Habertürk'te katıldığı canlı yayında gündeme dair soruları yanıtlayan Mehmet Uçum, siyasette yumuşama sürecinde DEM Parti'nin artık terör vesayetinden kurtulması gerektiğini vurguladı.

Uçum, MHP lideri Bahçeli'nin TBMM'DE DEM Parti sıralarıyla tokalaşmasına ilişkin konuştu.

Bahçeli'nin gerekli açıklamayı yaptığını dile getiren Uçum, şunları söyledi:

Sayın Bahçeli'nin kendisine ilişkin bu konuda açıklama yaptı, ayrıntılı anlattı. Konu Türkiye'ye yönelik risklerse ben burada kapsamı genişletmek, birlikte kapsamı genişletmek açısından adım atarım. Sayın Cumhurbaşkanı yumuşama, sayın Özel normalleşme dedi. Burada diyaloğu güçlendirmek.

"Terör vesayetine bağlı bir parti kabullenilemez"

TBMM çatısı altında terör vesayetine bağlı bir siyaset yapılması kabullenemez. DEM'in de geçmişte HADEP'in de yaşadığı en büyük problemdir. Dünyanın hiçbir milli devletinde buna bu kadar müsamaha gösterilmez. Sayın Bahçeli'nin yaklaşımı, sayın Cumhurbaşkanımızın mesajları terör vesayetini yok etmek yaklaşımıdır. PKK açıklama yaptı, bizim stratejimiz bağımsız Kürdistan'dır diye. Bunu herkes biliyor. PKK'nın bu açıklamasına karşı sadece DEM'in dışındakiler mi tavır alacak? DEM'in artık terör siyasetinin çözüm olmadığını anlaması ve buna yönelik tavır almasıyla alakalıdır. Bir anlamda terör vesayetinden DEM'i kurtarma ve Meclis'ten tasfiye etme meselesidir.

PKK'ya militan devşiren siyasal yapılanmaya operasyon! PKK'ya militan devşiren siyasal yapılanmaya operasyon!

"Devlet, çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz"

Devlet çözüm almadığı süreci tekrar devreye sokmaz. Yeni bir versiyonu da gündeme gelmez. Terörle mücadeleye ilişkin devlet yapabileceklerini yaptı. İçeride neredeyse terörü bitirdi. Buradaki mesele Türkiye'de demokrasiyi güçlendirmek açısından. DEM'in temsil ettiği kitlelerin taleplerini bu bütünlük içinde karşılamak açısından bir değerlendirme yapılacaksa Türkiye'nin bütünlüğüne yönelik diyalog, ilişki oluşturmak meselesi. Müzakere sözkonusu olamaz. Devlet kiminle müzakere edecek? Türkiye'nin şu andaki ihtiyacı demokrasiyi daha da güçlendirme ihtiyacı, mevcut anayasadan kurtulma ihtiyacı. Çağa uygun yeni anayasaya ulaşma ihtiyacı. Meclis bir bütün olarak harekete geçme imkanına sahipse geçsin. Türkiye'nin coğrafi bütünlüğü asla müzakere edilemez. Siyasi yapı ve üniter yapı müzakere edilemez. Türk vatandaşlığı kavramı, Türk milleti kavramı müzakere edilemez.

"İlk 4 madde asla değişemez"

Uçum, HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu'nun Anayasa'da ilk 4 maddenin değişmesi yönündeki açıklamasına ilişkin "İlk 4 madde müzakere konusu olur mu? Asla olmaz! İlk 4 maddede esaslarda mutabakat var. İtirazlar olursa cevabını veririz. Ben DEM'den de itiraz görmedim. İlk 4 maddededik esaslar konusunda zaten mutabakat var. Hak ve özgürlükler sistemini daha fazla nasıl güçlendirebiliriz?" diye konuştu.

"Türk vatandaşlığını müzakere edemezsin"

Uçum'un açıklamasından öne çıkanlar şu şekilde:

Türk milletini, Türk vatandaşlığını burada müzakere edemezsin. Yeni anayasanın bir tabanı, kaidesi var. Her yapının üzerine oturduğu taban güçlü tabandır. O tabana dokunulamaz. Yeni anayasa o kaide üstüne yükselir. Cumhuriyetin ilkeleri, ilk 4 maddenin esasları, demokratik birikiminin kazanımları. Bunların üzerinde hak ve özgürlüklerle ilgili sütunlar, devletin teşkilatına, demokratik meşruiyetle bağlantılı sütunlar, milli egemenlik, devletin güvenliği ile ilgili sütunları bina edersiniz.

"Örgütlü suç eğilimi var"

Türkiye'nin gündemi ne kadar siyaset, ekonomi, kültür olsa bile her zaman hukuk başat gündemlerden biridir. Bu dönemde de öyle olması normaldir. Cumhurbaşkanımız Çarşamba günü Meclis'te iki konuya dikkat çekti. Birincisi suçu meslek edinmiş kişiler, suçu kazanç kaynağı hale getiren kişilerle ilgili. İkincisi cezasızlık algısı konusunda yaklaşım ortaya koydu. Sokakta ortaya çıkan şiddet ya da suç eğilimleri sosyal medyanın ve medyanın etkisiyle çok daha görünür halde. Sosyal medya üzerinden yapılan faaliyetler. İçinden geçtiğimiz koşullar, Türkiye'nin kendi iç süreçleri, insanların reaksiyoner eylemlerin artması gibi birçok konu. Bu durum Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından bir sorun olarak ortaya koyuyor. Bu konuda programatik ve sistematik bir çalışma var. Bireysel suçlarla ilgili mesele, günümüzde sosyal medya ile bağlantılı olarak bireysel suç olarak kalmıyor. Bir anlamda hukuk dışı iletişim sistemleri oluşmuş durumda. Birçok sosyal medya mecrası özellikle TikTok vesaire gibi bu suçların organizasyonunu ve hatta iletişimini yapıyor. Bunun sonuçları ise suçu meslek edinenler diye bir kategori oluşuyor. Örgütlü suçlar geleneksel klasik suç örgütleri olmaktan çıktı, onlar da var tabii. Bir anlamda sosyal medya üzerinden örgütlü suç eğilimi çıkıyor. Suçu bir kazanç kaynağı olarak görenlere karşı soruşturma ve kovuşturmada ortaya çıkacak tedbirler.

"Sosyal medyaya yönelik tedbirler alınmalı"

Hukukta haklar arasında çatışma olduğunda iki çözüm var. Çatışan hakları uyuşturabilir misin, pratik uyuşma. Öbürü üstün yarar nedir? Bugün sosyal medya ile toplum arasındaki ilişki toplumun, ailenin, çocuğun, bireyin korunması. Sosyal medyada hukuka uygun ifade özgürlüğü, düşünce olarak ifade özgürlüğünü güvence altına alırsın. Sürekli tehdit, zararlandırıcı sonuca dayalı tehdit olursa orada özgürlük yok ki. Bizim sosyal medyayı özgürlük alanına dönüştürmek için negatif yanını törpülemek lazım. Sınırlı kapatma olabilir, süreli, süresiz kapatma da olabilir. Bu işin siber güvenlik boyutu var. Onun dışında bir de Youtube meselesi var. Şimdi Youtube medyası çıktı. Siz medya kurmak için ruhsat alıyorsunuz, izin alıyorsunuz, bina kuruyorsunuz, denetimdesiniz, yaptırım uygulanıyor. Youtube'de bunlar oluyor mu? Devlet klasik medyada hangi izin, denetim, yaptırım sistemleri varsa buna yönelik de yapmalıdır. Bütün halkımız müsterih olsun. Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu perspektif kapsamlı bir çalışmanın ürünüdür. Bunlara ilişkin adımlar atılacaktır.. Bu sorunlarda adımları yavaş yavaş adımları görülecek ve nihayetinde çözülecektir. Bugün hiç kimse sosyal medyanın pozitif işlevinin negatif sapmalarının üstünde olduğunu iddia edemez. Sosyal medya bilgi bakımından dezenformasyon üretmesi, yalanı sistematik hale getirmesi, ahlaki erozyonu inanılmaz noktalara çıkarması sebebiyle bugün sosyal medya mecraları negatif fonksiyonu çok önde olan bireye, aileye, çocuklara zarar veren pozisyon. Pozitif işlerini kullananlar zaten öne çıkmıyor, zaten etkili de olmuyor. Biz sosyal medyanın her mecrasının, oyunlar dahil, negatif işlerini azaltacak, minimalize edecek tedbirleri aldıktan sonra pozitif işler anlamlı hale gelir, görünür hale gelir ve etkili olur.

Editör: Ömer Göyce