Ercan Çankaya - Haber Merkezi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'yla birlikte Eski Tuzla CHP İlçe Başkanı Hasan Uzunyayla’nın oğlunun düğününe katılması dikkat çekti.

Aynı düğüne Genel Başkan Özgür Özel ve İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'in de davetli oldukları ama katılmadıkları bazı basın yayın organlarında öne sürüldü.

Konunun magazin boyutunun ötesinde tüzük kurultayı öncesinde İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu'nun yakınlaşmaları, CHP’nin iç dengelerinde önemli değişiklikler olacağı şeklinde değerlendirildi.

İmamoğlu Kılıçdaroğlu yakınlaşmasının CHP açısından ne anlama geldiğini, İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu birlikte hareket etmeye başlarsa bundan sonraki süreçte Özgür Özel’in muhtemel hamlelerinin neler olacağını Siyaset Bilimci Eren Aksoyoğlu’yla konuştuk.

İmamoğlu Kılıçdaroğlu yakınlaşması bir iş birliği değil

İmamoğlu Kılıçdaroğlu yakınlaşmasını “Bu bir iş birliği değil. Kanımca sadece taşlar yerine oturuyor” şeklinde değerlendiren Aksoyoğlu, “seçim arkasından ortaya çıkan iyimser hava yavaş yavaş kayboluyor. Bunun yerini akıl ve mantık almaya başladı” diye konuştu. CHP’nin önünde bir tüzük kurultayı olduğu hatırlatmasında bulunan Aksoyoğlu şunları söyledi:

CHP eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun en güçlü olduğu zamanlarda tüzükte değişiklikler yapmak için büyük mücadeleler verdiğini de deneyimlemiştik. Benzer bir tablonun yaşanmaması için Kılıçdaroğlu'nun desteği, dahası bir uzlaşı noktası bulmak şart. Ama bu uzlaşı arayışı kamuoyunda İmamoğlu-Özel yarılması gibi okunuyor. Burada da bir yanlış anlaşılma var. Bu bir yarılmadan daha çok İmamoğlu'nun Özel'e yardım elini uzatması. Çünkü 12 yıl içinde CHP'de bir kadro birikimi gerçekleşti. Bu kadroların son büyük kongreyle birlikte tasfiye edildiğini görüyoruz. Bu da partinin kamuoyundaki etkisini kırıyor. Halbuki beklenti partinin anketlerde yükseldiği ölçüde siyasetin içeriğinde de bir yükseliş olacağı yönündeydi. Ancak bu ikincisi gerçekleşmiyor. Birkaç MYK üyesi dışında içerik üreten ve bir yaklaşım geliştiren kimseler yok. Şu anda kent lokantaları gibi birkaç örnek üzerinden Türkiye siyasetinin kotarılmak istendiğini anlıyoruz. Bütün bu tablo İmamoğlu'nu daha fazlasını yapmaya itiyor olabilir.

Siyasi yasağın siyasi karşılık getirmesi ihtimali var

İmamoğlu'na siyasi yasak gelmesi durumunda bunun CHP’deki dengeleri nasıl değiştireceğini sorduğumuz Aksoyoğlu, yasağın “İmamoğlu'na siyasi karşılık getirmesi olasılığı var. Ancak Ankara'da, benzer bir durumda kalan Erdoğan'a el verenler gibi İmamoğlu'na el verecek olanlar yine Kılıçdaroğlu'nun tezgahından geçiyor” diye konuştu.

“Ankara dinamiği çok önemli ama 22 yılın getirdiği kadrolar pas geçiliyor kanımca” diyen Aksoyoğlu, “22 yılın herhangi bir yerinde AYM'nin kararlarını görmezden gelemezdiniz örneğin” dedi.

“İBB başkanlığının kime bırakılacağı tartışması şimdilik çok anlamsız” olduğu ve CHP'ye zarar verdiği değerlendirmesinde bulunan Aksoyoğlu, “adı geçen dört isimden hangisi İBB başkanı olursa olsun CHP'nin yetiştirdiği altın yumurtlayan tavuğun yerini dolduramayacağı da açık. Dolayısıyla o gün gelene kadar olası başkanların bütün mukavemetlerini ortaya koyması ve sadece İBB'yi yönetmesi gereken yeni yaklaşımı tartışması gerekiyor” dedi.

Özel dengeleri gözetmiyor

Yeni yaklaşıma ilişkin teklifin “CHP İstanbul il başkanlığı aracılığıyla yapılabileceğini” söyleyen Aksoyoğlu, “ortaya bir katılımcı demokrasi perspektifi çıkabilir. Ben bu konuda zaman kaybedildiğini düşünüyorum” diye konuştu.

Özgür Özel'in siyaset yapma tarzı içinde iki nokta öne çıkıyor. Birincisi Kılıçdaroğlu'na göre daha dar ve meşru bir kadroyla kararlar alıyor olması, ikincisi ise değişiklik yapma konusunda dengeleri gözetmiyor oluşu. Bunu yerel seçimde çok sert değişiklikler yapmasında gözlemlemiştik. Bu ne kadar sürdürülebilir, burada soru işaretleri var. Bu teker bir yerde patlayabilir. Bu da bir anda ama gerçekten bir anda Özel'in açık tavizler vermesiyle sonuçlanabilir.

AK Parti'den erken seçim açıklaması AK Parti'den erken seçim açıklaması