MERT SAYAN – HABER MERKEZİ
ABD Başkanı Donald Trump’ın Amerikan ordusuna Husilere yönelik saldırı emri vermesinin ardından, ABD, İngiltere ve İsrail hava kuvvetleri Yemen’deki Husi bölgelerine operasyon düzenledi. Bu saldırı, bölgedeki stratejik dengeleri yeniden şekillendirmeyi hedefleyen bir adım olarak değerlendiriliyor.
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, Trump’ın beklenmedik bir kararla Amerikan ordusuna Husilere yönelik saldırı emri verdiğini hatırlatarak, bu gelişmenin ardından ABD, İngiltere ve İsrail hava kuvvetlerinin Yemen’deki Husi bölgelerine yönelik bir operasyon düzenlediğine tanıklık edildiğini hatırlattı. Ülger, bu saldırının amacını dört ana başlıkta Samimi Haber’e anlattı.
“TRUMP UKRAYNA MESELESİNDE BAŞARISIZ OLDU”
Ülger, birinci olarak Trump’ın Ukrayna’ya barış getirme ve ateşkes sağlama konusunda birtakım taahhütlerde bulunduğunu, ancak bunu gerçekleştirmede başarısız olduğunu hatırlatarak; “Bu başarısızlığı perdelemeye çalışıyor. Bir anlamda hedef saptırma ya da başarısızlığı gizleme amacıyla bu saldırı gerçekleştirildi. Birinci boyutunda bu durum yer alıyor” şeklinde konuştu.
“İSRAİL’E OLAN BORCU ÖDÜYOR”
Ülger, ikinci olarak ise İsrail’e karşı bir diyet borcu ödenmesinin söz konusu olduğunu belirtti. Joe Biden yönetiminin İsrail’i yalnız bırakmayan bir politika izlediğini, Trump’ın ise aynı çizgide olduğunu ifade eden Ülger, daha aşırı bir çerçevede İsrail’i desteklediğini göstermeye çalıştığını vurguladı.

Ülger bunun sebebinin, seçim kampanyası sırasında Amerika’daki Yahudi lobisinin mali bakımdan Cumhuriyetçi Parti’ye büyük destek vermesi olduğunu ifade ederek; “Trump’ın İsrail’i desteklemesinde bir başka faktör ise Cumhuriyetçi Parti’nin seçimlerinde 100 milyon rakamına ulaşan ve güçlü bir potansiyele sahip evanjelikler var” diye konuştu.
Ülger, Husilerin ve Ensarullah hareketinin kararlı bir biçimde Filistinliler ve HAMAS nezdinde pozisyon almayı sürdürdüğünü belirtti. Bu nedenle, Trump’ın İsrail’e yönelik tehditleri bertaraf etme ve bu ülkeye diyet borcu ödeme çabası içinde olduğunun altını çizdi.
Ülger, üçüncü olarak Trump’ın Babülmendep Boğazı’nda seyir ve sefer güvenliğini sağlamayı hedeflediğini belirtti. Husilerin Babülmendep Boğazı’nda İsrail’e destek veren ülkelerin ticaret gemilerine bugüne kadar saldırılar düzenlediğini vurgulayan Ülger, bu durumun tankerlerin ve ticaret gemilerinin bu coğrafyadan Avrupa’ya geçişini zorlaştırdığını söyledi. Ülger, Babülmendep Boğazı’ndan sonra Süveyş Kanalı üzerinden Avrupa’ya Uzak Doğu’dan, özellikle Çin’den gelen malların ulaştığını dikkat çekti. Buranın kilitlenmesinin Batı’nın Asya’daki ticaretini önemli ölçüde engellediğinin altını çizdi.
“İRAN’I KÖŞEYE SIKIŞTIRMAK İSTİYOR”
Ülger, konunun dördüncü boyutunda ise İran'ın köşeye sıkıştırılması düşüncesinin bulunduğunu belirtti. Trump yönetiminin İran’a yönelik baskıları artırma çabasında olduğunu ve Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalara göre, İran’daki uzlaşma yanlılarının söylemlerinin aksi olduğunu dile getirdi. Ülger, bu gelişmelerin, yeni dönemde İran’ın Ortadoğu’daki etkisinin kırılmasına yönelik bir strateji olarak okunması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, İran’ın güçlü bir şekilde desteklediği Ensarullah Hareketi, yani Husi isyanının da, bu sürecin önemli bir parçası olarak dikkat çekti.
“SEYİR FÜZELERİ VAR”
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger, Husiler’in kontrol altında tuttukları bölgelerin stratejik açıdan büyük önem taşıdığını belirtti. Ülger, bu bölgelerin Babilmendep Boğazı'nı bloke etme potansiyeli taşıdığını ve aynı zamanda Kızıldeniz ile Aden Körfezi'ne hâkim olma imkânı sunduğunu vurguladı.
Ayrıca, Husilerin İran tarafından desteklendiğini ifade eden Ülger, her konuda aynı çizgide olmadıklarını, ancak son derece dirayetli ve savaşçı bir yapıya sahip olduklarını altını çizdi. Husilerin seyir füzeleri, dronlar ve sihalara sahip olduğunu, 2000 kilometre mesafedeki İsrail şehirlerine hava saldırıları düzenleyebildiklerini dikkat çekti.
İŞTE, HUSİLERİN ELİNDEKİ SİLAHLAR!
Husilerin elinde bulunan balistik füzeler, bölgedeki gerilimi artıran en önemli unsurlardan biri olarak görülüyor. Burkan-2H ve Burkan-3 gibi İran yapımı füzeler, 500 ila 1200 kilometre menzile sahip. Bu füzeler, özellikle Suudi Arabistan’daki stratejik hedeflere yönelik saldırılarda kullanılarak Husilerin uzun mesafeli vuruş kabiliyetini ortaya koyuyor.
Husilerin elinde bulunduğu silahlar şöyle:
1. Seyir Füzeleri: Quds-1 ve Quds-2, İran tasarımı, 700-800 km menzilli, gemilere ve kara hedeflerine karşı etkili.
2. İnsansız Hava Araçları (İHA): Samad-3 (1500 km menzil) ve kamikaze tipi Shahed-136, patlayıcı yüklü.
3. Gemisavar Füzeler: İran’dan temin edilen modeller (ör. Noor), 200-300 km menzil, Kızıldeniz’de kullanılıyor.
4. Roketler: Katyusha ve Grad tipi roketler, 20-40 km menzilli.
5. Karadan Havaya Füzeler: Eski Sovyet SA-2’ler ve modernize edilmiş versiyonları.
6. Balistik Füzeler: Burkan-2H ve Burkan 3 gibi İran yapımı füzeler; menzilleri 500-1000 km arasında.