Ali Fuat Duatepe yazıyor

15 Temmuz gecesi darbe girişimine karşı tüm Türkiye'deki darbeyi önleme faaliyetlerinin merkezi Ankara oldu. Hakimevinde toplanan dönemin HSK Başkanı Mehmet Yılmaz, Ankara Cunhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak ve Başsavcı Vekili Necip Cem İşçimen tüm operasyonu buradan yürüttü. Kodalak ve İşçimen televizyonlarda yapılan eylemlerin meşru olmadığını belirtip gözaltı kararlarını duyurdu.

Bazı kentlerdeki geç müdahalelere rağmen kalkışma girişimin seyri değişti. Karışıklık kalkışmadan neredeyse 15 saat sonra bitti. Ardından soruşturma faslı başladı. Akıncı Üssü ve Genelkurmay Başkanlığı'ndaki aramalarda önemli bilgi ve belgelere ulaşıldı. Girişimin başlamasından neredeyse 48 saat sonra "kaçan balık" ortaya çıktı. FETÖ'nün TSK imamı ve darbenin planlayıcısı Adil Öksüz "kaçırılmş"tı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı duruma hemen el koydu ama cep telefonu sinyali yarım saat önce kesilmişi. Otomobili bulundu ama Öksüz sır olmuştu.

Erdoğan'dan 'Filistin' mesajı Erdoğan'dan 'Filistin' mesajı

ARSA BAKMAYA GELDİK YALANLARI

Akncı Üssü'nden kaçarken tarlalarda yakalanan sivil imamlar sözleşmiş gibi aynı yalanları söyedi: Tarla-arsa bakmaya gelmiştim.Soruşturma derinleştirildikçe yalanlar ortaya çıkmaya başladı. O dönemde soruşturmayı yürüten ekiplere göre FETÖ'nün Akıncı Üssü haricinde Kazan'da bir toplantı evi de vardı ama o bir türlü bulunamadı.

YALANI ÇÜRÜTEN BELGE SAMİMİ HABER'DE

Sivil imamlar açık açık "arsa bakmaya geldik yalanı söylüyordu ama unuttukları bir detay vardı: Plaka Tanıma Sistemi. Kamera kayıtları sivil imamların gerekçelerini çöp haline getirdi. Terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in Pensilvanya'daki çiftlikten kaçırılmsının ardından başlayan örgüt içi güç savaşlarında en önemli konulardan biri 15 Temmuz kalkışması oldu. Ebuseleme Gülen ve Halit Esendir teröristbaşı Gülen'in darbeyi bildiğini açıkladı. Samimi Haber tartışmaları bitirecek o belgeleri açıklıyor.

İŞTE ADİL ÖKSÜZ'ÜN PLAKA TANIMA İSTEMİ KAYITLARI

İŞTE KEMAL BATMAZ'IN PLAKA TANIMA SİSTEMİ KAYITLARI

FETÖ CUNTASI KALKIŞMASININ SIR KUTUSU

"SIR" plakalı otomobilini Sakarya'nın Akyazı ilçesinde kayınpederinin evininin garajına bırakmasının ardından adeta "sır" olan FETÖ'nün hain darbe girişiminin kilit ismi Adil Öksüz'ün konumu ve ilişkileri hala tartışılıyor.

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişiminin ardından 16 Temmuz sabahı Ankara'daki Akıncı Üssü yakınlarında yakalanan Adil Öksüz, 18 Temmuz'da getirildiği Sincan Batı Adliyesinde hakim Köksal Çelik tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Soruşturmayı yürüten savcı Mehmet Yılmaz'ın karara itirazını da Asliye Ceza Hakimi Çetin Sönmez, "delil yetersizliği"nden reddetti. Öksüz, 21 dakika kaldığı Sincan'daki adliyeden çıkarak kayıplara karıştı.

1 Eylül 2016'da yayımlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kapsamında Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Öğretim Üyeliği görevinden çıkarılan, İçişleri Bakanlığının "Terörden Arananlar Listesi"nde "kırmızı" kategoride yer alan, yakalatana 4 milyon liraya kadar ödül konulan ve 18 Temmuz 2016'da adeta "sır" olan Adil Öksüz'ün yakalanması için yurt içi ve dışında arama çalışmaları devam ediyor.

Öksüz'ün, Sincan Batı Adliyesinde Cumhuriyet Savcılığındaki sorgusunda, "14 Temmuz'da Sakarya'dan Ankara'ya geldim. Keçiören'de kaldım. Tarla bakmak için 150 liraya anlaştığım taksici beni getirip Kazan'a bıraktı." ifadesine karşın, polisin yürüttüğü çalışma sonucu Öksüz'ün ifadesinde belirttiği Keçiören'deki 2 adresin uzun süredir boş olduğu ve kimsenin kalmadığı belirlendi. Ayrıca o gün yakalandığı yere, Keçiören bölgesinden herhangi bir taksinin de gelmediği anlaşıldı.

Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) 2. Dairesi, Öksüz'ü serbest bırakan hakimler Çelik ve Sönmez'i 1 Kasım 2018'de meslekten ihraç etti. Sönmez, yargılandığı Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesinde, "silahlı terör örgütüne üyelik" suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

İstanbul'da FETÖ soruşturması kapsamında ifadesi alınan Ü.A, FETÖ şüphelisi Ahmet Güneş'in kendisine, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in sözlerini dinlemediği gerekçesiyle aralarında Adil Öksüz ve Mustafa Yeşil'in de bulunduğu örgüt mensuplarını falaka usulüyle dövdüğünü öne sürdü.

KOD ADI NAMIK

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamındaki çalışmalarda, Öksüz'ün kod adının ''Namık'' olduğu ortaya çıktı.

Darbe girişiminden önce örgütün Kuleli Askeri Lisesi yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma çerçevesinde, örgüte mensup olan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için alınan itirafçı ifadeleri doğrultusunda, firari Öksüz'ün kod adının ''Namık'' olduğunun belirlendiği kaydedildi.

Darbe girişiminin kilit ismi Öksüz'ün darbeyi nasıl koordine ettiği ise sanık ifadeleriyle ortaya çıktı.

Soruşturma kapsamında ifadesi alınan itirafçıların verdiği bilgilere göre Öksüz, darbe girişiminden önce örgütün imamları, generaller ve askeri hakim-savcılarla toplantılar yapıp FETÖ elebaşı Gülen'e onaylattığı planın her aşamasında rol aldı.

Ankara'da "danışmanlık merkezi" olarak kullanılan 3 katlı villada haziran sonu itibarıyla darbe girişiminin planlanmaya başlandığı ortaya çıktı. TSK'den ihraç edilen "Şapka" kod adlı şüpheli, Öksüz'ün sürekli villanın diğer katlarında gezerek askeri darbeyle ilgili çalışmaları yürüten örgüt mensuplarıyla görüşmeler yaptığını kaydetti.

BYLOCKTAN DARBE MESAJI İLETMİŞ

FETÖ'nün firari sözde "TSK imamı" Adil Öksüz'ün darbe girişiminden 6 ay önce "ByLock"tan örgüt üyelerine elebaşı Gülen'in darbe iması içeren mesajlarını ilettiği ortaya çıktı.

Darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın firari sanıklarından Adil Öksüz'ün ByLock yazışmaları deşifre edildi.

Öksüz'ün 29 Ocak 2016'da örgüt yöneticilerinin olduğu gruba attığı ve darbe iması içeren mesajda, "Hocaefendi (FETÖ elebaşı) imtihanın zorlaşacağını söylemiş ve şöyle bir müjde vermiş. Bu yıl süfyaniyetin yıkılış yılı." ifadeleri dikkati çekti.

GÜLEN'İN HER ŞEYİNİ TAKLİT ETMİŞ

Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki örgüt yapılanmasına dair bilgi veren itirafçı mahrem imam A.B, 2011-2014 yıllarında Hava Kuvvetlerinden sorumlu en üst kişinin Akıncı Üssü davasının firari sanığı Adil Öksüz olduğunu kaydetti.

Öksüz hakkındaki bildiklerini de anlatan A.B, "Adil Öksüz, FETÖ'nün 2011-2014 yıllarında Hava Kuvvetleri yapılanmasında en üstteki kişidir. Davranışları çok yavaştır, konuşması çok sessizdir. Hareketleriyle elebaşı Fetullah Gülen'i taklit ettiği ortadadır. Örgütün subay yapılanmasındaki mahrem imamlarla ayda bir mutlaka görüştüğü söylenirdi." ifadelerini kullandı.

ÖRGÜTÜN HAVA KUVVETLERİ İMAMI KEMAL BATMAZ

FETÖ'nün darbe girişimini Akıncı Üssü'nden yöneten "sivil imamlardan” Kemal Batmaz, “yönetici sıfatıyla” bütün eylemlerden sorumlu tutularak 79 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 3 bin 901 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Batmaz'ın darbe girişimiyle ilgili hazırlıklar kapsamında birçok kez ABD'ye giderek elebaşı Gülen ile görüştüğü tespit edildi.

1 Ocak 2016'da ABD'ye girişi sırasında Newark Havaalanı gümrük görevlilerince şüphe üzerine mülakata alınan Batmaz, Yavuz Ulusoy isimli arkadaşıyla Pensilvanya'da "İmam Muhammed Fetullah Gülen"in yanında kalacağını belirtti.

Batmaz, darbe girişiminden hemen önce Adil Öksüz ile ABD'ye gitti. 11 Temmuz'da İstanbul'dan New York'a aynı uçakla seyahat eden Batmaz ve Öksüz, örgütün elebaşı Gülen'den son talimatları alıp 13 Temmuz'da yine aynı uçakla Türkiye'ye döndü.

Batmaz, darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde vurulacak hedeflerin belirlenmesi ve bu yerlerin bombalanması yönünde diğer sivil imamlarla birlikte FETÖ'cü askerlere emirler verdi.

Batmaz'ın faaliyetleri, Akıncı Üssü'ndeki güvenlik kameralarına da yansıdı. Üs komutanı eski tuğgeneral Hakan Evrim'in baş selamı vermesi, Batmaz'ın yapılanmadaki konumunu gözler önüne serdi.

Darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra Akıncı Üssü'nden diğer sivil imam Harun Biniş ile kaçarken yakalanan Batmaz, savcılık ifadesinde "arsa bakmaya" gittiğini iddia etti.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde ilk savunmasını 2 Ağustos 2017'de yapan Batmaz, Akıncı Üssü'ndeki görüntülere rağmen diğer sivil sanık Harun Biniş ile tarla bakmak için sözleştiklerini belirterek, "Ben Ankara'yı bilmiyorum. O, yer gösterecek, ben de piyasa araştırması yapıp yardımcı olacaktım." dedi.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray, "Sizce 15 Temmuz emlak bakmak için uygun bir gün mü?" sorusuna karşılık Batmaz, Harun Biniş'e söz verdiği için gitmek durumunda kaldığını söyledi. Batmaz, "Evet, hayatın olağan akışına uygun değil ama söz vermiş olmam nedeniyle gittim." ifadesini kullandı.

Mahkemede, Akıncı Üssü ile Atatürk Havalimanı'ndaki görüntüleri izletilen Batmaz, 143. Filo'daki kişinin kendisi olmadığını, Atatürk Havalimanı'ndaki görüntülerin ise kendisine ait olduğunu söyledi. Bunun üzerine görüntülerle Batmaz'ın değişik açılardan çekilen fotoğraflarının karşılaştırılması sonucu hazırlanan bilirkişi raporu ekrana yansıtılarak, Akıncı Hava Üssü'ndeki görüntülerin kendisine ait olduğu yönünde "kesin tanımlama" raporu verildiği belirtildi.

Darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde vurulacak hedeflerin belirlenmesi ve bu yerlerin bombalanması yönünde diğer sivil imamlarla birlikte FETÖ'cü askerlere emirler veren Batmaz, 3 Kasım'da yaptığı son savunmasında mahkeme heyetine yönelik, "Ben yolun başındayım, yolun başında olanların son sözü olmaz." dedi.

KOD ADI SEDAT

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Hava Kuvvetleri Komutanlığı mahrem yapılanmasına yönelik soruşturmada, örgütün mahrem imamlarından A.B, etkin pişmanlıktan yararlanarak Kemal Batmaz hakkında bilgiler verdi.

A.B, savcılık ifadesinde örgütün 2014-2015 döneminde Hava Kuvvetleri Komutanlığı yapılanmasının en üstündeki kişinin Kemal Batmaz olduğunu, Adil Öksüz'ün de o dönem Kara Kuvvetleri Komutanlığı sorumlusu olduğunu belirtti.

Kemal Batmaz'ın örgüt içerisinde "Sedat" kod adını kullandığını bildiren A.B, darbe girişimine kadar Hava Kuvvetleri'nin sözde imamı Batmaz'a bağlı faaliyet yürüttüğünü anlattı.

Batmaz'ın olduğu herhangi bir toplantıya katılmadığını iddia eden A.B, "Bir defasında 'Malik' kod adlı kişinin ofisinde, 'Selim' kod adlı kişi telefonda, 'Abi biz dinleme yapmıyoruz, bir süreden beri cihazları kullanmıyoruz.' şeklinde Kemal Batmaz ile konuşmalarına şahit oldum." ifadelerini kullandı.

A.B, örgütün Hava Kuvvetleri yapılanmasında üst düzey yönetici olan 'Mehmet' kod adlı kişinin 2015'te Akın Öztürk'ün bir şeyler yapmaya çalıştığını, gizli kapaklı işler çevirdiğini ve bunu Batmaz'a ilettiğini aktardı.

TERÖRİSTBAŞI GÜLEN'E MEKTUP YAZMIŞTI

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini Akıncı Üssü'nden yöneten sivil imam Kemal Batmaz'ın, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e hitaben yazdığı mektup, jandarma tarafından duruşma salonunda ele geçirildi.

Batmaz'ın harfleri ancak mercekle okunacak şekilde küçük yazdığı mektuba ilişkin tutanak, adli ve idari soruşturma yapılması için ilgili kurumlara gönderildi.

Batmaz, mektubunda savcıların "Gülen'in darbeye etkisi olup olmadığına" ilişkin sorusuna, "Hiçbir şekilde darbeye etkisi olduğunu düşünmüyorum. Bırakın darbeyi, kimseyi incitmeyi düşünmezler." şeklinde cevap verdiğini aktardı.

Mektubun büyük bir kısmında ifadesine ilişkin bilgilendirme yapan Batmaz, "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Kanunu'na muhalefet" suçlamasıyla İstanbul 37. Ağır Ceza mahkemesinde görülmeye devam edilen davaya da değindi. Dava konusu suçlamaların gerçeği yansıtmadığını savunan Batmaz, mektubunu "Muhterem efendim, dualarınızı bekliyorum." diye bitirdi. 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 15 Temmuz darbe girişimini Akıncı'dan yöneten sivil imamlardan Kemal Batmaz hakkında yeni iddianame düzenlendi. Batmaz'ın terörizmin finansmanı suçundan 10 yıla kadar hapis istenilen iddianamede eşi Gonca Batmaz ile Cemal İbrahim Demirhisar, Mustafa Caymaz ve Rüştü Karakaya 'şüpheli' olarak yer aldı. İddianamede, hala Akıncı Üssü davasında yargılanan Batmaz ile firari imam Adil Öksüz'ün bağlantılarını ortaya koyan ayrıntılar yer aldı.

DARBE GÜNÜ ANKARA MERKEZİ DOLAŞMIŞ

İddianamede yer alan bilgiye göre, Batmaz'ın darbe teşebbüsü öncesinde kullandığı, FETÖ’den tutuklu Özkan Düzkaya üzerine kayıtlı 34 ZD 2676 plakalı aracın 15 Temmuz günü Ankara merkezde bulunduğuna ilişkin tespitlere ulaşıldı. Aracın darbe girişiminden 4 gün sonra 19 Temmuz’da Düzkaya tarafından Çayyolu'ndan alınarak çekiciyle İstanbul'a götürüldüğü belirlendi. Anahtarı 16 Temmuz günü gözaltına alınan Batmaz'da olduğu için çekiciyle İstanbul'da götürüldüğü değerlendirilen aracın Çayyolu'nda bulunduğu adres dikkat çekti.

EN SON VİLLANIN KARŞISINA BIRAKTI

Yapılan incelemede aracın son olarak firari Adil Öksüz başkanlığında darbe toplantılarının yapıldığı Çayyolu'ndaki 3 katlı villanın karşısına bırakıldığı anlaşıldı. Bu da 6-7-8-9 Temmuz'da yapıldığı belirlenen darbe toplantılarının son ana kadar bu villada devam ettiğini gösterdi. Batmaz, Akıncı Üssü yakınlarında yakalandıktan sonra verdiği ifadesinde, arkadaşıyla Çayyolu'nda buluştuğunu ve arsa bakmak için taksi ile Kazan'a gittiklerini ileri sürmüştü.

ARACI BEN BIRAKMADIM!

Kullandığı araç Çayyolu'nda çıkan Batmaz, iddianameye konulan son ifadesinde ise aracı ihtiyaç oldukça Düzkaya'dan aldığını savunurken, genelde İstanbul'da kullandığını, Ankara'ya bir iki kez geldiğini öne sürdü. 15 Temmuz günü bu aracı kullanıp kullanmadığını hatırlamadığını iddia etmesi dikkat çeken Batmaz, "Aracın darbe toplantılarının yapıldığı söylenilen Çayyolu'ndaki villanın yakınında park halinde bulunması olayı konusunda bir bilgim yoktur. Aracı oraya ben bırakmadım" dedi.

“SIR”I O DA KULLANMIŞ!

İddianamede şüphelilerle ilgili ayrıntılar ilginç bağlantıları da ortaya koydu. Şüpheli Rüştü Karakaya'nın, Batmaz'ın kullandığı 34 ZD 2676 plakalı aracı ile firari imam Adil Öksüz'ün 34 SIR 49 plakalı aracı kullandığı tespit edildi. FETÖ içerisindeki görevi Hava Kuvvetleri İstanbul bölgesi astsubay yapılanmasında sorumlu mahrem imam olduğu anlaşılan Karakaya ifadesinde araçları kullanıp kullanmadığını hatırlamadığını ileri sürdü.

AKINCI'DA SİVİL İMAMLAR

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in talimatının ardından darbe girişimini sevk ve idare eden sivil imamların, darbenin kontrol merkezi Akıncı Üssü'nde suçüstü yakalanması darbe girişimini FETÖ'nün yaptığının en net delili olarak kayıtlara geçti. İşte diğer sivil imamlar:

Hakan Çiçek

Darbe girişimini Akıncı Üssü'nden yöneten sivil imamlardan Hakan Çiçek, Gülen'in Türkiye'den kaçmadan önce hem ev hem de ofis olarak kullandığı, kapatılan FEM Dershanesinin Altunizade şubesinin kantinini işletiyordu. Çiçek'in, yıllar içinde milyonlarca liralık mal varlığı edindiği MASAK raporlarıyla ortaya çıktı.

Kapatılan Anafartalar Kolejini satın alan Çiçek, örgütsel faaliyetlerini kamufle edebilmek için Balyoz ve Ergenekon davalarında yargılanmış kimi askerlerin çocuklarını bu okulda burslu olarak okuttu.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hakkındaki soruşturması sırasında Çiçek'in FETÖ elebaşının doktoru Kudret Ünal başta olmak üzere onlarca üst düzey örgüt yöneticisiyle telefon irtibatı ortaya çıktı.

Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede FETÖ'nün "Kurmay subaylar abisi" olduğu ortaya konulan Çiçek, darbe hazırlıkları kapsamında ilk olarak 28 Aralık 2015'te ABD'ye gitti ve 6 Ocak 2016'da İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan Türkiye'ye döndü.

15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü'nde olan Çiçek, darbe girişimi başarısız olunca kaçmaya çalışırken tarlada yakalandı.

Yargılama devam ederken darbe planının Pensilvanya'da hazırlatılıp onaylatıldığına dair yeni deliller dava dosyasına girdi. Çiçek'e ait cep telefonunun dijital analizini içeren raporda Çiçek'in ABD numaralı GSM hattının ilk kez 7 Mart 2016'da FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in kaldığı Pensilvanya'daki çiftlik evinde aktive edildiği ortaya çıktı.

Nurettin Oruç

Darbe girişimini Akıncı Üssü'nden yöneten sivil imamlardan Nurettin Oruç, örgütün dershanelerinde çalıştıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığına geçip Diyarbakır'a öğretmen olarak atandı ve Mart 2014'te istifa edene kadar bu görevini sürdürdü.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 19 Ocak 2014'te, Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması eylemine katılanlara yönelik hazırladığı iddianamede, Oruç'un FETÖ'nün askeri yapılanması içerisinde Jandarma personelinden sorumlu olduğu ve MİT tırlarının durdurulmasında aktif görev aldığı ifade edildi.

İddianameye göre tırlara operasyon yapılması kararı, Diyarbakır Diclekent Villaları'nda örgüt evindeki toplantıda alındı. Toplantıya katılanlar arasında Nurettin Oruç da vardı. Toplantıda terörist başı Gülen'in talimatıyla tırların durdurulması ve Türkiye'nin terör örgütlerine yardım ettiği algısı yaratılmasına yönelik kararlar alındı. Konuyla ilgili takip görevi, örgüt içindeki jandarma unsurlarına verildi. Sorumluluğu da örgütün o dönemde "Güneydoğu Anadolu Bölgesi Jandarma imamı" olan Nurettin Oruç üstlendi.

Oruç, daha sonra, Türkiye genelindeki "Jandarmadan sorumlu imamlığa" getirildi. Darbeye hazırlık kapsamında kendisine bağlı bölge imamlarına Pensilvanya'dan aldığı talimatları iletti. Oruç, Ocak 2015'ten Haziran 2016’ya kadar 7 defa ABD'ye gitti.

Ankara'daki villada yapılan darbeye hazırlık toplantılarında aktif görev alan Oruç, toplantılara katılan jandarma personeline darbe girişimi sırasındaki görevlerini anlattı.

15 Temmuz gecesi Oruç'un da Akıncı Üssü'nde bulunduğu filonun kamera kayıtlarına yansıdı. Darbe girişimi başarısız olunca üsten kaçarken tarlada yakalanan Nurettin Oruç, ilk ifadesinde "Hayvan yetiştiriciliğiyle ilgili belgesel çekimi için görüşme yapmaya gittim." dedi.

Adli Tıp uzmanları, 143. Filo koridorundaki görüntüler ile Oruç'un Jandarma karakolunda kaydedilen görüntülerini inceledi ve sonuçta koridorda görülen şahsın Nurettin Oruç olduğunu kemer ve ayakkabılarına varıncaya kadar tespit etti.

Harun Biniş

Akıncı Üssü'nde yakalan sivillerden Harun Biniş bir dönem Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda (BTK) çalıştı.

Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianameye göre Biniş, örgüt tarafından darbe teşebbüsünü organize edecek sivil yöneticilerden biri olarak görevlendirildi.

Yargılandığı usulsüz dinleme davası kapsamında aranması olduğundan yurt dışına çıkış yapamayan Biniş, firari Adil Öksüz'ün Pensilvanya'dan aldığı talimatlar doğrultusunda darbeye hazırlık toplantılarının düzenlendiği evlerde görevlendirildi.

Darbe girişiminden sonra itirafçı olan gizli tanık "Şapka" kod adıyla ifade veren eski albay Hakan Bıyık, darbe girişiminin planlandığı Ankara Çayyolu'ndaki villada yaşananlara ilişkin "Villada yemek yapan, evin genel işlerinden sorumlu olan, at kuyruklu saçlı, gözlüklü, ince yapılı şahıs, Harun Biniş isimli kişidir." dedi.

Akıncı Üssü 143. Filo güvenlik kamera görüntülerinde Biniş'in FETÖ'cü askerlerle birlikte hareket ettiği belirlendi. Biniş'in, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uçağının bulunması için radar iz kayıtlarını incelediği ortaya çıktı.

16 Temmuz sabahı Akıncı Üssü'nden kaçarken tarlada yakalanan Biniş, kolluktaki ilk ifadesinde "arsa bakmaya" geldiğini iddia ederek, "Bende vertigo var. Ankara'daki bombaları duymadım." dedi.

Editör: Elif Erbay