Sokak hayvanlarının öldürülmesini de içeren yasa tasarısına tepkiler artarken, TBMM'nin gündemindeki çok tartışılan o yasaya tepki gösterenlerden biri de hayvan sever imam olarak tanınan Mustafa Efe oldu.

İstanbul Üsküdar'da bulunan Aziz Mahmud Hüdayi Camisi'nde bir dönem görev yapan imam Mustafa Efe, sosyal medyada sokak hayvanlarına ve diğer canlılara yönelik yaptığı merhametli paylaşımlarıyla tanınıyor. Mustafa Efe Meclis'te görüşüleceği konuşulan yasayla ilgili yetkililere seslendi. 

Mustafa Efe sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi:

Değerli kardeşlerim, son zamanlarda sokak hayvanlarıyla ilgili yaşanan olaylar toplumumuzda haklı olarak ciddi endişelere sebebiyet vermiştir. Ancak unutmamalıyız ki tüm sokak hayvanlarını tek bir davranış kalıbı üzerinden değerlendirmek asla doğru değildir.Sokak hayvanları konusunda yaşanan sorunlar, çözüm yollarının yeterince etkin kullanılmadığını gösteriyor. Günümüzde birçok yerel yönetim, sokak hayvanlarının kısırlaştırılması ve düzenli olarak aşılanması gibi temel önlemleri ihmal ediyor. Bu durum, hayvanların kontrolsüz bir şekilde çoğalmasına ve zaman zaman toplum içinde çeşitli sorunlar yaşanmasına neden oluyor. Kur'an-ı Kerim'de Enam suresinde belirtildiği gibi, yeryüzündeki tüm canlılar bizler gibi topluluklar halinde yaşarlar ve bu nizamı bozmamak gerekir.

Hayvanların sokaklarda yaşamak zorunda kalması sebebiyle onların uyutulma adı altında öldürülmesi ne insanlığımıza ne de inancımıza uygun değildir. İnsanın üstün yaratılması diğer canlıları öldürmesi için değil, onlara Allah'ın emaneti gözüyle bakıp sahip çıkması içindir.

İslam dini merhametin dinidir

Kardeşlerim, hayvanların da Allah'ın yarattığı canlılar olduğunu, onlara eziyet etmenin, zarar vermenin günah olduğunu unutmamalıyız. İslam dini merhametin ve adaletin dinidir. Sevgili Peygamberimiz Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem hayvanlara karşı merhametli olunması gerektiğini defalarca vurgulamış, onlara eziyet edenlere karşı da ikazlarda, uyarılarda bulunmuştur.

Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz Efendimiz Sallallahu Aleyhi Ve Sellem, Kim bir kuşu öldürürse kıyamet gününde o kuş, ''Ya Rab, bu kişi beni boş yere öldürdü.'' diye şikayette bulunur.'' buyurmuştur. Buhari ve Müslim'de geçen bir başka Hadis-i Şerif’te Peygamberimiz Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir kadının bir kediyi eziyet etmesi ve onu aç bırakarak ölüme terk etmesi sebebiyle cehenneme gideceğini bildirmiştir. Bu hadis, hayvanlara kötü muamele etmenin aslında topluma çok ciddi sonuçları olduğunu gösterir.

Bakınız, hayvanları sadece sokaklarda yaşayan bir sorun olarak görmek yerine, onların da yaşam hakkına saygı göstererek daha sürdürülebilir ve merhametli çözümler üretmek bizlerin ve idarecilerin sorumluluğundadır.

Unutmayalım ki çözüm üretmekte başarısız olan yerel yönetimler ve yetkili kurumlar bu sorunların artmasında büyük rol oynamaktadır.

Bu bağlamda yetkililere çağrımız kısırlaştırma ve yerinde yaşatma politikalarını etkin bir şekilde uygulayarak hem bu canların hem de toplumun huzuru için çalışmalar yapmalarıdır. Ayrıca belediye başkanlarından da özel bir istirhamım rica, lütfen hayvan hastaneleri kurarak doğada yaşayan can dostlarımıza sahip çıkalım. Bu tür tesisler hem hayvan sağlığına katkı sağlayacak hem de vatandaşlarımızın bu canlara olan etkileşimlerini daha güvenilir bir hale getirecektir. Tüm hayvanseverler de bu çalışmalara maddi manevi destek vermeli ve yerel seçimlerde aslında bu çalışmalar üzerinde bu çalışmalara dikkat ederek başkanlar da buna göre seçilmeli.

Uyutmak demek öldürmek demektir

Bu hayvanlar nedeniyle yaşanan her türlü olumsuz olayın önüne geçmek çocuklarımızın Vatandaşlarımızın güven içinde yaşamalarını sağlamak yetkililerimizin de asli görevlerindendir. Ancak bunu sağlamanın yolu asla onları öldürmek olmamalıdır.

Bakın uyutma kelimesi masum bir kelime gibi görünse de yatağa yatırıp da uyutmak manasında değildir. Uyutma kelimesi bu canları öldürmek için üretilmiş bir kelimedir. O yüzden bu canları uyutma adı altında öldürmek için bu yasayı hazırlayanlar, destek verenler yahut da gelirse ben de destek veririm diye düşünenler 1910’da Sivri Ada’yı ‘Hayırsız Ada’ yapanlarla aynı zihniyeti ve vicdansızlığı taşımaktadır.

Bakın ecdadımızın sadece hayvanları korumak için nice vakıflar vardır. Bunlardan da örnek alınması gerekir, belki dünya tarihinden ilk hayvan hastanesini Bursa’da kuran yine bizim ecdadımızdır. Bizim dinimizde katletmek, öldürmek yoktur merhamet etmek vardı. İnşallah bu merhamete vesile olmak, bu merhameti sahiplenmek hepimize nasip olsun. Öyle umut ediyorum ki bu yasadan tez zamanda vazgeçilir ve bu canlarımız tedbirler alınarak yaşamlarına devam ederler. Bu hem insani hem de İslami duruş olacaktır."

Yenidoğan Çetesi davasında 4. gün: “İşçi olarak başladım, tutuklanmadan önce müdür olmuştum” Yenidoğan Çetesi davasında 4. gün: “İşçi olarak başladım, tutuklanmadan önce müdür olmuştum”

Dört işlem yapabilen köpek sosyal medyayı salladı Dört işlem yapabilen köpek sosyal medyayı salladı