ARZU ERDOĞRAL / HABER MERKEZİ

Geçtiğimiz günlerdeki son Yüksek Askeri Şura kararlarıyla tuğgeneral olan Askeri Hakim Fevzi Orkunt Canyaş’ın hain terör örgütü FETÖ’yü ve elebaşı Fetullah Gülen’i övdüğü iddiaları son iki haftadır medyanın ve sosyal medyanın gündemine yansımıştı.

Canyaş hakkında FETÖ’cülük iddiasının ardından şimdi yeni bir iddia var: Tefecilik. Bu iddia dayanaksız bir söylenti değil, bizzat Samimi Haber’in ulaştığı belgelere dayanıyor. Üstelik akademisyen eşi Filiz Başkan’la (Canyaş) birlikte yargılanmışlar. Tuğgeneral Canyaş, bir süre evli kalıp sonra ayrıldığı Filiz Başkan (Canyaş) ile birlikte FETÖ’yü ve Gülen’i öven makaleler yazmışlardı.

Şimdi Hakim Albay (sonradan tuğgeneral) Fevzi Orkunt Canyaş’ın tefecilik suçlamasıyla (eski) eşiyle birlikte İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanışını ve ilginç bir şekilde beraat edişini belgeler üzerinden takip edelim.

Aylık %5 faizle borç!

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2 Nisan 2017’de verilen bir şikayet dilekçesinde, şüpheliler Fevzi Orkunt Canyaş ve eşi (sonradan boşanıyorlar) Filiz Başkan Canyaş’ın iştirak halinde tefecilik suçu işledikleri bildirilip, tefecilik suçundan yargılanması isteniyor.

Yıllık banka faizinin 2017 yılında ortalama %10 civarında olduğu göz önüne alındığında, davaya konu olan "aylık %5 faizle borç" oldukça büyük bir orandı.

Başvurunun incelenip değerlendirilmesinin ardından, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Fevzi Orkunt Canyaş ve Filiz Başkan Canyaş hakkında tefecilik suçlamasıyla iddianame hazırlanıyor. 31 Ekim 2019’da hazırlanan iddianamede belirtildiğine göre, müşteki, ihtiyacı olduğu için 2013 yılında Fevzi Orkunt Canyaş’tan borç para istiyor. Şüpheli Canyaş ise kendisine aylık %4-5 faiz oranıyla senet vermesi halinde borç para verebileceğini bildiriyor. Zor durumdaki müşteki vatandaş bunu kabul ediyor.

252 bin TL verip 297 bin TL alıyor!

İddianamenin bu bölümünde şöyle deniyor: “… paraya ihtiyacı olması nedeniyle şüpheli Fevzi Orkunt Canyaş’tan 2013 yılında borç para istediği, şüphelinin de müştekinin kendisine %4-5 faiz oranıyla senet vermesi halinde borç para vermeyi kabul ettiği ve dosya kapsamındaki banka hesap hareketleri ve bilirkişi raporuyla da sabit olduğu üzere, Fevzi’nin eski eşi şüpheli Filiz Başkan’ın banka hesabından 04/10/2013 – 17/01/2015 tarihleri arasında farklı tarihlerde toplamda 252.000 TL parayı müştekinin banka hesabına EFT yoluyla gönderdiği…”

Müşteki, aldığı borcu ödemek için, Filiz Başkan’ın (Canyaş) banka hesabına değişik tarihlerde toplam 297.100 TL gönderiyor. Yani şikayetçi vatandaş, aldığı miktarın 45.100 TL üzerinde bir geri ödeme yapıyor. Ancak kalan borcunu ödeyemeyince, Filiz Başkan, Eskişehir 6. İcra Dairesi’nin 2015/20284 sayılı dosyasından icra takibi başlatıyor.

… Ve iddianame geliyor!

İddianamede Canyaş ve Başkan’ın tefecilikten yargılanmasının istendiği bölüm şu şekilde: “Netice itibarıyla dosya kapsamındaki taraf beyanları, banka hesap hareketleri, Eskişehir 6. İcra Dairesi’nin 2015/20284 sayılı dosyası ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden şüphelilerin kazanç elde etmek amacıyla müştekiye ödünç para verdikleri ve bu sayede toplamda 45.100 TL haksız kazanç elde ederek, üzerlerine atılı ‘tefecilik’ suçunu zincirleme olarak işledikleri anlaşılmakla…”

Tefeciliğin sabit olduğu, 25 Ekim 2019’da İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen bilirkişi raporunda da teyit ediliyor. Bilirkişi raporunda, şüpheli Filiz’in “borç” olarak gönderdiği toplamda 252 bin liranın karşılığında, icra dosya masrafları hariç, 45.100 lira fark oluşacak şekilde 297.100 lira geri aldığı açıkça belirtiliyor.

Yargılamayı haber yapan siteye erişim engeli getiriliyor!

Ve İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılama süreci başlıyor. Ancak bu aşamada basın özgürlüğü açısından ilginç bir gelişme yaşanıyor: Davadan haberdar olan bir internet haber sitesi, olayı ‘Hakim albaya tefecilik davası’ başlığıyla haberleştirip duyuruyor. Fakat haberin yayınlanmasından saatler sonra, yargıda güçlü eller tarafından erişim engeli kararı çıkartılıyor ve haberi kimse okuyamıyor.

Yargılama başladığı dönemde hakim albay rütbesinde bulunan Fevzi Orkunt Canyaş ve sonradan boşandığı eşi Filiz Başkan (Canyaş), tefecilik suçlamasını reddediyorlar. Üstelik, müşteki vatandaş borç parayı Fevzi Orkunt Canyaş’tan istemesine ve onunla anlaşmasına rağmen, sanıklar ifadelerinde, Hakim Albay Canyaş’ı özenle borç/faiz sürecinin tamamen dışında tutuyor. Verdikleri para (252.000) ile geri aldıkları para (297.100) arasındaki farkı ise, müştekinin işyerine bizzat uğrayıp elden verilen paraların karşılığı gibi gerekçelerle açıklıyorlar. Talimatla ifadesi alınan sanık Fevzi Orkunt Canyaş, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, şikayetten vazgeçme olursa kabul edeceğini belirtiyor. Filiz Başkan ise, işin içine eski eşi Fevzi Orkunt Canyaş’ı hiç katmadan mahkemede verdiği savunmasında, müştekinin kendisinden zaman zaman borç para aldığını, fakat bir dönem aldığı borçları ödeyemeyince icraya vermek zorunda kaldığını anlatıyor.

Mahkeme, müştekinin ifadesini bile almıyor!

Ancak müşteki tarafı, bunun yalan beyan olduğunu bildirmesine rağmen mahkeme dikkate almıyor. Dahası, mahkeme, müşteki tarafın ifadesini bile almaya gerek görmediği gibi, müdahillik talebini de reddediyor.

İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesi 25 Kasım 2020’de, sanıklara daha ilk celsede beraat kararı veriyor. Üstelik her iki sanık için Hazine’den ayrı ayrı 4 bin 80’er lira müdafii ücreti alınarak onlara verilmesine hükmediyor. Mahkemenin beraat kararında, sanıklar yönünden yapılan yargılama giderleri de sanıkların üzerine değil, ‘kamu üzerine’ bırakılmasına hükmediliyor. Mahkeme, hüküm bölümünde; “…Kazanç maksadıyla para vermek suretiyle zincirleme biçimde  tefecilik suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davaları açılmış ise de, sanıkların atılı suça yasada öngörülen unsurları ile vücut veren ve suç teşkil eden bir eylemlerinin bulunmadığı sabit olduğundan, CMUK’nun 223/2-a maddesi gereğince sanıkların atılı suçtan ayrı ayrı beraatine…” diyor.

Maliye Bakanlığı beraat kararına itiraz ediyor!

Kararın ardından, müşteki tarafın istinaf talebi kabul edilmiyor ancak Maliye Bakanlığı da karara itiraz ediyor. Bu çerçevede Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı, mahkemeye bir ‘istinaf dilekçesi’ sunup; “Adı geçen dosyada sanıklar hakkında tefecilik suçu yönünden beraatlerine karar verilmiş olup, işbu hüküm usul ve yasaya aykırıdır… fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden şüphelilerin kazanç elde etmek amacıyla müştekiye ödünç para verdikleri ve bu sayede toplamda 45.100 TL haksız kazanç elde ederek üzerlerine atılı ‘tefecilik’ suçunu zincirleme olarak işlemişlerdir. Bu nedelerle eksik inceleme ve değerlendirme ile sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır” deniyor.

Sıla bebek olayında yeni ayrıntılar ortaya çıktı! Sıla bebek olayında yeni ayrıntılar ortaya çıktı!

Maliye Bakanlığına bağlı İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın başvurusunda, beraat kararının kaldırılması ve sanıkların atılı suçtan cezalandırılması isteniyor. İstinaf başvurusunda 5237 Sayılı Kanun’un tefecilik suçlarıyla ilgili 241. maddesi ve 90 Sayılı K.H.K. hükümleri hatırlatılıyor.

Maliye Bakanlığı’nın istinaf başvurusu 15 Ocak 2021’de yapılıyor. Ancak karar, istinaf tarafından çok kısa süre içinde, yaklaşık 1 ayda aynen onaylandı. Türkiye’de istinafa giden dosyaların aylarca, hatta yıllarca beklediğine sık sık tanık olunduğundan, kararın oradan da jet hızıyla geçmesi hukuk çevrelerinde oldukça yadırgandı.

TSK’nın katı kurallarını kimler esnetti?

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde uzun yıllara dayalı kural ve uygulamalar var. Bu çerçevede bir subayın tefecilik suçlamasıyla sanık konumunda yargılanmaya başlanması anında açığa alınmasına neden olması gerekirken, Hakim Albay (sonradan tuğgeneral) Fevzi Orkunt Canyaş’a hiç dokunulmadı ve ilginç bir şekilde hiçbir şey olmamış gibi görevine devam etti. TSK’daki prosedüre göre, normalde, tefecilik gibi yüz kızartıcı bir suçtan mahkemede yargılanmak bir yana, hakkında iddianame düzenlenmesi bile görevden el çektirilmesine yetmeliydi.

Tuğgeneral Canyaş’ın tefecilikten yargılanıp beraat etmesinin öyküsü kısaca bu şekilde. Gerek müşteki tarafın, gerekse Maliye Bakanlığı’nın mahkemenin tutumunda ve kararında gördüğü acayiplikler, usul ve yasaya aykırılıklar apaçık ortadayken, yargılama sonucunun bu şekilde ortaya çıkmasını sağlayan görünmez güçlerin kim ve ne olduğunun kararını siz değerli Samimi Haber okurlarının takdirine bırakıyoruz. Canyaş’ın, Türk medyasında ve sosyal medyasında günlerdir tartışılan FETÖ’ye ve elebaşına övgüler dizen makaleleri dikkate alındığında, görüntü biraz daha netleşiyor.

Editör: Ömer Göyce