Gündem

İmamoğlu'nun danışmanı Murat Ongun konuştu! "Yayınlayın, tüm görevlerimden istifa edeceğim"

İBB iştiraki Medya A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun, hakkında çıkan iddialara ilişkin konuştu. İhale süreçlerinde tanıdıklarına ayrıcalık tanıdığı ve gazetecilere para verdiği yönündeki iddialara ilişkin; "Hiçbir gazeteciye böyle bir suçlamanın yöneltilmesini ne kabullenirim ne de tasvip ederim" yanıtını verdi.

Abone Ol

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Medya A.Ş'nin ihale süreçlerinde tanıdıklarına ayrıcalık tanıdığı öne sürülen ve bir televizyon kanalında; "CHP kurultay delegelerine 1200 cep telefonu alındı ve bu alımı Medya A.Ş. yaptı" iddiasıyla gündeme gelen Murat Ongun ile Nefes Gazetesi yazarı Aytunç Erkin görüştü.

Hakkındaki iddialara cevap veren Ongun, gazetecilere ve medya kuruluşlarına para verdiği yönündeki haberlerle ilgili olarak da; "Siyaseten hangi tarafta olursa olsun, hiçbir gazeteciye böyle bir suçlamanın yöneltilmesini ne kabullenirim ne de tasvip ederim" diye konuştu.

Murat Ongun Aytunç Erkin'in sorularına şu şekilde yanıt verdi:

CESURCA KARŞILARINA ÇIKTIĞIM İÇİN HEDEF YAPILDIM

-Neden siz?

Sayın İmamoğlu ile yol arkadaşı olduğum için. Yıllardır ona yapılan saldırılara karşı her zaman en önde durduğum için. Saldıranların aksine, zeki ve doğru bir tavırla mücadele verdiğim için. Ve hiçbir zaman yılmadan cesurca karşılarına çıktığım için hedef yapıldım. Bu yeni yaşanan bir durum değil. 6 yıldır hayatımın parçası oldu bu. Bu saldırı ve tehdit paketinde milletimiz bilsin her şey var.Her şey var. Bunları, yaşamın getirdiği bir gerçeklik olarak kabul edip, konuyu da memleket meselesi olarak içselleştirirseniz o zaman sorun kalmıyor. Ben öyle yaptım.

Kuşkusuz Medya AŞ’ye yapılan saldırılar beni üzüyor. Çünkü şirketimizde birbirini çok seven, omuz omuza dayanışmayla çalışan, yaptıkları işe gönülden bağlı çoğu genç çok sayıda mesai arkadaşım ve dostlarım var. Çok kıymetli genel müdürümüz, yol arkadaşım yönetici dostlarım var. Onlar üzülüyor, geriliyor diye endişe ediyorum o kadar. Düşünseniz; TGRT Haber’de bir gazeteci; ‘CHP kurultay delegelerine 1200 cep telefonu alındı. Bu alımı Medya AŞ yaptı.’ diye iftira atıyor sonra bu yalan dediğimizde ‘Bana bunu diyenin alnını karışlarım. Belgesi elimde olmasa bunu söylemem’ diyor.

Benim alnımı karışlayacağına, elinde olduğunu iddia ettiği faturayı yayınlayabilse sorun çözülecek. Ama olmayan fatura yayınlanır mı? Sözüm ona aynı yayındaki gazeteci arkadaşlardan biri de ‘Belgeyi gösterin de Murat Ongun utansın’ demiyor. Diyemiyorlar. Onlar da yalan olduğunu biliyor da konu farklı. Sonra ‘aparat’ dediğim için feryat figan ediyorlar.

Vasıtanızla, bir medya meydan okuması yapayım. O programdaki herkese ‘Hodri Meydan’ diyorum. Madem fatura elinizde, yayınlayın ben de tüm görevlerimden anında istifa edip sizden özür dileyeyim. Onurlu insanlar böyle yapmalı. Ben de onlar da. Hodri Meydan. Bekliyoruz faturayı.

ADALETSİZLİKLERİN HER TÜRLÜSÜ YAPILDI

-Murat Ongun’un Ekrem İmamoğlu adına sosyal medyada kurduğu trol ordusu var mı? Medyada, haber kanallarında kurduğunuz bir örgütlenme var mı?

Benim bir tane örgütüm var, o da Cumhuriyet Halk Partisi örgütü. 10 yıllık parti üyesiyim. 23 Mart’ta da sandığa gidip oyumu kullanacağım. Medyaya dönersek, Allahaşkına tüm medyada muhalefete yakın yayın organlarının sayısı nedir ki, orada bir yapımız olsun. Medyada bir yapı varsa, yapının ağababası belli. Yeri gelmişken demokrasi adına acı verici bir olayı anlatayım. 2019 seçimleri döneminde Ekrem İmamoğlu pek çok kanal gibi TRT Haber, CNN Türk ve NTV’ye de çıktı.2024 seçimlerinde ise TRT bırak canlı yayını, parasıyla reklamlarımızı dahi yayınlamadı. CNN Türk ve NTV de, talep etmememize rağmen Ekrem İmamoğlu’na ekranlarını açmadılar. Üstelik rakibimiz o kanallarda boy gösterirken, İmamoğlu’na bu hak tanınmadı. Türkiye’nin en eski iki haber kanalı yaptı bunu. Çok üzücü. Bize adaletsizliklerin her türlüsü yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Kazanan yine de biz oluyoruz öyle de olmaya devam edecek göreceksiniz. Bu örnek bize sadece 5 yılda, medyada yaşadığımız demokratik gerilemeyi gösteren en güzel örnek. Bunlara rağmen, yok biz medyada örgütlenmişiz de, ordan atıp burdan tutuyormuşuz da falan filan. Baştan sona saçmalık.

Gelelim sosyal medyaya. Bunların sosyal medya deyince anladıkları sadece X. İşte bizim orda da trol ordularımız varmış. Bir ordu da değil, ordular. Yahu biz olsak olsak 300 Spartalı oluruz ama yine size yeteriz merak etmeyin. Kişi kendinden bilir işi. Bunu dile getirenler asıl trol ordusu sahipleridir. Ekrem İmamoğlu bu ülkenin en sevilen siyasilerinden biri. Doğal olarak da onu sevenler, kendisine destek olan paylaşım yapabilirler. Daha önce desteklemeyenler de bu haksızlıklar ve adaletsizlikler nedeniyle artık kendisine destek oluyor. Bu o insanları trol yapmaz. Bunu anlamaktan aciz olanlar, yıllardır bir trol yalanına sarılmış, birilerini aldatıyor.

Bu ‘İmamoğlu’nun trol ordusu var’ palavrası ile bazı uyanıklar sosyal medya üzerinden çok para kazandı. Kazanmaya devam ediyor. Öfkesinin ve kıskançlığının esiri olmuş TV’lerde boy gösteren çok isim var böyle. Onlar kendini önemsiyor ama halkta bir karşılıkları yok. Dost acı söyler.

SOSYAL MEDYA ŞARLATANLARINA YANIT VERECEK HALİM YOK

Medya AŞ’nin ihale verdiği kişileri koruduğunuz, bazı tanıdıklarınıza ihale verdiğiniz yönünde iddialar var. Bu iddialara ne dersiniz ve hemen ekleyeyim, Medya AŞ’den ihale alan bir basın kuruluşu var mı?

Unutmamak lazım ki Medya AŞ, İBB’ye bağlı bir iştirak şirketi. Bu yüzden Sayıştay denetimine açık. Müfettiş denetimine açık. Ticaret Bakanlığı’ndan tutun da İçişleri Bakanlığı’na kadar onlarca devlet organının denetimine açık bir şirket. Açık derken, gelsinler denetlesinler demiyorum zaten her daim denetim altındayız diyorum. İBB ve iştirak şirketleri kadar denetlenen başka bir kurum-kuruluş yok Türkiye Cumhuriyeti’nde. Üstelik didik didik denetleniyoruz. Sayıştay dahil tüm raporlarımız tüm denetimlerimiz pırıl pırıl. Hatta son seçimin ardından yani daha yeni, Ticaret Bakanlığı müfettişleri denetime geldi. Raporlarını bakanlığa sunmuşlar diye duydum. Bakanlığımız, arzu eden herkese keşke o raporu verse de herkes Medya AŞ’nin nasıl çalıştığını görse.

Keza, benimle ilgili de defalarca teftiş oldu. Özellikle 2022 yılında çok derinlemesine incelemelere tabi tutuldum. Sadece ben de değil, ailem de incelendi. Bakmadık şey bırakmadılar. Hakkımda MASAK Raporu bile hazırlandı. Her şey tertemiz çıktı. Hiç rahatsız olmadım bunlardan. Hiçbir zaman da olmam. Devletimizin ilgili her kurumuna istediği zaman, bildiğim her şeyle ilgili açıklama yaparım. Anında hesap vermeye hazırım. Yoksa sosyal medya şarlatanlarına yanıt verecek halim yok. Medya AŞ’de ihale alma koşulları bellidir. Ben medyadan gelen birisiyim. Pek çok eski medya çalışanı, yıllar önce kendi şirketlerini kurmuş. Kah etkinlik organizasyon alanında kah film çekimi, prodüksiyon alanında piyasaya iş yapmışlar. Aralarında başarılı çok insan var. Bunlardan bazıları yani daha önce tanıdığım kişiler de ihale koşullarını karşılamak kaydıyla iş alabilir. Az sayıda da olsa tanıdığım kişiler var tabi. Son olarak ne bir gazete, ne bir Tv ya da başka bir medya kuruluşunun bizden aldığı ihale bulunmamaktadır.

HİÇBİR GAZETECİYE BÖYLE BİR SUÇLAMANIM YAPILMASINI NE KABULLENİRİM NE TASVİP EDERİM

Çok konuşulan bir konu daha. Para verdiğiniz gazeteci var mı? Bu çok konuşuluyor

Bu yalanı söylemekten zevk alanları birkaç gruba ayırıyorum. 1) Başarısız siyasal iletişimciler 2) ‘Bize de para verin o zaman’ duygusu yaşayan tuhaflar 3) Kıskanç loserlar

Ben merkez medyada yetişmiş gazeteci kökenli birisiyim. Siyaseten hangi tarafta olursa olsun hiçbir gazeteciye böyle bir suçlamanın yapılmasını ne kabullenirim ne tasvip ederim. Gazetecilik kıymetli ve önemli bir meslektir. Bu iktidar öncesinde 4. Kuvvet olarak gösterilirdi basın. Güçlerin tamamı bire indiği için şimdi hatırlamıyorlar bile.

BU KADAR MI VİCDANSIZ OLDUNUZ?

Sizin İBB ve Medya AŞ’de yönetimi almadan önce nasıl bir tablo vardı? Geçmişe bakınca ne gördünüz?

Bizden önceki arkadaşların farklı bir çalışma tarzı var. Bazı şeyler kayıtlı bazı şeyler kayıt dışı. Kayıt dışına bir örnek vermem gerekirse. 2017 yılında, Medya A.Ş. bir TV kurmaya yetecek kadar elektronik cihaz almış. Aklınıza ne gelirse. Kamera, reji masası, ışık vesaire. Ciddi bir meblağ bu. Medya AŞ’nin kamu parasıyla aldığı bu mallar her nedense bir vakıf üniversitesine hibe edilmiş. Bunun hiçbir kaydı yok. Bunları unutmuyoruz tabi ama bugün mahkemeye gidip de kazanacak durumumuz yok. Üniversite ismi dahi veremiyoruz bu durumda. 2017’de hangi üniversite televizyon stüdyosu kurduysa onlardan biri. Yine anlam veremediğim bazı işler var. Mesela Medya A.Ş., idareden yani İBB’den çok değerli bir reklam alanının ihalesini almış. 20 yıl süreli bir ihale. İBB’den aldığı bu değerli işin üzerine sadece yüzde 1.5 kar payı ekleyerek, bir özel şirkete ihale etmiş. Oysa çok değerli bir alan. En az yüzde 30-40 kâr payı koyarak da ihale edilebilirdi. Bazı sebeplerle tercih edilmedi herhalde. Mesela bizde bu alanlardan görece daha değersiz reklam alanları dahi yüzde 30 ila yüzde 50 arasındaki karlılıkla ihaleye çıktı. Anlatacak çok şey var. Devletimiz bir gün sorarsa anlatırız teker teker. Yoksa polemik çıkarmak gibi bir derdim yok. Son olarak, bugünlerde TV’lerde özellikle şirketimiz tartışmaya açıldığı için şunu söylemek isterim. İddialar böyle diyerek akla ziyan ifadeleri dile getiren arkadaşlar bir zahmet ‘İddia böyle ama Medya AŞ’de açıklama yaptı bunları yalanladı’ demeyi öğrensinler. Aleyhimize her şeyi ‘iddia’ kılıfına sokarak saatlerce tartışıyorlar, kurumsal açıklamamızdan bir cümle bahsetmiyorlar. Bu kadar mı vicdansız oldunuz.