Bölgedeki hava sıcaklıkları yaz aylarında 30 dereceyi aşmasına rağmen, mağara içindeki serinlik, insanın iliklerine kadar işleyecek kadar etkili. Bu doğal klima etkisi, mahallenin sakinlerine oldukça pratik bir çözüm sunuyor.
Evlerinde buzdolabı olmasına rağmen, birçok kişi sebze, meyve ve içme suyu gibi günlük tüketim ürünlerini Soğukluk Mağarası'nda muhafaza ediyor.
Bu sayede, yazın kavurucu sıcağında bile gıdalar taze kalıyor.
Mağaranın karşısında bulunan bir alabalık tesisini işleten Ali Koçak, Soğukluk Mağarası'nın tarihi geçmişine dair ilginç bilgiler paylaşıyor. Koçak, "200-250 yıl önce atalarımız burada barut yapımında kullanılan kükürt çıkarıp satarak geçimlerini sağlardı.
Mağaranın üzerinde barutun hammaddesinin çıkarıldığı ocaklar vardı. Büyüklerimiz, dağın altında büyük bir göl olduğunu ve buradaki serinliğin dışa vurduğunu anlatırlardı" diyerek, mağaranın geçmişteki önemine dikkat çekiyor.
Soğukluk Mağarası, sadece doğa harikası bir serinleme noktası olmanın ötesinde, bölge halkının tarih boyunca geçim kaynağı olmuş. Hem doğal güzelliği hem de tarihi dokusuyla, Erzurum’un bu saklı cenneti, ziyaretçilerini bekliyor.