Suriyeli muhalifler tarafından 8 Aralık'ta devrilen Esad rejiminin hapishanelerindeki işkence ve ölümleri tüm dünyaya sızdırdığı belgelerle duyuran "Sezar" kod adlı Ferid el-Mezhan ilk kez gerçek sesi ve görüntüsüyle ekran karşısına çıktı.

Şam'daki askeri polis teşkilatının adli delil kayıt bölümünün başında bulunan el-Mezhan, Esad rejimi hapishanelerinde yaşanan vahşeti dünyaya duyurma serüvenini Arapça yayın yapan bir televizyon kanalına anlattı. Asıl görevinin askerlerin karıştığı ölümcül kazaları fotoğraflamak olduğunu, ancak Suriye devrimin başlamasıyla öldürülen tutukluları fotoğraflamasının istendiğini aktaran el-Mezhan, bu talebin üst kademelerden geldiğini vurguladı.

"GÜNLÜK 50 KİŞİ ÖLDÜRÜLÜYORDU"

Başlarda günlük olarak öldürülen 10 ila 15 kişinin fotoğrafını çektiğini, daha sonra bu sayının giderek artarak 50 üzerine çıktığını ifade eden el-Mezhan, "Güvenlik birimlerinin yöneticileri, tutuklu kurbanların ceset fotoğraflarıyla Esad rejimine mutlak sadakatlerini gösteriyorlardı. Tutuklanan kurbanların bedenlerinin toplandığı ve fotoğraflarının çekildiği yerler Tişrin Askeri Hastanesi ve Harasta Hastanesi morglarıydı" ifadelerini kullandı. Öldürülen mahkum sayısı arttıkça Mezzeh Askeri Hastanesi'nin otoparkının da morg olarak kullanılmaya başlandığını kaydeden el-Mezhan, "Esad rejiminin binlerce tutuklunun ailesine yönelik sistematik şantaj operasyonları yürüttüğünü, ancak ailelerin hiçbir bilgi edinemediğini" aktardı.

ABD’de 40 binden fazla federal çalışan istifa etti ABD’de 40 binden fazla federal çalışan istifa etti

BELGELERİ NASIL SIZDIRDI?

El-Mezhan, Esad rejiminin işkencelerine dair belgeleri Suriye dışına sızdırma yolculuğunun nasıl başladığı hakkında da bilgi verdi. "İşkencelerle öldürülen insanları fotoğrafladım. Devrimin başından beri firar etme düşüncem vardı. Ancak, mümkün olduğunca çok fotoğraf ve kanıt toplayabilmek için erteledim" diyen el-Mezhan, "Güvenlik noktalarından geçerken aranma korkusu yaşadığım için, iletim araçlarını elbiselerimin, bir somun ekmeğin veya vücudumun içine saklıyordum" dedi. Görev yeri ile evi arasında gidip gelmesini sağlayan resmi bir askeri kimliğe sahip olduğunu belirten el-Mezhan, "Fotoğrafların sızdırılma süreci yaklaşık 3 yıl boyunca neredeyse her gün devam etti" diye konuştu.

"ÖLDÜRÜLEN KİŞİLERE 3 NUMARA VERİLİYORDU"

Her yaştan ve cinsiyetten insanın rejim güçleri tarafından öldürüldüğünü anlatan el-Mezhan, "Öldürülen kişilere 3 numara veriliyordu. Bunların ilki ceset numarası, ikincisi işlemi yapan güvenlik biriminin kodu, üçüncüsü ise tıbbi kategori kodu" dedi. El-Mezhan, "Rejime bağlı doktorlar, cesetlerin ölüm nedenini kalp ve solunum durması olarak kayda geçiriyordu" şeklinde konuştu.

“MAHKÛMLARIN BEDENLERİNDE İŞKENCE İZLERİ RAHATLIKLA GÖRÜLÜYORDU”

İnsanlık dışı bir şekilde öldürülen mahkûmların bedenlerinde işkence izlerinin rahatlıkla görüldüğünü vurgulayan el-Mezhan, "Hangi yönetim kendi halkına böyle bir vahşeti reva görür?" diye sordu. Akrabalarının ve komşularının öldürüldüğünü ve tutukluların öldürüleceğini bildiğini aktaran el-Mezhan, "Allah ve insanlık karşısında sorumluydum. Sorumluluğumu yerine getirmiş olduğumu umuyorum" dedi.

YENİ SURİYE YÖNETİMİNE ÇAĞRI YAPTI

Yıkılan Esad rejiminin hukuk karşısında hesap vermesi için çabalarını sürdürdüğünü vurgulayan el-Mezhan, Suriye'nin yeni yönetimine "savaş suçlularını yargılama ve onlardan hesap sorma" ve "sorumlulara yönelik davalar açılmasını sağlama" çağrısında bulundu.

Editör: Yasin Paşalı