HİCRAN KIVANÇ / HABER ANALİZ
Mısır'dan cumhurbaşkanı düzeyinde Türkiye'ye ilk ziyaret 12 yıl sonra gerçekleşiyor. Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi, bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuğu olarak Ankara’ya gelecek ve çok sayıda kritik ve stratejik görüşmeler, anlaşmalar gerçekleştirilecek.
Mısır’dan bakanlar ve üst düzey yetkililerin bulunduğu kalabalık bir heyetin de katılacağı bildirilen ziyarette, Yüksek Düzeyli Stratejik İş birliği Konseyi de ilk toplantısını yapacak. Savunma sanayi, sıvılaştırılmış doğalgaz ve başka kalemlerde yapılacak anlaşmalar iki ülkenin ticaret hacmini genişletecek.
İki liderin başkanlık edeceği toplantıda, ikili ekonomik ve ticari ilişkilerin yanı sıra turizm, ulaştırma, enerji ve savunma sanayi gibi çeşitli alanlarda iş birliği imkanları masaya yatırılacak.
Ana gündem: Gazze
İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü soykırım saldırıları ve insani yardımlarla birlikte diğer bölgesel meselelerin de ziyaretin ana gündem maddeleri arasında olması kaçınılmaz.
Erdoğan ve Sisi, Gazze’de ateşkesin bir an önce sağlanması için atılabilecek ortak adımları değerlendirerek bölgesel meselelerde kalıcı istikrar, barış ve huzurun tesisi için neler yapılabileceği ele alacaklar.
Mısır kamuoyu memnun
Mısır kamuoyunun da ilgi gösterdiği ziyarete ilişkin misafir ülke medyasında çeşitli değerlendirmeler yer aldı.
Uluslararası Hukuk Profesörü ve Mısır Dışişleri Konseyi Üyesi Dr. Eymen Seleme basına yaptığı açıklamada, Mısır ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 3 yıl önce normalleştirildiğini ve geliştirildiğini belirtti.
İki liderin görüşmesinin, ilişkilerin derinleşmesi ve pekişmesi açısından bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Seleme, “iki ülkenin birçok konu ve dosya üzerinde bölgesel konumlarını sağlamlaştırmaya yönelik daha geniş bir stratejinin parçası olduğunu” açıkladı.
İki ülke arasında karşılıklı çıkarların sağlanması ve korunması için 3 yıl önce başlayan diplomatik ilişkilerden duyduğu memnuniyeti ifade eden Seleme, bölgesel krizlerin iki ülkeyi daha yakın politikalar izlemeye ittiğini, bunun da iş birliğinin rekabetten daha iyi olduğunu fark ettirdiğine dikkat çekti.
Seleme; “Bu iş birliği iki halkın çıkarlarına daha iyi hizmet edecektir. Kahire ve Ankara için de bir dönüm noktası olacak” dedi.
Gazze, düşmanları barıştırdı
Sisi’nin ziyareti Türkiye kamuoyunda da ilgi çeken bir gündem. Arap Baharı sürecinde Mısır’da gerçekleşen darbeyi yakından takip eden Türk kamuoyu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a darbeye karşı tavrında yoğun destek vermişti.
Ancak bölgede devam eden savaş ve ülkeler arasındaki bloklaşma, karşılıklı sarf edilen sert söylemlere rağmen normalleşme adımlarının atılmasını kamuoyu gözünde zorunlu ve haklı kıldı.
Gazze’de İsrail’in 11 aydır devam eden soykırım saldırıları iki ülkenin geçmişte ikili ilişkilerde yaşadığı sıkıntıları gündemden düşürdü.
Ankara ve Kahire arasında artan diplomatik yakınlaşma küresel güç dinamiklerinde bir değişim olarak değerlendiriliyor.
Mısır ile iş birliği fırsatları
Ziyareti değerlendiren uzmanlar, her konuda fikir birliği sağlanmasa da müşterek konularda iş birliğinin önemine dikkat çekiyor.
Bu konuların en başında iki ülkeyi de yakından ilgilendiren, Gazze’de ateşkesin sağlanması, esir takası ve yardımların ulaştırılması geliyor. Mısır, sınırında yaşanan saldırılar nedeniyle müzakerelerde doğal olarak arabulucu rolünde.
Kahire ve Doha arasında mekik dokunan müzakereler, İsrail başbakanı Netanyahu’nun son turda yeni şart olarak sunduğu Philadelphi Koridoru’nda askeri varlığın kalması ısrarıyla tıkandı. Netanyahu’nun bu şartına Hamas kadar Mısır da itiraz etti.
Türkiye ve müzakereler
Çıkmaza giren Filistin müzakerelerinde Türkiye’nin daha aktif bir aktör olması ihtimali söz konusu.
Türkiye, normalleşme mesajlarının verildiği dönemde patlak veren saldırılarda İsrail’in karşısında yer alarak ateşkes çabası gösterse de, Katar dışındaki Arap ülkeleri Türkiye’nin müdahil olma adımlarını kendi bölgesel hesaplarıyla değerlendirdi. Bu durum Türkiye’nin Gazze’ye hedeflediği desteği göstermesini sınırlandıran faktörlerden biri oldu.
Türkiye’den gönderilen yardım tırlarının ulaşması, tedavi edilecek yaralıların geçişi gibi konular, kısa vadede Mısır ile iş birliğinin önemini gösteren kritik örneklerden.
Türkiye ve Mısır'ın potansiyel iş birliği, bu kriz alanlarının dönüştürülmesinin önünü açma umudu doğurdu.
Afrika’nın kapısı
Sisi’nin ziyareti, Gazze’de çözüm arayışlarının dışında Libya, Sudan ve daha geniş çerçevede Afrika’daki diğer ülkelerle ilişkilerin ele alınması gibi önemli konuları kapsıyor.
Libya'da yaklaşık 10 yıldır devam eden çatışmalar iki ülkenin ortak anlayışla hareket etmesi, seçimlerin başarılı bir şekilde yapılması gibi üretken bir çözüm imkânı sağladı.
Yaklaşık 1 yıldır iç savaşın devam ettiği Sudan'daki çatışmalarda da iki ülkenin iş birliği ile hareket etmesi daha etkili bir strateji fırsatı doğurduğu gibi, Türkiye'nin Kızıldeniz yakınlarında bir deniz üssü kurma hedefinde Mısır'ın ulusal güvenlik endişesiyle karşı çıkmasını önleyecek diyaloglar için zemin oluşturdu.
Enerji sektöründeki iş birliği iki ülke için fırsatlar yaratırken, Yunanistan ve Kıbrıs’la aramızdaki anlaşmazlıkları çözme konusunda da müzakere ortamlarının artması Türkiye’ye fayda sağlayacağı öngörülen konular arasında değerlendiriliyor.
Türkiye-Mısır yakınlaşmasının olumlu anlamda etki edebileceği bölgesel konulardan biri de, Suriye ile ilişkilerimiz. Mısır’la karşılıklı ziyaretler yapılması ve ilişkilerin düzelmesinin, Türkiye'nin Suriye yönetimi ile yaşadığı ciddi sorunların çözümü yolunda tetikleyici bir rol oynayabileceği düşünülüyor.
Darbeden sonra Türkiye-Mısır ilişkileri
Arap Baharı’nın yansımalarının görüldüğü ilk ülkelerden olan Mısır’da, Hüsnü Mübarek döneminin sona ermesinin ardından, Müslüman Kardeşler Hareketinin siyasi kolu Özgürlük ve Adalet Partisi'nin iktidara gelmesiyle Türkiye-Mısır ilişkilerinde yakınlaşma yaşandı.
Mısır halkının seçtiği ilk cumhurbaşkanı unvanına sahip olan Dr. Muhammed Mursi, henüz görevde 1 yılı dolmamışken dönemin Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi ve destekçileri tarafından darbeyle indirilmişti.
İki ülke arasında 2013 yılında Mısır’da gerçekleşen darbeden sonra diplomatik ilişkiler kesilmiş, bazı zorunlu ticari faaliyetler dışında ekonomik ilişkiler de sonlandırılmıştı. Bölgede ciddi ağırlığı bulunan iki ülke, neredeyse her yönden kesilen ilişkilerin kendilerine ciddi zararlar verdiğinin ve bir onarımın zorunluğu olduğunun bilinciyle bugünlere geldi.
Sisi’nin bu ziyaretinin daveti, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 Şubat 2024’te gittiği Mısır’da resmi olarak yapılmıştı. İki lider ilk olarak Doha’da 2022 Dünya Kupası'nda bir araya gelmişti.
Türkiye ve Mısır, hem köklü tarihi ve kültürel bağlara hem de bir anlamda ortak bir kadere sahip iki ülke. Sisi’nin bugünkü ziyaretiyle başlayacak süreçte Ortadoğu’daki ve dünyadaki gelişmelere “Voltran’ı oluşturarak” bakacak iki ülkenin ortak gücünün oluşturacağı sinerji, bölgenin ve İslam dünyasının köklü sorunlardan kurtulmasına ve yeniden şekillenmesine doğrudan etki edecektir.