ARZU ERDOĞRAL / HABER ANALİZ

Önceki gün ajanslar dikkat çekici bir son dakika geçtiler: Irak’tan Türkiye’ye 2 paramotorla geçmeye çalışan 4 PKK’lı terörist Akıncı İHA tarafından vurulmuş, ardından bölgeye komandolarımız inmiş ve teröristlerden geriye kalanları sarı torbalara doldurmuşlardı. 

RTÜK'ten Halk TV'ye yaptırım RTÜK'ten Halk TV'ye yaptırım

Teröristlerin (ya da paramotorların) üzerinden çıkanlarsa adeta cephanelik gibiydi. 

Bundan 20 gün önce de, 31 Temmuz’da Muş civarında bir paramotor tespit edildiği, gizemli aracın Erzurum yönüne doğru gittiği haberi sadece Samimi Haber’de yer almıştı. 

Son günlerin bu paramotor olayları, dikkatleri paramotor konusuna ve bölücü terör örgütünün taktiğine yönlendirdi. 

2020’de paramotorla Amanos dağlarına inmişlerdi

Son günlerde yoğun biçimde gündeme gelse de, bölücü terör örgütünün paramotor taktiği aslında yeni değil. 2020’nin 28 Eylül ve 10 Ekim günlerinde PKK, Münbiç’ten patlayıcı yüklü paramotorlarla Hatay’a gönderdiği 4 teröristi İskenderun’da saldırı eylemi yapmak üzere görevlendirmişti. Teröristler Amanoslar’a inmiş, ikisi eylem için İskenderun’a geldiğinde güvenlik güçlerince etkisiz hale getirilmişti. 17 Temmuz 2020’de de bir kadın terörist Irak’tan paramotorla Türkiye’ye geçmeye çalışırken 500 metre yükseklikte vurulup sarı torbaya konmuştu. 

PKK, Türkiye’nin sınırlarda yoğun önlemler alması, duvarlar örmesi ve “içerideki” terörist gruplarını imha etmesiyle birlikte, yurt içinde eylem yapmakta ve eylem için sızmakta zorlanmaya başlamış, kendince çözümü “havada” bulduğunu düşünmüştü. Bunun için 2020’ye doğru “Hava Savunma Birlikleri” adıyla bir yapılanma içine girmiş, bu çerçevede tek ya da çift kişilik paramotorları ve patlayıcı yüklü dronları kullanmaya başlamıştı. Terör örgütünün, bizzat insanlı terör eylemi için hareket kabiliyeti kısıtlandıkça, teknolojik seçeneklere yöneldiği dikkatlerden kaçmıyor. 

Dünyada örnekleri çok

Bölücü terör örgütü Türkiye’de paramotorları ilk kez 2020’de kullansa da, dünyada ilk değildi bu. Filistinliler İsrail’e karşı, IŞİD hasımlarına karşı, Ermenistan’sa Azerbaycan’a karşı paramotor ve bomba yüklü dron kullanmıştı. Türk ordusunun sınır ötesinde yaptığı operasyonlarda, örneğin 2019’da Hakurk’ta yapılan aramalarda paramotor bulunmuştu. Türk istihbaratı, bu tarihten de önce, PKK’nın paramotorla saldırı yapma niyeti ve hazırlıkları bulunduğunu zaten belirlemişti. 

Şu güne kadar, bölücü terör örgütünün paramotorla gerçekleştirdiği ve başarılı olduğu bir saldırı bulunmuyor. 

Paramotoru gece göndermeye başladılar

Son gelen bilgilere göre, PKK daha önce birkaç kez gündüz gönderdiği paramotorlu teröristleri artık gece sızdırmaya çalışıyor. Gecenin karanlığında görülmeyeceği yargısı bunda büyük etken, ancak Türk ordusunun geceyi gündüze çeviren elektronik cihazlarını hesaba katmadığı ve bunun sonuçları da ortada. 

Paramotorların benzinle çalışan, elektrikle çalışan ya da şarj edilebilen modelleri var. 5 kilometre yükseğe çıkabiliyor; yüksekte sesi duyulmuyor. Paramotor denen araç, arkada bulunan dört zamanlı bir motor, üstte bulunan bir paraşüt ve motorun önünde insanın sığabileceği portatif bir bölmeden ibaret. Modeline göre, 10 ila 50 kilometre arasında uçabiliyor. PKK paramotorları uluslararası piyasadan rahatlıkla temin edebiliyor; bunun yanında ABD’nin bölücü terör örgütüne sağladığı binlerce tır dolusu silah ve mühimmatın arasında paramotorların bulunduğu da biliniyor.

Hava tehdidi değil ama “havadan gelecek bir tehdit”

“Paramotor sızması” ya da “paramotor saldırısı” Türkiye’nin iç güvenliği ve sınır koruması açısından görece yeni bir olgu. Paramotorla uçmak, hava savunma sistemleri açısından geleneksel bir değil aslında; teknik olarak bir hava tehdidi de sayılmıyor. Paramotor, son yıllarda güvenlik birimlerince, teknik açıdan bir hava tehdidi değilse bile, “havadan gelebilecek bir tehdit” olarak değerlendirilmeye başlandı. PKK’nın, önceki yıllarda ulusal bayram günlerinde ya da yöneticilerin/halkın kümeleştiği benzeri durumlarda paramotor saldırı yapmak için plan yaptığı duyumları istihbarat birimlerine ulaşmıştı. 

İlk aşamada terörle bağlantılı görülmese de, teknolojik desteklerle donatılmış ve tek başına “uçan insanlar” döneminin içine girdiğimiz ortada. Bu durum elbette terör örgütlerinin dikkatini çekiyor. 

Sınır güvenliğine paramotor takviyesi

Bu bağlamda paramotorlar, özellikle Türkiye semalarında uçan paramotorlar, güvenlik birimlerince “tehlikeli” olarak değerlendirilmeye başlandı. Bu durum, Türk sınır güvenliği yapılanmasının güncellenmesini ve çehresinin değişmesini de gündeme getirdi. Uçaklar ve füzeler gibi hava unsurlarına karşı yapılandırılmış hava sistemimiz; daha yavaş, daha alçak, daha basit, daha “kişisel” bu saldırı aracına karşı yeni önlemler geliştirdi, bir anlamda sınır savunma sisteminin çehresi değişti. 

Paramotorlar oldukça alçak irtifadan uçtukları için radarların kapsama alanı dışında kalabiliyorlar. Ancak Türk hava savunma sistemi içinde alçak irtifa radar örtüsü de bulunduğu gibi, bu tür “yabancı” unsurları etkisiz hale getirecek silah sistemleri de var. 

Giderek sıkışan ve çaresizleşen PKK terör örgütünün, paramotor kullanım oranını artırması sürpriz olmayacak. Ancak Türk ordusu ve savunma sistemleri de gerek bu araçların uçarken belirlenmesi, gerekse imhası konusunda radar sistemi, gece görüş teknolojisi, İHA yapılanması ve daha birçok karşı önlem geliştirdi.

Editör: Elif Erbay