Diyabet, pankreasın yeterli miktarda insülin üretememesi veya vücudun üretilen insülini etkili bir şekilde kullanamaması sonucu kan şekeri seviyelerinin normalden yüksek olması durumudur. İnsülin, kan şekerini hücrelere taşıyan bir hormondur. Kan şekerinin yüksek olması, uzun vadede kalp, böbrek, göz, sinir ve damar gibi organlara zarar verebilir.

Diyabetin en yaygın iki tipi tip 1 diyabet ve tip 2 diyabettir. Tip 1 diyabet, genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde ortaya çıkan, pankreasın hiç insülin üretemediği bir durumdur. Tip 1 diyabetli bireyler, hayat boyu insülin tedavisi almak zorundadır. Tip 2 diyabet ise, genellikle yetişkinlik döneminde ortaya çıkan, pankreasın yeterli insülin üretemediği veya vücudun insüline direnç gösterdiği bir durumdur. Tip 2 diyabetli bireyler, beslenme, egzersiz ve ilaç tedavisi ile kan şekerini kontrol altında tutabilir.

Diyabetin teşhisi için kan şekeri seviyesini ölçen testler kullanılır. Bu testlerden en yaygın olanı açlık kan şekeri testidir. Bu testte, en az 8 saat aç kalmış bir kişinin kan örneği alınır ve laboratuvarda analiz edilir. Açlık kan şekeri seviyesi 126 mg/dL veya üzerinde olan kişiler diyabet tanısı alır. Diğer bir test ise oral glukoz tolerans testidir. Bu testte, kişiye önce 75 gram glukoz içeren bir içecek verilir, sonra 2 saat sonra kan örneği alınır. Kan şekeri seviyesi 200 mg/dL veya üzerinde olan kişiler diyabet tanısı alır. Bir diğer test ise hemoglobin A1c (HbA1c) testidir. Bu testte, kırmızı kan hücrelerindeki şekerle bağlanmış hemoglobin miktarı ölçülür. HbA1c seviyesi %6.5 veya üzerinde olan kişiler diyabet tanısı alır.

Diyabet yönetimi için beslenme ve egzersiz

Diyabet yönetimi için beslenme ve egzersiz, kan şekeri seviyelerini normal aralıkta tutmak, kilo kontrolü sağlamak ve kalp-damar sağlığını korumak için önemlidir. Diyabetli bireylerin beslenmesinde dikkat edilmesi gereken noktalar:

Karbonhidrat alımını dengeli ve ölçülü yapmak. Karbonhidratlar kan şekerini en çok yükselten besin grubudur. Bu nedenle karbonhidrat alımı günlük enerji ihtiyacına göre ayarlanmalı ve kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir. Örneğin tam tahıllı ekmek, bulgur, yulaf, meyve, sebze gibi.

Protein alımını yeterli ve kaliteli yapmak. Proteinler kan şekerini karbonhidratlara göre daha az etkiler. Ayrıca kas kütlesini korumak ve tokluk hissi sağlamak için önemlidir. Protein kaynakları arasında et, yumurta, süt, peynir, yoğurt, baklagiller, kuruyemişler gibi besinler bulunur.

Yağ alımını azaltmak ve sağlıklı yağlar tüketmek. Yağlar kan şekerini doğrudan etkilemez, ancak kilo kontrolü ve kalp-damar sağlığı için önemlidir. Yağ alımı günlük enerji ihtiyacının %25-30’undan fazla olmamalıdır. Doymuş yağlar ve trans yağlar yerine doymamış yağlar tercih edilmelidir. Örneğin zeytinyağı, fındık yağı, ceviz, badem, avokado gibi.

Lif alımını artırmak. Lifler kan şekerinin yükselmesini yavaşlatır, bağırsak sağlığını korur ve tokluk hissi sağlar. Günlük lif alımı 25-30 gram olmalıdır. Lif kaynakları arasında tam tahıllar, meyve, sebze, baklagiller, kuruyemişler gibi besinler bulunur.

Şeker ve tatlandırıcı kullanımını azaltmak veya bırakmak. Şeker ve tatlandırıcılar kan şekerini hızlı bir şekilde yükseltir ve kilo alımına neden olur. Bu nedenle şekerli içecekler, şekerli yiyecekler, bal, reçel, pekmez gibi besinlerden kaçınılmalıdır.

Diyabetli bireylerin egzersiz yapması da kan şekerini düşürmek, insülin duyarlılığını artırmak, kilo kontrolü sağlamak ve kalp-damar sağlığını korumak için önemlidir. Diyabetli bireylerin egzersiz yaparken dikkat etmesi gereken noktalar:

Egzersiz öncesi ve sonrası kan şekeri ölçümü yapmak. Egzersiz kan şekeri seviyesini değiştirebilir. Bu nedenle egzersiz öncesi kan şekeri seviyesi 100-250 mg/dL arasında olmalıdır. Eğer kan şekeri seviyesi 100 mg/dL’nin altında ise egzersize başlamadan önce karbonhidrat içeren bir atıştırmalık alınmalıdır. Eğer kan şekeri seviyesi 250 mg/dL’nin üzerinde ise egzersizden kaçınılmalıdır.

Egzersiz tipi, süresi ve şiddetini ayarlamak. Diyabetli bireyler haftada en az 150 dakika orta şiddette veya 75 dakika yüksek şiddette aerobik egzersiz yapmalıdır. Ayrıca haftada en az 2 gün kas güçlendirici egzersiz yapmalıdır. Egzersiz tipi kişinin ilgi ve yeteneğine göre seçilebilir. Örneğin yürüyüş, bisiklet, yüzme, dans gibi. Egzersiz süresi ve şiddeti kişinin kondisyonuna göre belirlenmelidir. Egzersize yeni başlayanlar kısa süreli ve düşük şiddetli egzersizlerle başlamalı ve zamanla arttırmalıdır.

Egzersiz sırasında su içmek. Egzersiz sırasında vücut sıvı kaybeder. Bu da kan şekerinin yükselmesine neden olabilir. Bu nedenle egzersiz sırasında bol su içilmelidir.

Egzersiz sırasında hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) riski vardır. Hipoglisemi belirtileri arasında terleme, titreme, çarpıntı, baş dönmesi, açlık, bulantı, halsizlik, sinirlilik, görme bozukluğu gibi durumlar bulunur. Hipoglisemi yaşayan bir kişiye hemen 15-20 gram karbonhidrat içeren bir besin verilmelidir. Örneğin meyve suyu, şekerli su, bal, reçel, pekmez, kurutulmuş meyve gibi. 15 dakika sonra kan şekeri tekrar ölçülmeli ve hala 70 mg/dL’nin altında ise aynı işlem tekrarlanmalıdır. Kan şekeri normale döndükten sonra egzersize devam edilebilir. Hipoglisemi önlemek için egzersiz öncesi ve sonrası kan şekeri ölçümü yapmak, egzersiz tipi, süresi ve şiddetini ayarlamak, egzersiz sırasında su içmek ve egzersizden 1-2 saat sonra karbonhidrat ve protein içeren bir öğün almak önemlidir.