AK Parti yerel seçimler için İzmir Büyükşehir adaylığına Hamza Dağ'ı açıklamıştı. O günden beri gözler İzmir ilçe adaylarına çevrildi. 

Bugün İzmir Halkpınar Spor Salonunda düzenlenen lansmanla İzmir İlçe Belediye Başkan adayları da belli oluyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla yapılacak toplantı için partililer Halkapınar Spor Salonu'nda toplandı.

25 İlçede AK Parti'nin 5 İlçede MHP'nin Adayları Olacak

Yerel seçimlerde İlçe adayları açıklanacak olan İzmir'de, Cumhur İttifakı adaylarının dağılımı ise belli oldu. İzmir'de 25 İlçe'de AK Parti aday çıkartıyorken, MHP 5 ilçe'de aday çıkartacak.

Zübeyde Hanımlı Pankart Asıldı

AK Parti İzmir Kadın Kolları toplantının yapılacağı spor salonuna Zübeyde Hanım ve Tenzile Erdoğan'ın beraber yer aldığı bir pankart asıldı.

Saat 13.00 - Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Salona Gelmesi Bekleniyor

Salon dolmaya başlarken toplanan misafirler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın salona gelmesini beklliyor.

Saat 14.45 - Cumhurbaşkanı Erdoğan salona geldi. İzmir Büyükşehir Adayı Hamza Dağ ile beraber salonu selamlayan Erdoğan birazdan konuşmasını yapacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Ak Parti İzmir İlçe Aday Tanıtım Toplantısında Konuşacak

Birazdan Cumhurbaşkanı Erdoğan kürsüye gelecek.

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkanlar:

"Sözlerime başlarken sabah merkezi Menderes açıkları olan 5.1 şiddetindeki depremden dolayı tüm İzmirlilere geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Cumhur İttifakı olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ'ın ardında bugün de ilçe belediye başkan adaylarımızı açıklamak için bir aradayız.

Büyükşehir adaylarımız şehirlerimiz için geliştirdikleri vizyon projelerini açıklamaya başladılar. İnşallah 31 Mart'ta diğer pek çok şehrimiz gibi İzmir'in de tercihini gerçek belediyecilikten yana kullanacağına inanıyorum."

"Şov, Yalan, Algı Dönemi Bitti"

Türkiye'de artık sadece şovla, sadece algıyla belediye başkanlığı yaparak şehirlerin yıllarını heba etme devri sona erdi. Gelin İzmir başta olmak üzere hiçbir şehrimizi Türkiye Yüzyılı vizyonundan mahrum bırakmayalım

Hükümet olarak 21 yıldır ülkemizi temel altyapılarıyla donattık. Gelin İzmir başta olmak üzere hiçbir şehrimizi Türkiye Yüzyılı belediyeciliğinin kazançlarından mahrum bırakmayalım.

31 Mart Mesajı

Merkezi yönetim olarak bu milletin efendisi değil hizmetkarı olan Erdoğan kardeşiniz, ulaşımıyla, suyuyla, çevresiyle ülkemize yakışır, milletimizin beklentilerine yanıt verecek belediyelerle geleceğin Türkiye'sine yürüyelim. Bizim adaylarımız, belediye başkanlığı koltuğunda oturan ama gözü, gönlü ve aklı başka yerlerde olan isimler gibi değildir, olmayacaktır

"Yalanları İfşa Edeceğiz"

Önümüzdeki sayılı günleri öyle bir değerlendireceğiz ki, kapısı çalınmadık, gönlü alınmadık hiçbir vatandaşımızı bırakmayacağız. Bunları yaparken maruz kalacağımız yalanları ifşa edeceğiz. Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız, kararlı mıyız, kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Büyük ve güçlü Türkiye'nin yolunu açıyor muyuz?

Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız, kararlı mıyız, kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Büyük ve güçlü Türkiye'nin yolunu açıyor muyuz?

Ülkemizin başına 40 yıldır musallat edilen bölücü terör belası, bu toprakları yeniden işgal girişiminin parçasıdır. Kimi zaman vesayetin ayak oyunlarıyla, kimi zaman darbeyle, kimi zaman terörle bu ülkenin en güzel yılları heba edildi. Emperyalist güçler bu sinsi oyuna içeriden destek verecek maşaları daima buldular. Kalkınma hamlemizi, her alanda başlattığımız yatırım seferberliğini hiç aksatmadan yürüttük. Türkiye Yüzyılı'na giden yolun taşlarını da döşedik.

"18. Seçimimize Hazırlanıyoruz"

Tam 17 defa milletimizin huzuruna çıktık. Seçimlerin tamamında alnımızın akıyla sandıktan 1. olarak çıkmayı başardık. 18. seçimimize, 18. imtihanımıza hazırlanıyoruz. Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüzü hızlandıracağız. İzmir'in tercihini gerçek belediyecilikten yana yapacağına yürekten inanıyorum.

"Bu Ülkenin En Güzel Yılları Heba Edildi"

İzmir'in de içinde yer aldığı Marmara ve Ege Bölgesi bu topraklardaki bin yıllık varlığımızın ilk tohumlarının, ilk temellerinin, ilk adımlarının atıldığı yerlerdir. Geçmişte binlerce yıl boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan bu kadim toprakları bin yıldır vatanımız olarak muhafaza etmek için çok çalıştık, çok fedakarlık yaptık. Osmanlı'nın yıkılışının ardından işgal acısını yaşayan bu topraklarda verdiğimiz milli mücadele bir daha böyle bir felaketle karşı karşıya gelmeme irademizin sembolüdür. Ancak mücadelemiz düşmanı topraklarımızdan söküp atmakla, İzmir'den denize dökmekle bitmedi. Milli mücadeleyi zafere ulaştırıp cumhuriyetimizi kurduktan sonra başlattığımız demokrasi ve kalkınma hamlelerinin önü çeşitli yol ve yöntemlerle hep kesildi. Tek parti faşizminin ferasetsizliği bu sürecin maliyetini daha da ağırlaştırdı. Ülkemizin başına 40 yıldır musallat edilen bölücü terör belası da esasen yeniden bu toprakları işgal, bu milleti esir etme girişiminin bir parçasıdır. Aynı şekilde FETÖ ihanet çetesinin darbe girişimleri de aynı projenin bir başka yüzüdür. Kimi zaman vesayetin ayak oyunlarıyla, kimi zaman darbeyle, kimi zaman siyasi ve sosyal kaos girişimleriyle, kimi zaman terörle bu ülkenin en güzel yılları heba edildi.

Bu kirli oyunu kuranların gayesi Türkiye'nin büyümesine, güçlenmesine, kalkınmasına, zenginleşmesine mani olarak yeniden bölgesel ve küresel aktör haline gelmesini engellemektir. Emperyalist güçler bu sinsi oyuna içeriden destek verecek figüranları, taraftarları, maşaları daima buldular. Kimi bilerek, kimi bilmeyerek bu senaryolarda rol üstlenenler tarih önünde ve milletimizin vicdanında hak ettikleri notları almışlardır. Buna karşılık milletimiz bir İzmir sevdalısı rahmetli Menderes başta olmak üzere demokrasi ve kalkınma mücadelesi veren kendi adamlarının hatıralarını da kalbinin en mutena köşesine yerleştirmiştir. AK Parti işte böylesine zorlu bir dönemin ardından ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiştir. Akıl ve vicdan sahibi herkes AK Parti döneminin Türkiye'nin demokrasi ve kalkınma mücadelesinin zirvesi olduğunu kabul ve teslim eder. 

"Vatanın Bütünlüğü Bozulmak, Devletimiz Ele Geçirilmek İstendi"

Milletimiz 1970'li yıllardaki ideolojik kavgalardan, 10980'deki darbeden, 1990'daki siyasi istikrarsızlıktan bunaldığı için 2002'de partimizi AK Parti'yi tek başına iktidara getirerek bir nefes almak istemişti. Hükümetimizin ilk dönemi vatandaşımıza verdiğimiz sözleri yerine getirmek için çalışma yanında ülkenin yakasından düşmek istemeyen vesayet güçlerine karşı yürüttüğümüz mücadele ile geçti. Ardından FETÖ ve PKK devreye sokularak milli irade gasbedilmek, vatanın bütünlüğü bozulmak, devletimiz ele geçirilmek istendi. Milletimizle birlikte bu alçak saldırılara göğsümüzü siper ettik. Bu hayasız saldırıların hepsini boşa çıkardık. Bu arada demokratik atılımlarımızı, kalkınma hamlelerimizi, eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye her alanda başlattığımız yatırım seferberliğini hiç aksatmadan sürdürdük. Sadece asırlık ihmalleri telafi etmekle 2023 hedeflerini hayata geçirmekle kalmadık. Türkiye Yüzyılı'na giden yolun taşlarını da döşedik. 

"Uluslararası Adalet Divanı'nın kararı dünya 5'ten büyüktür haykırışımızın aksisedasıdır"

Genişleyen siyasi etki alanımız, hacim ve miktar olarak büyüyen ekonomik ilişkilerimiz, derinleşen sosyal münasebetlerimiz, canlanan tarihi ve kültürel mirasımız yani güçlenen Türkiye gerçeği sebebiyle dünyada olup biten hemen hiçbir meseleye gözümüzü kapatma, arkamızı dönme lüksüne sahip değiliz. Rusya-Ukrayna savaşının barışla sonuçlanması için gösterdiğimiz gayretin gerisinde bir hakikat var. Balkanlar'da ve Kafkaslar'da yaşanan her gelişmeye dikkat kesilmemizin, süreçlerin aktif olarak içinde yer almamızın gerisinde bu hakikat var. Orta Asya'dan Güney Asya'ya, Avrupa'dan Afrika'ya kadar geniş bir coğrafyada kurduğumuz kapsamlı ilişkiler ağının gerisinde bu hakikat var. Gazze'deki Filistinlilere yapılan zulümlere, uygulanan katliamlara, sergilenen insanlık dışı vahşetlere karşı en üst perdeden gösterdiğimiz tepkinin gerisinde de aynı hakikat var. Uluslararası Adalet Divanı'nın bu hususta dün aldığı karar dünya beşten büyüktür haykırışımızın adeta bir aksi sedasıdır. İsrail'i bir kez daha uluslararası toplumun ve kurumların sesine kulak vererek saldırılarını ve katliamlarını bir an önce durdurmaya çağırıyoruz.

"Milletimizin ne istediğine, hangi istikameti gösterdiğine bakacağız"

Tüm bu gerçeklere rağmen Türkiye'nin sadece kendi topraklarından ve kendi vatandaşlarından ibaret bir güç olmadığını hala anlamayanlar var. Şayet biz kendi topraklarımızla ve kendi vatandaşlarımızla sınırlı kalsaydık bizi bu coğrafyadan kırk defa kazıyıp atmışlardı. Türkiye başka ülkelerin başına gelse defalarca yerle yeksan olmalarına yol açacak badireleri gerisindeki bu görünmeyen gücün büyüklüğü sayesinde atlatmayı başarabiliyor. Her kim aksini iddia ediyorsa bu ülkenin içe kapanmasını, bu milletin kendisini tecrit etmesini istiyorsa emin olun ardında ya bir ihanet ya bir sefil ya gaflet vardır. Bunun için hep diyoruz ki, biz kimin ne dediğine değil, milletimizin ne istediğine, hangi istikameti gösterdiğine bakacağız. Türkiye Yüzyılı'nın inşasını da aynı anlayışla yürütecek ve neticelendireceğiz. Bu süreçte İzmir'in bize vereceği desteği çok önemli görüyoruz.

İzmir ile İzmirli ile aramıza kimseyi sokmadık, sokmayacağız. Ne İzmir ne de İzmirlilik kimsenin tekelinde değildir. Bu şehre aşkla, azimle hizmet eden herkes İzmirlidir. Aksini söyleyenler İzmir'e en büyük kötülüğü yapanlardır. Esasen bu iddia ile eser ve hizmet yerine istismar peşinde koşarak ortada dolaşanların gayesi şehri ihmal ederek İzmirlilere yaptıkları ihanetin ve boğazlarına kadar battıkları yolsuzlukların üzerini örtmektir. Şu İzmir Körfezi'nin hali nedir? Kokudan geçebiliyor muyuz? Bir zamanlar belediye başkanı olmadan önce İstanbul'da Haliç işte böyleydi. Haliç'i bu pisliklerden hamdolsun biz kurtardık.