Haber Merkezi - Ercan Küçük
Kayseri’de bir Suriyelinin 7 yaşındaki bir çocuğa tecavüz ettiği iddiasıyla başlayan gösterilerin ve şiddet olaylarının ertesi gününde Suriye'nin kuzeyinde yaşanan gerilimlerde, Türkiye'ye ait araçların ve bayrakların yakılması, tır şoförlerinin rehin alınması ile birçok il karıştı.
Kayseri’de başlayıp diğer şehirlere yayılan eylemler ve Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’yi hedef alan saldırılar siyasetin gündemine oturdu. CHP ve İyi Parti Genel Başkanları yaşananları Samimi Haber'e değerlendirdi. Muhalefet temsilcileri göçmen sorununun çözülmesi için Esad’la görüşülmesini işaret ettiler.
Bağcıoğlu’ndan iktidara eleştiri: Politikası yok
Milli Savunma Bakanlığı’ndan sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Emekli Tümamiral Yankı Bağcıoğlu, iktidarın Suriye ve göçmenlere yönelik politikası olmadığını vurguladı. Suriye Devlet Başkanı Esad ile yıllar sonra yeniden görüşme ihtimalinin bile bazı ülkeleri rahatsız edeceğine dikkat çeken Bağcıoğlu şunları ifade etti:
“İktidarın, Suriye’ye ilişkin ve Türkiye’de bulunan düzensiz göçmenlere yönelik; tutarlı, sürdürülebilir, seçim ve iç politika kaygılarından uzak bir güvenlik ve kriz yönetim politikası olmadığı için, her yaşanan olumsuz gelişme büyük bir krize dönüşüyor. Milli menfaatlerimiz olumsuz etkileniyor.
Zaten mevcut durumda, çok değişik bölgelerde fedakarca görev yapan TSK personeli, özellikle Suriye’de ilave bir krizin yükü ile karşı karşıya kalmış durumda.
Türk varlıklarına saldıran Suriyelilere de bölgede YPG ve IŞID zulmünden onları kurtaran ve müteakiben koruma sağlayan tek gücün TSK olduğunu tekraren hatırlatmak gerekir.
Güvenlik stratejisi satranca benzer ve domino etkisinin en çok yaşandığı alandır. Milyonlarca düzensiz göçmeni bir sonraki hamleyi düşünmeden ve bir strateji ortaya koymadan kabul edersen, milli güvenlik tehdidi olduklarına dair uyarıları dikkate almazsan, şimdi yapacağın haklı müdahaleler bile değişik bölgelerde milli menfaatlere aykırı domino etkileri yaratır.
Türkiye için en önemli milli güvenlik sorunu olan düzensiz göçmenlerin ülkelerine geri gönderilmesi ve Suriye’de YPG/PKK varlığına müsaade edilmemesi için Esad ile görüşme ihtimali bile bazı devletleri/oluşumları ve grupları rahatsız etmiş olabilir. Mevcut durumda öncelik; Türkiye’de kamu düzeninin idamesi ve Suriye kuzeyindeki Türk varlığının (ticari ve askeri) bekasının her şartta sağlanması olmalıdır.”
“Esad’la görüşmek ÖSO için ölüm fermanı demek”
İyi Parti Milli Güvenlik ve Göç Politikaları Başkanı Dr. Cenk Özatıcı, Kayseri’de yaşanan olaylarla Suriye’de Türkiye’ye yönelik yapılan saldırıların arasında bir nedensellik mekanizması olmadığını belirtti. Türkiye’nin Esat’la görüşmesinin ÖSO gibi gruplar için idam fermanı olduğunu vurgulayan Özatıcı şöyle konuştu:
“Daha önce de aynı şeyi yaşadık biz Suriye'nin kuzeyinde. Bu kadar büyük ölçüde değil ama yaşamıştık. Şimdi bu durumla karşı karşıyayız
İktidar Esat'ı devirebilmek için bir takım paramiliter kuvvetlere de başvurdu. Bunlardan bir tanesi Özgür Suriye Ordusu'ydu (ÖSO). ÖSO Hatay'da konuşlandırılmıştı. Daha 2011'in yazında. AKP hükümeti adamları on üç yıldan beri bir şekilde silahlandırdı donattı eğitti ve uhdesinde tutuyor. Ama bu adamlar Esad'a göre terörist. Şimdi Türkiye'de cumhurbaşkanı kalkıp da Esad'la mesajını verince bu onların ölüm fermanı demek. Türkiye'deki hükümetle Suriye'deki merkezi hükümet bir araya gelirse bu durumda bu ÖSO ve bunun uzantıları için bu bir raf ömrünün bittiği anlamına gelir.
Bu kişilerin çoğu aslında IŞİD, El-Nusra'dan radikal örgütlerden geliyorlar. Dolayısıyla radikal kişiler aslında ve savaşmayı bilen insanlar. Buradaki meselenin asıl çıkma sebebi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın birkaç gün önce Esad'la ilgili görüşebiliriz mesajıdır. O tevafuk oldu o Kayseri'deki olaylarla.
Biraz içiçe geçmiş olaylar bunlar ama asıl itici kuvveti o. ÖSO ve ona yakın unsurların oradaki silahlı kuvvetlerimize mukavemet göstermesinin asıl sebebi Cumhurbaşkanının açıklaması. Hatay'da bir tepki olunca Suriyelilere sınırın ötesindeki Suriyeliler de daha öfkelenmiş olabilirler ama temel sebep bu değil.”
“Bugün olmazsa 2029’da”
Özatıcı Kayseri’de yaşanan olayların diğer şehirlere yayılmayacağını düşündüğünü, ancak tedbir alınması gerektiğini belirtti. Özatıcı şunları söyledi:
“Ben bunun şu aşamada çok yayılmış şiddet olayına evrileceğini düşünmüyorum bugün. Bu olaylar birkaç güne sönümlenir. Ama önlem alınmazsa eğer bu bir gün olacak. Yani önlem almazsak bu 2024 yılında olmayacak belki ama 2029 yılında olacak. Bu kaçınılmaz bir şey.
Sizin eğer şu anda bir ülkede on milyondan fazla sığınmacı ve kaçak varsaki sadece Suriyelileri söylemiyorum kaçaklar da var biliyorsunuz. Bunların doğum oranı 5.3 kendi vatandaşlarınızın 1.5 ise ve demografik olarak bu kişilerin entegre olma ihtimali yoksaki sayı olarak zaten entegre edemezsiniz.
Tabii ki asla sokak şiddetlerini tasvip etmiyoruz. Ama Türk milletinin de haklı bir tepkisi var. Belki de demokratik olarak bu haklarını bu itirazlarını ifade etmeleri gerekir vatandaşların.”