Rüyalar, uyku sırasında zihnimizde oluşan görüntüler ve hikâyelerden meydana gelir. Özellikle REM (Hızlı Göz Hareketi) uykusu sırasında daha yoğun ve canlı rüyalar görürüz. Bu deneyde ise, berrak rüya gören iki kişi arasında mesaj alışverişi yapılabildi. Berrak rüya, rüyada olduğunuzun farkında olduğunuz ve rüyayı kontrol edebildiğiniz bir durumu ifade eder.
Deney sırasında katılımcılar farklı evlerde uyudu ve beyin dalgaları gibi biyolojik verileri özel cihazlarla izlendi. Deneyin işleyişi şöyle oldu: Bir katılımcı berrak rüyaya geçtiğinde, bir bilgisayar sunucusu ona özel bir dilde rastgele bir kelime iletti. Katılımcı bu kelimeyi rüyasında tekrar etti. Daha sonra, ikinci katılımcı rüya gördüğünde, ilk katılımcının tekrarladığı kelime ona iletildi. Uyandıktan sonra, bu kelimeyi hatırlayan katılımcı deneyin başarılı olduğunu kanıtladı.
Bilim kurgu gerçek oldu
REMspace girişimi, bu deneyle birlikte bilim kurgunun gerçekliğe dönüşmesinde önemli bir adım atmış oldu. Deney, rüya sırasında iki kişi arasında kurulan bu iletişimin, gelecekte birçok farklı alanda kullanılabileceğini gösteriyor. Bu teknoloji, psikolojik terapilerden eğitime kadar geniş bir kullanım alanına sahip olabilir.
Yapay zekadan sonra en büyük endüstri olabilir
REMspace CEO’su Michael Raduga, bu deneyin rüya dünyasında köklü bir değişimin başlangıcı olabileceğini belirtiyor. Raduga'ya göre, rüya sırasında iletişim kurma teknolojisi, yapay zekadan sonra dünyadaki en büyük endüstrilerden biri olabilir. Raduga, “Dün rüyalarda iletişim kurmak bilim kurgu gibiydi; yarın bu teknoloji olmadan hayatımızı hayal bile edemeyeceğiz” diyerek bu gelişmenin gelecekte büyük bir yer edineceğini ifade etti.
