Bilim insanı Sir Patrick Vallance, günlük tutanların yazma eğilimlerinin sadece kişisel bir tedavi ritüeli olmakla kalmayıp aynı zamanda yayınlanmasa bile insanlara fayda sağlayabileceğini belirtiyor. Hızlı ve dijital dünyada, el yazısıyla günlük tutmanın zihinsel rahatlama için etkili bir yöntem olabileceğini ifade ediyor.

Psikoterapist Julia Samuel'a göre, günlük yazmak, konuşma terapileri kadar etkili olabilir. Duyguların serbest bırakılmasına ve yazarak netleştirilmesine aracılık ederek bağışıklık sistemini güçlendirebilir, ruh halini iyileştirebilir ve sorunlara çözüm bulmada yardımcı olabilir.

Julia Samuel, günlüklerin yazılıp sonra okunmasının, duygusal rahatlamanın ve düzenlemenin anahtarı olduğunu ifade ediyor. Bu, yazan kişinin yazdıklarını başkalarının okuyacağını bilmekten kaynaklanan rahatlatıcı etkiyi vurguluyor.

Travis Elborough'un belirttiği gibi, günlükler tarih boyunca pek çok ünlü kişi tarafından tutulmuş ve toplumun geçmişe dair önemli birer kaynak haline gelmiştir. Günlük yazmanın yaratıcılık için bir çıkış noktası olduğunu ve geçmişteki olaylara dair orijinal tepkileri içerdiğini belirtiyor.

Ancak, güncel gelişmeleri takip edemediğinizde kendinizi suçlu hissetme gibi olumsuzluklar da yaşanabileceğini belirten Kathryn Carter, günlük yazmanın aslında her zaman özel olmadığını savunan Wilfrid Laurier Üniversitesi profesörüne katılıyor. Günlüklerin, kişinin yazma niyetine bakılmaksızın kamusal bir faaliyet olduğunu düşünüyor.