Cumhuriyet Halk Partisi genel başkanı ve ana muhalefet lideri Özgür Özel Armağan Çağlayan'ın programında merak edilenleri yanıtladı. Konuşmasına herkesin bayramını kutlayarak başlayan Özgür Özel,
"Kimsenin çocuğunun yaşadığı bayramla kendi çocukluğunu karşılaştırdığında yüreğinin burkulmadığı ve annelerin çocuklara mahcup olmadığı bir bayram diliyorum." dedi.
Armağan Çağlayan'ın "Özgür Bey siyasete girerken bir gün ben bu partinin genel başkanı olacağım diye bir hedefiniz var mıydı?" sorusuna Özgür Özel şöyle yanıt verdi:
"Açıkçası yoktu. Yani bu siyaset şöyle bir şeydir askeri okula kaydolan her öğrencinin bir gün Genelkurmay Başkanı olma ihtimali vardır aklında. Ama benim böyle yanıp tutuşan buna göre bir strateji belirleyen bir siyasi tutumum olmadı. Ben bir işi yaparken yüksek konsantrasyonla yaparım. Onun dışındaki hayatımın diğer kısımları çok aksar. Biraz fazla iş odaklıyımdır. Hayatımın her evresinde bir şeyi kafaya taktığımda o işi yapana kadar gözüm hiçbir şeyi görmez. Tabii genel başkanlığa aday olmaya karar verdiğim zaman zaten bir travmadan sonra yaşanan bir süreçti. Keşke Parti iktidar olsaydı da Genel Başkan olmaya gerek kalmasaydı. Önemli olan Cumhuriyetin 100 yılında partimizi iktidar yapmak, insanları ve gençleri rahatlatmaktır."
Balıklar sudan ıslanmaz
Armağan Çağlayan'ın "Genel başkan olma kararı verdiğinizde Türkiye iki kutba ayrılmış bir ülkeydi. Bu durum sizi korkutmadı mı?" sorusuna Özel,
"Balıklar sudan ıslanmaz. Biz o kutuplaşmış iklimin içinde siyaset yapmaya alışmıştık. Hani onunla ilgili konuşmak isterim değerlendirmeler yapmak isterim. Doğru mu değil mi ayrı bir şey ama hiç öyle bir korkum olmadı"
CHP'nin iktidar olmadığını görmeden ölürsem gözüm arkada gider
"Ben genel başkan olmaya karar verdiğim güne kadar partinin tümü beni çok seviyor arkamda duruyordu. ilk kez partide taraf olacaksınız ve bir de öbür taraf oluşacak bu kaçınılmaz bir son. Cumhuriyet Halk Partililerin hepsinin çok sevdiği birinden birilerinin destekleyip birinin karşı olduğu birine dönüşmek çok zordu. CHP'nin iktidarını görürsem görmeden gidersem gözüm arkada gider diyen bir kitle var. Bunlar 70 yaş üzeri ve zamanında Ecevit'in partisini görmüş ve o günden bu yana 50 yıldır ızdırap çeken insanlar. Onların sayısı çok azaldı. Mesela öğretmen evine 50 kişi çıkıyorsa 10 kişi çıkmaya başladı sonra omuzlarının düştüğünü gördüm öyle delikanlı gibiydiler birden 70 yaşında birden 80 yaşında oldular."
Türkiye'de siyaset yapılmaz
"Ekrem İmamoğlu ile biz çok samimiydik. Bütün seçim süreçlerini birlikte geçirdik. İkinci seçimde beraber mücadele ettik o günden beri çok samimiyiz dedim ki böyle gidersek biz İzmir'i kaybedeceğiz. O da dedi ki zaten ben bir değişim olmazsa aday da olmam İstanbul da kazanılmaz hiçbir yer de kazanılmaz. Yani bir daha Türkiye'de siyaset yapılmaz. O yüzden biz partide bir değişim olması gerektiğini konuşmaya başladık. İlk başta ben sorumluluk da alırım fedakarlık da yaparım noktasındayım. Yani bir şekilde insanlara şunu söylememiz lazım biz ders aldık, değiştik, gençleştik ve lütfen umudunuzu kesmeyin. Çünkü dünyadaki bütün otoriter popülist liderler ve diktatörler, halkın muhalefetin sandıktan umudunu kesmesinden beslenirler ve tam olarak da bu yaşanıyordu kimse sandığa gitmeyecek insanlar çok üzgün ve fatura kesecek bir yer arıyor."
Siyaset sokağın sesini duyma sanatıdır
"Sokakta, evde, tarlada, fabrikada konuşulanlardan bir mesaj almıyorsan o duyguyu hissedip de ona göre bir tavır sergilemiyorsan sen siyaset yapmıyorsun sen standart siyasetçilik oynuyorsun. O zaman kaybedersin kazanamazsın, ders almazsın. Bu ekip partinin içinde birbiriyle aynı duyguyu yakalamış koca bir ekiptir ve değişimcidir. Partimizde herkes risk aldı."
Genel başkan adaylığına nasıl karar verdiğini anlatan Özgür Özel,
Manisa'dayım. Okuma lambası açıktı. Üç saat boyunca tek başıma düşündüm hatta eşim geldi. Ne yapıyorsun sen burada dedi. Karanlıkta oturuyorum ve düşünüyorum dedim. O da yine başımıza bir gelecek var dedi. Neyse sonra kararı verdim ben. Bilmesi gereken arkadaşlarıma bilgi verdim. Birkaç kişiye falan bir şeyler yazdım. Bir adım atıyoruz diye söyledim. Hatta böyle destekleyeceğini düşünüp desteklemeyenlerden birisi bana "kardeşim sen farkında mısın boş havuza balıklama atlıyorsun" dedi. ben de dedim ki zaten o yüzden kimse atlamıyor. " dedim.
Siyasette görüşmek normaldir
Son olarak normalleşme dönemine de değinen Özgür Özel,
"Bizim normalleşme dediğimiz aslında normali bu diyoruz yani bize göre normal olan görüşmek. Adalet ve Kalkınma partisine müzahir kalemler falan yumuşama diye yazıyorlar. Çünkü Türkiye'yi anormal bir hale getirdiklerini kabul etmiyorlar. Ama biz her zaman iyasetçilerin görüşmesinin konuşmasının normal olduğunu benimsiyoruz."
