Ercan Çankaya - Haber Merkezi
Türkiye’de kadın ve çocuğa yönelik şiddet ve istismar her geçen gün artıyor. Verilere göre kadına yönelik şiddet, istismar ve cinayette son yıllarda ciddi artış var. Çocuklar da istismar ve erkek şiddetine maruz bırakılıyor. Son olarak cinsel istismara maruz bırakılan 2 yaşındaki Sıla bebek hayatını kaybetti. Geçtiğimiz ay ise Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın vahşice öldürüldüğü ortaya çıktı. İstanbul Fatih’teki cinayetlerse bardağı taşıran son damla oldu.
Eşitlik mücadelesi erkekleri bocalattı
Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin artmasının nedenlerini Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan’a sorduk.
“Kadına yönelik şiddetin artmasının nedeni bir erkeklik krizi” değerlendirmesinde bulunan Prof. Erdoğan, “Yaşamın içinde ataerkil sistem içinde yetişen, kültürlenen erkekler modern zamanlarda kadınların sosyal hayata katılması, her alanda onlarla eşitlik için mücadele etmeye başlamasıyla beraber bocalamaya başladılar” diye konuştu.
Erkekler, en iyi bildikleri araca, şiddete başvurdular
“Bir yanda alışık oldukları değerler öte yanda yeni toplumsal gerçeklikler karşısında arada kalan erkekler önemli bir güç kaybına uğradıklarını fark ettiler” diyen Erdoğan, “Bu yeni dönemde kadınlarla iletişim kurmayı beceremeyen, onların gücü karşısında kendisini zayıf gören erkeklerin bir kısmı binlerce yıldır bildikleri araca, şiddete başvurarak kendilerini göstermeye çalışmaktalar” değerlendirmesinde bulundu.
Başta okullar olmak üzere tüm kurumlara eşitlik eğitimi
“Toplum modernleştikçe buna benzer erkek saldırganlıklarına şahit olacak gibi görünüyoruz” tespitini yapan Erdoğan, “bunu önleyebilmek için başta okullar olmak üzere eşitlik eğitimine tüm kurumlarda yer vermemiz gerekmektedir” dedi.
Aynı zamanda sinemada ve TV dizilerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinden yana olumlu rol modellerin öne çıkarılması gerektiğini söyleyen Erdoğan, devletin öncelikle bu eğitimin okullarda verilmesini sağlaması gerektiğine işaret etti.
Yasaların caydırıcılığının da etkili olduğunu, fakat tek başına yeterli gelmeyeceğini belirten Erdoğan, yasalar mükemmel olsa bile bundan önce zihniyetin ve eşitsizliği üreten toplumsal yapının değişmesi gerektiğini vurguladı.