Silüriyen ve Devoniyen gibi jeolojik dönemlerden kaldığını belirten Görür, “Çekmeköy’deki kayaçlar, sert ve dayanıklıdır; bu da bölgeyi depreme karşı daha dirençli kılar. Bu taşlar öyle sağlam ki, bazıları ancak dinamitle kırılabilir” dedi.
“Çekmeköy’de binalar daha az sarsılacak”
Deprem sırasında Çekmeköy’ün diğer bölgelere kıyasla daha yavaş sarsılacağını vurgulayan Görür, bu durumun binaların ayakta kalma olasılığını artırdığını söyledi. “Depremlerde, binaların yıkılmasının en büyük sebebi sarsıntı hızıdır. Çekmeköy’deki binalar daha az hızla sarsılacağı için, büyük bir yıkım riski daha düşüktür. Bu da deprem sonrası insanların binalardan sağ olarak çıkma şansını artırır” diye ekledi.
Deprem öncesi hazırlıklar ve alınması gereken tedbirler
Prof. Dr. Naci Görür, olası bir İstanbul depremi öncesinde belediyelerin ve devletin üstlenmesi gereken sorumluluklara da dikkat çekti. Görür, yerel yönetimlerin ve ilgili kurumların deprem öncesinde hazırlıklarını güçlendirmesi gerektiğini belirtti. Altyapı sorunları, ulaşım zorlukları ve ekonomik sıkıntılar gibi konulara da değinen Görür, bu tür sorunların etkilerini en aza indirmek için önceden planlama ve hazırlık yapılmasının şart olduğunu vurguladı.