HABER MERKEZİ 

Aylardır Filistinlilere yönelik sistematik bir soykırım uygulayan İsrail’in başbakanı Benyamin Netenyahu’nun elinin kanı daha kurumadan ABD Kongresi’nde konuşturulması, dahası, konuşmasının 72 kez kesilip alkış tufanına tutulması tüm dünyada tepkiyle karşılandı.

Netenyahu ABD’de bir kahraman gibi karşılanırken ve ayakta alkışlanırken, yönettiği İsrail Filistinli masum çocukları, kadınları, yaşlıları katletmeyi sürdürüyordu.

Yahudi lobilerinin ABD’de her alanı kapsayan büyük etkinliğini, ülkenin merkez bankası konumundaki FED’in Yahudi patronların elinde oluşunu, Rothschild ve Rockefeller gibi devasa boyutlarda zenginliğe sahip para babalarının ülkenin bütün ekonomik/ticari alanlarında tam anlamıyla tekel kurmasını göz önüne alınca, soykırımcı da olsa İsrail Başbakanı’nın ABD’de onur konuğu yapılmasını ve el üstünde tutulmasını anlamak mümkün. 

AK Parti'de "teğmenler" tartışması: "Ya FETÖ artığısınız ya da çer çöp…" AK Parti'de "teğmenler" tartışması: "Ya FETÖ artığısınız ya da çer çöp…"

Ancak Yahudi lobilerinin ve büyük para babalarının ülkedeki tam egemenliği bilinse de, bütün dünya yine de bu eli kanlı soykırımcıya karşı ABD halkından yoğun ve kitlesel bir tepki bekledi. Beklenen tepkiler cılız ve yerel kaldı. 

Tüm bunların ardında, ABD’yi siyasetten ekonomiye, sağlıktan medyaya her alanda baştan başa kontrol eden, gerçek anlamda yöneten Yahudi lobileri ve bu lobilerin de arkasındaki “aşırı” zengin Yahudi aileler bulunuyor. Bu ailelerden en başta gelen Rothschild ve Rockefeller’in servetinin boyutu bilinmiyor; bu konuda sadece “mütevazı” tahminler var. Bu ailelerin servetleriyle ilgili rakamlar, her yıl onlarca kez yapılan “dünyanın en zenginleri” listesine kesinlikle girmez, alınmaz. Hatta “dünyanın en zengin Yahudileri” listelerinde bile bunların isimlerini göremezsiniz. Akıl almaz boyutlardaki zenginlikleri sır gibi saklanır. 

ABD’deki Yahudi lobileri zaman zaman kendi aralarında güç mücadelesine girişip çekişse de, sonuçta aynı amaç etrafında yeniden toparlanmaları zor olmuyor. Bu lobiler yalnızca ABD’nin dış politikasını, askeri harcamalarını ve küresel askeri operasyonlarını İsrail lehine gelişecek biçimde yöneltmekle yetinmiyor. ABD’nin iç kamuoyuna yönelik etkin bir İsrail/Yahudi propagandası zinciri oluşturup, İsrail’i ve Yahudileri olabildiğince “cici” gösteriyorlar. 

Bugün itibarıyla ABD’nin hemen bütün büyük medya yapıları, istihbarat dahil kamu kurum ve kuruluşları, film endüstrisi, gıda/tüketim endüstrisi Yahudi lobilerinin ve para babalarının kontrolünde. ABD’deki İsrail lobiciliği faaliyetlerini, dünyanın en zenginleri olan Yahudilerden ayrı düşünmemek gerekir. 

Yahudi lobilerinin ABD’de öncelikle yaptığı iş, “zihin inşaası”. Yani ABD’de aslında bir tür mankurtlaştırma yapıyor bu lobiler. Gazze adlı açık hapishanede çaresizce hayatta kalmaya çalışan Filistinlilere; “Orası güvenli, orada toplanın” deyip, ardından o noktaya toplanan kalabalığı bombardımana tutarak gerçek anlamda kasıtlı/sistemli soykırım uygulayan bir ülkenin başbakanının, elindeki Filistinli kanlarını damlatarak girdiği Amerikan Kongresi’nde onur konuğu olarak karşılanması, konuşturulması, daha da ötesi, konuşmasının 72 kez alkışlarla kesilmesi başka türlü açıklanamaz yoksa. 

İşte o lobiler

ABD’deki İsrail/Yahudi lobilerinin başında Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (American-Israel Public Affairs Committee, AIPAC) geliyor. Netenyahu’nun konuşmasını 72 kez keserek  çılgınca alkışlayan ABD Kongresi’nin her iki kanadında da (Temsilciler Meclisi, Senato) oldukça etkin bir lobi. 1951 yılında ilk kurulduğunda ismi “Amerikan Siyonist Konseyi” idi; şimdiki adını 1959’da aldı. Tam anlamıyla ABD siyasetini ve yönetimini elinde tutuyor da denebilir. 

Kuruluş, temel görevini, ABD’nin ve İsrail’in güvenliğini artırmaya yönelik olarak iki ülkenin ilişkilerini güçlendirmek ve bu yöndeki politikaları desteklemek biçiminde açıklıyor. İsrail’e yapılan ABD kaynaklı askeri ve ekonomik yardımların mimarı da bu kuruluş. AIPAC’ın yaptığı önemli işlerden biri, siyasi eylem komiteleri oluşturup, Cumhuriyetçi ya da Demokrat fark etmeksizin İsrail yanlısı adaylara maddi destek sağlamak. 

Yahudileri eşitler arasında ilk yapmak!

Etkili bir diğer İsrail lobisi, Büyük Amerikan Musevi Örgütleri Başkanları Konferansı (Conference of Presidents of Major American Jewish Organizations). Bu lobinin temel görevi, Amerika’daki Musevi toplumunun ABD hükümetleriyle bağlantısını sağlayıp ilişkilerini düzenlemek. Musevilerin Amerikan devleti nezdinde “eşitler arasında ilk” sayılmasını sağlayan işte bu lobi. 

Amerikan Yahudi Komitesi (American Jewish Committee-AJC), İsrail yanlısı lobi kuruluşlarının en eskilerinden; 1906 yılında kuruldu. Temel amacı ABD kamuoyunda olumlu yönde İsrail algısı oluşturmak ve oradaki Musevi toplumunun kimliğinin korunmasına katkı sağlamak. İsrail devletinin kuruluşu aşamasında çok önemli katkılar sağladı.

Yahudileri Nazi soykırımından kurdardı

Amerikan Yahudi Kongresi (American Jewish Congress-AJCongress) ise kurulduğu 1918 yılından beri, temelde Yahudi halkının kültürel yönüyle ilgili çalışmalar yapıyor. Kilise ve devleti ayıran laik anlayışı destekleyen faaliyetleri de var. Nazilerin hedefindeki Alman Yahudilerinin ABD’ye kaçırılmasında da etkin rol oynadı. 

İftira ve Karalama İle Mücadele Birliği (Anti-Defamation League of B’nai B’rith-ADL) 1913’te kuruldu. Temel amacı anti-semitizmle mücadele etmek, Yahudilerin haklarını savunmak ve Araplar/Müslümanlar hakkında olumlu imaj oluşturacak faaliyetleri engellemek. ADL bu çerçevede gazetecilik faaliyetlerini yönetiyor, film endüstrisini yönlendiriyor. 
Amerikan Yahudilerinin tarihiyle ilgili geniş kapsamlı çalışmalar yapan bir Yahudi lobi kuruluşu bile var: Amerikan Yahudi Tarihi Topluluğu (American Jewish Historical Society-AJHS) 

Amerikan Yahudi Ortak Dağıtım Komitesi (American Jewish Joint Distribution Committee-JDC) 1914’te kuruldu. ABD dışında yaşayan yardıma muhtaç Musevilere kültürden, eğitime, sağlıktan nakdi yardıma geniş yelpazeli bir yardım programına sahip. 

Evanjelik kuruluşlar

Ayrıca think-tank / düşünce kuruluşu olarak faaliyet gösteren İsrail yanlısı kuruluşlar da var. Amerikan Girişimcilik Enstitüsü (American Enterprise Institute, AEI), Hudson Enstitüsü, Ortadoğu Politikaları İçin Washington (Washington Institute for Near East Policy, WINEP) gibi kuruluşlardan bunlardan birkaçı. Bu kuruluşlar da lobi faaliyetleri yapıyor ve daha çok Evanjelist / Neo-Con (Yeni Muhafazakâr) bir görüntü sergiliyor. 

Evanjelist görünümlü düşünce / lobi kuruluşlarının önde gelenleri şöyle: 2006’da bir Evanjelik papaz tarafından kurulan İsrail İçin Hıristiyan Birliği (Christians United for Israel-CUFI), Amerikan Hıristiyan Yayın Ağı (Christians Broadcasting Network), Uluslararası Hıristiyanlar ve Yahudiler Kardeşliği (International Fellowship of Christians and Jews-IFCJ), Billy Graham Evanjelist Derneği (Billy Graham Evangelistic Association-BGEA).

Editör: Elif Erbay