Bu çocuklardan bazıları, sadece 15 yaşında olmalarına rağmen ikinci hatta üçüncü kez anne oldular. Bu vahim tablo, sadece istatistiklerde değil, aynı zamanda toplumun hukuki ve ahlaki sorumluluğunda da derin bir yara açıyor. 

Avukat Çağla Gül Bulut'un vurguladığı gibi, her bireyin çocuk olduğu gerçeği ve çocuklara yönelik her türlü cinsel davranışın suç olduğu hatırlanmalıdır. Ancak bu durumların adli süreçlere yansıyıp yansımadığı konusu da büyük bir endişe kaynağı.

Bulut’un belirttiği gibi, hastanelerde gerçekleşen bu doğumlar, adli makamlara bildirilme yükümlülüğünü beraberinde getiriyor. Ancak ne yazık ki, istismara uğrayan çocukların korunması konusunda ciddi eksiklikler olduğu açıkça görülüyor. Bu durum, sadece devletin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur.

Hukukçular, denetimlerin artırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Ancak asıl önemli olan, çocukların korunması ve onlara güvenli bir gelecek sağlanması için daha fazla çaba harcanmasıdır. 

Belaruslu dağcı ikiz kız kardeşler Aladağlar'da kayboldu Belaruslu dağcı ikiz kız kardeşler Aladağlar'da kayboldu

Çocuk istismarının önlenmesi, toplumsal bir sorumluluk olmanın ötesinde, insan hakları ve adaletin temel bir gerekliliğidir.Bu endişe verici durum karşısında, yetkililerin ve toplumun daha fazla duyarlılık göstermesi ve etkili önlemler alması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, her çocuğun yaşama hakkı ve onurunu korumak, toplumun en temel görevidir.

Editör: Elif Erbay