Danimarka Dışişleri Bakanı Lars Løkke Rasmussen, Danimarka hükümetinin İsrail'e F-35 parçaları satmaya devam etmesine rağmen yasadışı silah ihracatından "suçsuz" olduğunu açıkladı .
Kopenhag’dan İsrail’e silah satışına devam kararı
Rasmussen, hükümetinin İsrail'e hayati önem taşıyan askeri teçhizatı satmasının yasa dışı olup olmadığına yerel mahkemelerin karar vermesine izin vermeyeceğini söyledi .
Açıklamalar, uluslararası örgütlerin Kopenhag'a açtığı Gazze'de işlenen İsrail savaş suçlarına olası iştirak iddiasıyla ilgili davanın devam ettiği sırada geldi.
Hükümet yargıyı tanımadı
Uluslararası Af Örgütü'nün Danimarka Genel Sekreteri Vibe Klarup, hükümetin bu tutumuna karşı, "Danimarka hükümeti gerçekten uluslararası hukuka saygının Danimarka mahkemelerinde test edilemeyeceğine mi inanıyor ?" sorusuyla tepki gösterdi.
Klarup, "Dünya çapında insan hakları ve uluslararası hukuk ihlallerini belgeleyen Af Örgütü, bu davayı kovuşturma hakkına veya yasal çıkarına sahip değilse, o zaman kim yapacak?" diye ekledi.
Hollanda'da şubat ayında verilen bir mahkeme kararına işaret eden uluslarası ve ülkedeki dört kurumdan oluşan davacılar,Danimarka'nın İsrail'e silah satışının durdurulmasını talep ediyor. Hollanda'da mahkeme, Gazze'de kullanılması halinde uluslararası hukukun ihlal edilmesi riskinin açık olduğunu belirterek, F-35 savaş uçağı parçalarının Tel Aviv'e ihracatını durdurma kararı vermişti.
Dava, mart ayında, askeri ihracat lisansları veren Kopenhag'daki Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Polis'e karşı açılmıştı.
Hükümetin avukatı, davaya yanıt olarak, davacıların İsrail savaşından somut veya bireysel olarak etkilenmediklerini vurgulayarak, STK'ların ulusal mahkemelerde hükümete karşı dava açma yasal hakkına sahip olmadıklarını savundu.
Koalisyon hükümeti adına Rasmussen, ulusal mahkemelerden davanın reddedilmesini talep etti.
Sivilleri öldüren uçakların mekanizmaları Terma’dan
Oxfam Danimarka Genel Sekreteri Lars Koch ise hükümetin bu iddiasını reddederek, Oxfam'ın Gazze'de acil yardım sağlamak için çalışan yaklaşık 30 çalışanı olduğunu ve bu kişilerin İsrail uçakları tarafından atılan bombalardan somut ve bireysel olarak etkilendiğini belirtti.
Davacılar, hala devam eden Filistinli sivil hedeflere yönelik F-35 saldırılarının, Danimarka'nın uluslararası hukuku ihlal ettiğinin örnekleri olduğunu savundu. Zira bu savaş uçaklarının, Danimarka'nın en büyük savunma şirketi Terma tarafından üretilen kontrol ve bomba bırakma mekanizmaları da dahil olmak üzere kritik bileşenler içerdiği vurgulandı.
Danimarka hükümetinin tutumu, İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşının başlamasından bu yana giderek tırmanan siyasi ve hukuki tartışmanın konusu oldu.
Dışişleri Bakanlığı, F-35 parçalarının ihracatının "Danimarka'nın Avrupa Birliği'ndeki yasal ve uluslararası yükümlülükleriyle uyumlu" olduğunu vurgularken, Kopenhag'ın uluslararası yasaları ihlal edeceği yönündeki yasal uyarılar, siyasetçiler ve kamuoyunda yankı buldu ve silah ihracatıyla ilgili davaya destek arttı.
İsrail'in Gazze'ye yönelik ayrım gözetmeyen bombardımanlarında F-35 uçaklarını sıklıkla kullanması, Danimarka'nın, sivillerin korunmasına ilişkin savaş yasalarının ihlal edilmesine yol açması durumunda, AB'nin askeri teçhizat ihracatını yasaklayan anlaşmaları ihlal ettiği yönündeki siyasi ve hukuki eleştirileri arttırdı.
Klarup, hükümetin "çifte standartlarını" eleştirerek, Rasmussen'in konuyu Danimarka parlamentosunda tartışmayı reddettiğini, bunun mahkemelerin meselesi olduğunu söylediğini, ancak şimdi mahkemelerin bunu dinleme hakkı olmadığını söylediğini belirtti.
Bunun, hükümetin hem parlamento hem de yargı düzeyinde konudan kaçtığını gösterdiğini söyledi.