Dünya

Filistin şu anda ikinci Nakba’yı yaşıyor

ABD’nin bir taraftan ateşkes çağrısı yaparken bir taraftan da İsrail’e silah yardımını sürdürmesi konusundaki ikircikli tutumunu, Gazze’yi ateşkesten sonra neyin beklediğini sorduğumuz Prof. Dr. Mehmet Dalar, Filistin’in şu anda ikinci bir Nakba yaşadığını, ateşkes sağlansa bile Filistin halkının bu sürecin zorluklarını uzun yıllar çekeceklerini bildirdi.

Abone Ol
Ercan Çankaya - Haber Merkezi

Gazze'de ateşkes için gözlerin çevrildiği Mısır’ın başkenti Kahire'deki müzakerelerden Pazar günü de sonuç çıkmadı.

Reuters haber ajansının Mısırlı kaynaklara dayandırdığı haberine göre arabulucuların sunduğu anlaşma maddeleri ve karşılıklı tavizlere ne Hamas ne de İsrail yeşil ışık yaktı.

Yaklaşık 10 aydır süren savaşın sona ermesi adına devam eden müzakerelere ABD yönetimi de destek veriyordu.

Mısır'dan gelen haberlere rağmen ABD'li kaynaklar görüşmelerin "yapıcı şekilde" devam ettiğini, "nihai ve uygulanabilir bir anlaşma" doğrultusunda sürdürüldüğünü dile getirdi.

İsmi açıklanmayan bir ABD’li yetkili, anlaşma sağlanamayan konular ve ayrıntılar üzerinde gelecek günlerde de çalışmaların süreceğini söyledi ve müzakereci tarafların Kahire'den ayrılmayacağını kaydetti.

ABD İsrail’i korurken Ortadoğu’daki dengeleri de gözetmek zorunda

ABD’nin hem arabulucuk için rol aldığı hem de İsrail’e silah desteğini sürdürdüğü çelişkili durumu, ABD’nin ne amaçladığını, Gazze’yi ateşkesten sonra neyin beklediğini Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Doktor Mehmet Dalar’a sorduk.

Yahudi lobisinin ABD’nin politikaları üzerindeki etkisini hatırlatan Prof. Dalar, “İsrail mutlak anlamda ABD’den destek alan bir devlet” açıklamasında bulundu.

ABD’deki müesses nizamda Yahudi lobisinin kritik rolüne işaret eden Dalar, ABD’de başkanlar değişse de İsrail’e yönelik politikaların temelde çok değişmeyeceğini vurguladı.

Öte yandan ABD’nin İsrail’i korurken bir yandan da Ortadoğu’daki dengeleri gözetmesi gerektiğini ifade eden Dalar, Amerika’nın bölgede iyi ilişki içinde olduğu Arap ülkeleriyle arasını bozmadan geleneksel İsrail politikasını sürdürmeye çalıştığını vurguladı.

ABD’nin İsrail’i desteklemek adına bölgedeki Gazze’deki soykırım boyutundaki katliamlara göz yumduğunu belirten Dalar, bu ikircikli tutumun Arap ülkelerinin kamuoyunda da sorgulandığını, fakat bölge ülkelerinin tek ses olamamasının etkili bir tepki gelişmesini önlediğini söyledi.

İsrail’in katliamları soykırım özelliği taşıyor

Filistin’in şu anda ikinci bir Nakba olayı yaşadığını belirten Dalar, dünyanın en fazla nüfus yoğunluğuna sahip bölgelerinden biri olan Gazze’de İsrail’in katliamlar ve göçe zorlama yoluyla bir etnik temizlik yaptığına dikkat çekti.

Bilindiği üzere Nakba, yani Büyük Felaket, Filistin direniş kültüründe 1948’de İsrail’in kurulduğu dönemde vuku bulan olaylara karşılık geliyor. Bu olaylar sırasında milyonlarca Filistinli ülkelerinin dışına ya da ülkeleri içinde başka yerlere göç etmek zorunda kalmış. Filistinliler kendi ülkelerinde mülteci durumuna düşmüşlerdi.

2024’teki Nakba’dan da sağ çıkanların da 1948’dekilerin yüz yüze kaldıkları sorunları uzun yıllar yaşamaya devam edeceklerini belirten Dalar, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliamların soykırımın belirleyici niteliklerini taşıyor olduğunu söyledi.

El Fetih ve Hamas birlikte yönetebilir

Bu açıdan ateşkesin sağlanmasının son derece önemli olduğunu dile getiren Dalat, İsrail’in öne sürdüğü şartlarda süreci çıkmaza sürüklediğini kaydetti.

Ateşkesten sonra İsrail’in temel hedefinin Hamas’ın Gazze’den sürülmesi olacağını belirten Dalar, 7 Ekim’den bu yana Hamas’ın Filistinlilerin ezici çoğunluğunun sözcüsü duruma geldiğini dile getirerek bunun pek mümkün olmadığını söyledi.

Devam eden katliamın Gazze’deki Hamas ile Batı Şeria’daki El Fetih arasındaki farklılıkları önemsizleştirdiğini dile getiren Dalar, ateşkesten sonra Gazze ve Batı Şeria’nın El Fetih-Hamas koalisyonuyla yönetilmesinin de mümkün olabileceğini söyledi.

İsrail’in artık El Fetih ve Hamas arasındaki çelişkilerden eskisi gibi yararlanamadığını belirten Dalar, İsrail’in en büyük korkusunun El Fetih ve Hamas’ın Filistin’i birlikte yönetmeleri olduğunu söyledi.

Adalet Divanı’ndan soykırım kararı çıkarsa ne olur?

Geçtiğimiz günlerde Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı’nın İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant için tutuklama talebinde bulunduğunu hatırlatan Dalar, Putin için hemen harekete geçmeye hevesli olan yargıçların İsrail konusunda işi ağırdan aldığını bildirdi.

Uluslararası Adalet Divanı’nın bölgeye insani yardımın sürdürülmesini sağlama gibi geçici önlemlerinin önemli olduğunu, fakat kesin çözüme hizmet etmediğini dile getiren Dalar, Türkiye’nin Adalet Divanı’nda devam eden davaya müdahil olmasının da oldukça önemli olduğunu belirtti.

Divanın kararlarının bağlayıcı olduğunu, soykırım kararının devletleri harekete geçmeye zorlayabileceğine işaret eden Dalar, böyle bir karar durumunda yaptırımların uygulanmasının Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde olacağını vurguladı.