Haber Merkezi - Ercan Küçük

Kahramanmaraş Merkezli 6 Şubat depremlerinde resmi rakamlara göre 50 bini aşkın vatandaş hayatını kaybetti. Yakınlarını kaybeden aileler başlattıkları hukuk mücadelesinde acılarını biraz olsun dindirmeye çalışıyor.

Kahramanmaraş depremlerinin acı sembollerinin başında Ebrar Sitesi Blokları geliyor. Her biri 10 kattan oluşan 22 bloklu sitenin 18’i depremde yıkıldı. Bu enkazlarda 1500 vatandaş yaşamını yitirdi. Hukuk mücadelesini sürdüren aileler bugün İstanbul Kadıköy Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yaptı.

Ebrar sitesi

Açıklamada Ebrar Sitesi K Blok davasından bazılarını üstlenen Yurtsever Hukukçular’dan Av. Mert Doğan ve Av. Eren Selanik hukuki sürecin geldiği noktayı aktardı. K Blokta 75 kişinin hayatını kaybettiğini, bu kapsamda süren davada hiçbir tutuklu sanığın bulunmadığını vurgulayan avukatlar, ihmali olan hiçbir kamu görevlisinin yargılanması için soruşturma izni verilmediğini belirttiler. Yaşanan yıkımları ihmal, rant ve kar hırsı olarak nitelendiren avukatlar Doğan ve Selanik’in aktardıkları özetle şu şekilde:

Elazığ'da korkutan deprem! Elazığ'da korkutan deprem!

"Onay veren yönetici İstanbul Çevre Şehircilik il Müdürü yapıldı"

“Ebrar Sitesi K Blok’ta zemin etüd raporu alınmadan belediyenin görevlileri onay vermiştir yapıya. Ve bu onay verenlerden bir tanesi İstanbul Çevre Şehircilik il Müdürüdür. Bu açıdan deprem riskiyle doğrudan karşı karşıya olan İstanbul’un imar ve şehircilik faaliyeti dosyamızın potansiyel sanıklarından birinin elindedir.

Biri firari olan sanıkların tutuklanması talebi mahkeme heyeti tarafından 'savunmalar göz önünde bulundurulduğunda gerekçesiyle reddedilmiştir.

Ebrar Sitesi K Blok inşa aşamasında; müteahhit bilgisi olmaksızın proje onayı alınmış, zemin etüdü yapılmadan bina inşa edilmiştir. Bilirkişi raporunda bina temelinin zemin emniyet gerilimi (zeminin, üzerine etki eden yükleri taşıma kapasitesi) açısından yetersiz olduğu, bina kirişlerinin donatı alanı ve zemin emniyet gerilimi açılarından yetersiz olduğu tespit edilmiştir.

Ebrar Sitesi K Blok'un yapımında hukuki sorumluluğu olan kişiler tanık sıfatıyla dinlenmiştir. Hakında soruşturma başlatılan kişilere ilişkin takipsizli kararı verilmiş, bu kişiler mahkemede tanık sıfatıyla dinlenmiş, maddi gerçeğin ortaya çıkması açısından sorgusu büyük önem taşıyan kişiler susma hakkını kullanmış veya önemli noktalara dair soruları belirsiz bırakmıştır.

Katılan ailelerin beyanları doğrultusunda Lütfi Timburbanga, Ahmet Doğan, Atilla Öz ve Tevfik Tepebaşı'nın paravan kooperatifler kurduğu, bu kooperatiflerdeki usulsüz işlemler vesilesiyle Ebrar Sitesi'nde çok sayıda bloğu inşa ettiği, fiilen müteahhitlik yapıp maddi fayda sağladığı, vatandaşları blokların sağlamlığına inandırmaya çabaladığı, bir şebeke halinde çalışarak proje ve yapım aşamasında mevzuata aykırı işlemleri tamamladığı ortaya çıkmıştır. Sanıklar ise blokların yıkımının sebebi olarak "asırların felaketini" gerekçe göstermiş, ne olursa olsun bu blokların yıkımının önlenemeyeceğini iddia etmişlerdir.

Cumhurbaşkanlığı raporuna göre 35 bin 355 bina tam yıkılmıştır. En az bu kadar müteaahhidin yargılanması gerekiyor. Sanıklar hakkında dikkat ve özen yükümlülüğün ihlali anlamına gelen 'bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya sebebiyet verme suçundan iddianame yazılmıştır. Sanıklar yaşanan faciayı öngörmelerine rağmen sonucu göze alarak hareket etmişlerdir, bu nedenle sanıkların olası kast ile ölüme ve yaralanmaya sebebiyet verme suçundan ceza almaları gerekmektedir.”

“Benim suçum neydi babaanne?”

Ebrar Sitesi K Blok’ta yakınlarını kaybeden Fatma Irmak, yaptığı açıklamada her köşe başında bir adalet mücadelesi olduğunu vurguladı. Duruşmalarda, ruhsatlarda müteahhit hanelerinin boş olmasından dolayı hala müteahhitlerin belirlenmeye çalışıldığına dikkat çeken Irmak, oyalanıldıklarını, kamu görevlilerinin yargılanmadığını belirtti. Denetleyen ve bu yapılara ruhsat veren kamu görevlilerinin de suçlu olduğunu söyleyen Irmak, bir daha aynı şeyleri yaşamamak için mücadele ettiklerini ifade etti.

Depremde yakınlarını kaybeden Aysel Karavelioğlu, adalet mücadelesi verdiklerini belirtti. Karavelioğlu, “Ben bu acılarla boğuşurken bir de adaletle boğuşmak istemiyorum. En baştan en sonra kadar kim yetkiliyse hepsinin ceza almasını istiyorum. Elini kolunu sallaya sallaya gezmesin. Benim torunum bana ‘Benim suçum neydi babaanne, ben tek başıma kaldım’ diyor. Acımızda boğuluyoruz” dedi.

Editör: Ercan Küçük