Ercan Küçük - Haber Merkezi
Türkiye 15 Temmuz'u 16 Temmuz’a bağlayan gece Boğaziçi Köprüsü’nün trafiğe kapatılmasıyla başlayan süreçte FETÖ’cü darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı. O gece televizyonlara çıkıp, yaşanılanların FETÖ’cü Amerikancı bir darbe girişimi olduğunu ilk açıklayan ve hükümete, orduya ve vatandaşlara ilk çağrı yapan siyasi lider Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek oldu. Perinçek, 15 Temmuz gecesine dair Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gönderilen mesajı ve o geceden çıkartılması gereken dersleri Samimi Haber’e açıkladı.
Doğu Perinçek, FETÖ’nün yıllardır hedeflerinin en başında olan, Ergenekon kumpaslarıyla ilk tutuklanan isimlerden oldu. FETÖ’yü en iyi bilen isimlerden olan Perinçek, 15 Temmuz darbe girişiminde bir hükümet boşluğu olduğunu hatırlattı. Ak Parti’nin geçmişinden gelen tortuları olduğunu vurgulayan Perinçek, 15 Temmuz bahane edilerek ordu düşmanlığının hortlatılmaya çalışıldığını da belirtti. Perinçek şöyle konuştu:
“15 Temmuz’u halk değil TSK bastırdı”
“Birkaç gündür Türkiye medyasına bakıyorum ders çıkarılmadığını görüyorum. Acayip bir orduyu karalayan kampanya yürütüldü. Sürekli olarak bunun bir Gladyo FETÖ darbesi olduğu bir nevi perdeleniyor. Ak Parti'nin tarihten gelen bir tortusu var. İttihat Terakki Abdülhamit'i devirdi, oradan kalan bir ordu karşıtlığı var. Mustafa Kemal Paşa İstiklal Savaşı'nın başındaki gerici isyanları bastırdı. Atatürk önderliğindeki milli demokratik devrimimiz var orada da dünya ve din işlerinin birbirinden ayrılması, Türk aydınlanma uygulaması Kemalist devrimin oradan da kalan bir hınçlar var. Maalesef bu hınçlar AK Parti iktidarının bagajında duruyor, mirasında var. Buradan gelen böyle bir ordu karşıtlığı, vesayet aşağı vesayet yukarı ve şimdi bu hortladı.
Halbuki 15-16 Temmuz’u bastıran güç Türk Silahlı Kuvvetleri. Öyle bir senaryo yaratılmış ki Sn. Tayyip Erdoğan halkı ayaklanmaya çağırmış halk da etle gitmişler, tankları uçakları etle bastırmışlar. Bu tamamen gerçek dışı. Bir kere o gece bir iktidar boşluğu yaşandı. İktidar kayıptı, ordusuna hükmedemiyor. Genelkurmaya düşman girmiş, Jandarma Komutanlığına düşman girmiş. İktidar nerede?”
Emniyet Genel Müdürlüğü’nden mesaj
Perinçek 15 Temmuz gecesi Emniyet Genel Müdürlüğü’nden (EGM) polislere gönderilen mesajı da şu sözlerle açıkladı:
“O gece bütün polis telefonlarına Emniyet Genel Müdürlüğü'nden bir emir gitti. O emir neydi? Bana telefonla bildiren Emniyet Genel Müdürlerinin ve bir takım emniyet yöneticilerinin bana o akşam gönderdikleri, kendi gözümle okuduğum mesajda şu yazıyordu:
‘TSK müdahalede bulunmuştur. Bütün emniyet görevlileri olduğu yerde kalacaktır ve bu müdahaleye karşı koymayacaktır.’
Ben bunu bir kaç sene evvel Habertürk televizyondan da söyledim. Hemen o zamanki EGM Genel Müdürü Celalettin Lekesiz’i bağladılar. Bunu inkar edemedi, hatta şunu söyledi: ‘O zaman biz İçişleri Bakanına, başbakana, Cumhurbaşkanına ulaşamıyoruz.’ Yani sahipsiz bir emniyet, sahipsiz bir oldu. Orada Vatan Partisi hükümet boşluğunu doldurdu.
Dikkat ederseniz Cumhurbaşkanının Marmaris'ten yaptığı açıklama TSK ve polise bir hitap yok. Halkımız meydanları çıksın falan. Ya sen Cumhurbaşkanısın, baş komutan değil miydin? Başkomutan halkın başkomutanı değil, TSK'nin başkomutanı. ‘Ey TSK, başkomutan olarak size emrediyorum, bu darbeleri ezeceksin, bastıracaksın!’ Böyle bir tavır yok. Köşe yazarı gibi bir tavır. orada işte o devlet boşluğunu devlet zaafını Vatan Partisi giderdi. 15-16 Temmuz’dan kalan en önemli birinci ders bu.
Bugün uyarıyorum bu ordu düşmanlığını orduyu devamlı yıpratma kampanyalarını derhal bıraksın basın, hükümet bunları bıraksın. Çünkü bu TSK şimdi sorunlarımızı çözüyor.
2014’ten bu yana bakalım Silivri'den çıkmak, 15-24 Temmuz 2015'te PKK’yı hendeklere gömme harekatı başladı. Halka çağrı yapıp ‘Ey halk kalkın PKK’yı ezin’ öyle bir şey yok. FETÖ’yü halk ezsin, Suriye'nin kuzeyinde halkı gönderelim, orada teröristleri ezsinler. Amerika Birleşik Devletleri Ege sahillerine gelmiş namlularını Türkiye'ye çevirmiş. Halk mı gidecek et yığınlarıyla, Amerikan uçaklarını tanklarını göğüsleyecek?
Şimdi Türk ordusunun Türkiye için sorunları çözen çok önemli bir güç olduğu bir tarihsel süreçte, o ordunun yıpratılması vahim çok ağır ve ihanete giden bir hatadır."
FETÖ’yle mücadelede 2. Adım ne olmalı?
FETÖ’yle mücadele özellikle son dönemde tartışılır hale geldi. 387 hakim ve savcının mesleğe geri iade edilmesi ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin uyarıları tazeliğini koruyor. Peki Türkiye FETÖ’yle mücadele ne ölçüde başarılı olabildi? Perinçek bu soruyu şu şekilde yanıtladı:
“Türkiye FETÖ'yle mücadelede Vatan Partisi’nden baktığımız zaman 1970’lerden beri mücadele ediyor. Yargıtay FETÖ örgütü bir terör örgütü olmadığına dair kararlar alıyordu. Gladyo diye bir vaka var. Amerika Birleşik Devletleri Nato ülkelerine girdiği zaman o ülkenin ordusunda bir Gladyo örgütlüyor. Bu NATO'nun yeraltı örgütlenmesi ve NATO içindeki bir sorumluluk. Bu Gladyo gerçeğiyle 15-16 Temmuz gecesi tanıştık. Tabi orada bütün milletin mücadelesi haline geldi. FETÖ polisin içinden ordunun içine aktarıldı ve yerleştirildi. En önemlisi Tayyip Erdoğan yönetimi Fethullah Hoca'yla koalisyon kurdu Türkiye'yi yönetti.
2008-14 arasında Vatan Partisi ve TSK’nın komutanlarını da hapse atan operasyon. Amerika ve hükümet beraber yaptı ve hükümetle de FETÖ ortaktı. Bizim mücadelemiz sonucunda Tayyip Erdoğan yönetimi FETÖ’den ayrıldı. 15-16 Temmuz'dan sonra Türkiye çok esaslı bir FETÖ‘yü temizleme operasyonu yürütüyor. 24 bin ordudan, 30 bin polisten temizlendi, 15 bin yargıdan temizlendi. Toplam 125 bin personel de Türkiye'nin kamu yönetiminden devletten temizlendi. Bu Türkiye tarihinin görmediği muazzam bir devrimci temizlik. Bu çok başarılı. Mesela sırf bunları hapse tıkmak değil. Bugün Türkiye hapishanelerinde NATO’cu generaller yatıyor. Soruşturma yapılanlar, ceza alanlar vs. neredeyse 1.5 milyon insanı şu veya bu şekilde etkilemiştir. Bu insanlarımızı ideolojik bakımdan cumhuriyete vatana kazanmamız lazım. FETÖ'yle mücadelede geldiğimiz nokta bu..
FETÖ’nün bir ideolojisi var. Bu ideoloji Müslümanları bölmeye kalkışan, Tevrat İttifakı denen, neredeyse Hz. İsa’yı peygamber ilan edenler bir ideoloji. Dinler arası diyalog vs, gitti Papa'nın da elini öptü neredeyse. Bu müslümanlık adına piyasaya sürüldü bu ideolojiden arındırmak diye Türkiye'nin meselesi var. Hapishane doğruydu, bir kısmı öldürüldü. Ama şimdi önümüzde bu FETÖ ideolojsine bulaştırılmış vatandaşlarımızı arındırmamız lazım.”
FETÖ darbesi değil renkli devrim tehlikesi var
Peki FETÖ'den yeni bir kalkışma gelir mi? FETÖ’nün artık öyle bir gücü kalmadığına dikkat çeken Perinçek, Türkiye için renkli devrim riski olduğunu söyledi.
“Öyle bir güçleri yok. Onlar ezildiler. Ama Türkiye’de bir renkli kalkışma planı var. Seçimden sonra Van’da bir kalkışma oldu yaktılar yıktılar. Sonra bu kalkışma Diyarbakır’a sıçradı. Güneydoğu illerimize sıçradı. Güneydoğuda ikinci İsrail gibi olmuş. Güneydoğunun önemli belediyelerini PKK ele geçirmiş. Bir de CHP’nin yönetiminde olan büyük kent belediyeleri var. Onlar da PKK ile iş birliği halinde. Bu iş birliğini son 1 Mayıs’ta da gördük. Burada barikat kurdular. O da bir renkli kalkışma provası gibiydi. Ama adam toplayamadılar falan yürümedi.
Özellikle ekonomiden bunalan sıkıntı içindeki halkı harekete geçirecek bir renkli kalkışma planı olduğu gözüküyor. Bu plana kim katılacak? CHP bunun merkezinde gözüküyor. Amerika'da 2020 yılında Türkiye'de milliyetçi dalganın yükselişi diye Rand Corporation derin devlet raporu yayınladı. Orada onlar işte orada bir renkli kalkışma aynı zamanda planı var. Hatta roller de dağıtılmış; CHP, İYİ Parti, bir takım Ak Parti'den ayrılan muhafazakarlar, PKK falan bütün bunlara roller dağıtılmış. Dolayısıyla bir FETÖ darbesi değil ama bir renkli kalkışma planı gözüküyor.
İktidarı ele geçirmek için silahlı gücünüzün olması lazım. Orada da plan ile halkı ayağa kaldırmak, TSK’ya da ‘Ben bu halkı nasıl bastıracağım, silah da kullanamam’. Bu zaaflardan Türk ordusunu bölerek iktidara ilerlemek, böyle bir plan var.
Bu planın arkasında bir de dış güç var Yunanistan kıyılarındaki Amerikan işgali, Suriye’nin kuzeyinde Irak'ın kuzeyindeki Amerika'nın üsleri, Doğu Akdeniz'de Amerika İsrail, Yunanistan ortak deniz tatbikatları. Yani hem Ege'de hem Doğu Akdeniz'den hem Suriye'nin Irak'ın kuzeyinden Türkiye’ye gösterilen namlular var. Bu da içerideki bir renkli kalkışmanın dış kuvveti. Diyelim o renkli kalkışma ilerlediği zaman ‘Türkiye'de demokrasi gitti, halka bilmem ne yapılıyor, halk yönetimi deviriyor. Ama bu yönetim de bu halka zorbalık uyguluyor. Kürtlere katliam yapılıyor. Türkiye'yi kurtaralım".
Trump ve Biden hangi senaryoları temsil ediyor?
3. Dünya Savaşı ihtimaline bakışını sorduğumuz Perinçek, bunun Türkiye, Rusya, Çin Suriye gibi ülkelerin göstereceği dirence bağlı olduğunu belirtti. Perinçek şunları söyledi:
“Eğer Türkiye'de bu savaşa direnen kuvvetler, Rusya, Çin, Türkiye, Filistin, Suriye gibi kuvvetler zaaf gösterirlerse ABD, Doğu Akdeniz’de kendisini Türkiye'ye karşı üstün değerlendirebilir. Bizim Halil Özsaraç komutanımız çok önemli bir inceleme yaptı son zamanlarda. Amerika'nın yarı kapalı denizlerde bir savaşa hazırlandığı şeklinde. Yarı kapalı deniz de bildiğiniz gibi Akdeniz. Ege’ye Doğu Akdeniz'e yapılan yığınak, buradaki savaş ocakları, Türkiye'ye yönelen tehditler. Bunların hepsine baktığımız zaman Türkiye bu tehditlere karşı kararlı bir tavır alır Suriye'yle işbirliği yaparak Amerika’nın Suriye'nin kuzeyindeki PKK gibi DEAŞ gibi terör örgütlerini Suriye ile birlikte Rusya'nın da İran'ın da desteğiyle temizlerse bu savaşı önler. Hakimiyetini kaybediyor Amerika. Ne cevap verecek? Sineye çekecek mi inişini? Trump bunun temsil ediyor. Yoksa bu kendi inişine dünyayı büyük savaşlara sürükleyecek bir tepkiyle mi cevaplandıracak? Eğer karşısında kuvvetli bir direnç görürse Amerika eğer Trump Amerika'nın başına geçer. Ondan sonra Amerika geri çekilir, yeni dünya dengeleri kurulur. Yok Amerika kendini güçlü hissederse aşağı gidişine savaşla yanıt verme seçeneği ki işte Amerika'da Biden bunu temsil ediyor.”