HABER MERKEZİ

Demokrat Parti’nin geçtiğimiz günlerde yaptığı olaylı kongrede Gültekin Uysal yeniden genel başkan seçilmişti. Kongrenin ardından Milletvekilleri Cemal Enginyurt ve Salih Uzun istifa ettiklerini açıkladı. Demokrat Parti’deki istifalara bugün bir yenisi daha eklendi. Merkez Karar Kurulu (MKK) Üyesi Mustafa Böğürcü partiden istifa ettiğini açıkladı.

Kamuoyunda güvenlik ve suç araştırmaları uzmanı olarak tanınan eski polis yöneticisi Mustafa Böğürcü açıklamasında 2022’de yapılan 14. Olağan Büyük Kongrede partiye katıldığını hatırlattı. Böğürcü açıklamasında yılgınlık içinde olmayacağını, memleket için faaliyetlerine devam edeceğini belirtti. Böğürcü’nün açıklaması şu şekilde:

“Mücadeleme devam edeceğim”

“23 Kasım 2024 Cumartesi  itibariyle e-devlet üzerinden Demokrat Parti üyeliğimi sonlandırmış bulunmaktayım.

Hayatımın hiç bir döneminde yılgınlık ya da umutsuzluk içinde olmadım. Bundan sonra da olmaya niyetim yok. Çünkü mevzu vatansa sağıma, soluma bakmadan, ideolojik saplantılara takılmadan, futbol takımı taraftarı gibi partizanca davranmadan memleket için konuşmaya, kendi ihtisas alanımda ve hayatın bana acısıyla, tatlısıyla öğrettiklerini hiç eğip, bükmeden söylemeye, konuşmaya, yeri geldiğinde toplum yararına faaliyet gösterdiğine inandığım her düşünceden sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına da katılarak devam edeceğim.

Memleketimiz çok sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Daha kötüsü; bundan sonra ki dönem de tarihsel okumalarımla yaptığım analizlere göre, yarın daha zor, ondan sonraki günler, aylar ve yıllar daha sancılı, bölgesel krizlerin arttığı, güvenlik kaygılarının tırmandırıldığı günler olarak geçecek. Onun için toplumu, ülkemizin menfaatine doğrularla buluşturma çabam yılmadan ve usanmadan yine sürecek.

Mücadeleye devam ederken egemenliği saraydan alıp millete teslim eden büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal  Atatürk’ün yaptığı gibi; sarayla değil sadece halkla işbirliği yapanlarla birlikte, halk ile omuz omuza mücadeleme devam edeceğim. Teslimiyet dün olmadığı gibi bugün ve yarın da şahsımla asla anılmayacaktır.

Her vatandaşımızın hakkı olan eğitim, sağlık, güvenlik, ifade özgürlüğü, beslenme, barınma, giyinme, ısınma, internet, elektrik, su ve kültür sanat faaliyetlerinin (film, müzik, kitap, tiyatro, sinema, konser) temel insan hakları olduğuna inanıyorum. Ülkeyi yöneten ya da yönetmeye talip olanların bu çerçevede politikalar üretmeleri gerektiğini düşünüyor ve savunuyorum. Bunlara erişimi olmayan ya da yeteri kadar faydalanamayan her bir bireyin suçu iktidarlardadır. Bir devlet, toplumun ne kadarına bu yukarıda saydığım en temel ihtiyaçları kolayca erişilebilir hâle getirebiliyorsa o zaman gerçek anlamda devlet olur. Bence devletlerin kalitesini bu temel haklara kolayca erişebilen nüfus oranı belirler.
Bunun hangi ideoloji ile geldiği şahsımı hiç alakadar etmiyor, etmedi de. Bir ideolojim yok. Kıblem insan. Hep öyle oldu.Taleplerim de hep bu minvalde oldu. Sadece bir insan. İdeolojiler ve  partiler üzeri olmalıyız. Bizi geriye götüren de her zaman sıkı sıkıya bağlı olduğumuz, karşıtı ile arasında geçirgenlik bulunmayan bu ideolojiler değil miydi? 

Kabine bugün toplanacak Kabine bugün toplanacak

Dün, dünde kaldı 

Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesine çıkartacak olanlar da, işte bu her sunulanı kabul edip, reddedemeyen, her dayatılanı sorgulamadan doğru olduğuna inananlar değil, sorgulayıp, beğenmedikleri karşısında sesini yükseltenler olacaktır.
Mevlana'nın dediği gibi ‘Dün, dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım.’

Yarının sözlerini, bugünden geleceğin dünyasına hazırlananlar söylecek. İnancım şudur ki; gün gelecek bu mücadeleyi verenler memleketi değil, memleket onları konuşacak… Türk milleti için çalışmaya ve üretmeye devam edeceğim. Bedeli ne olursa olsun, aslan gibi yaşamanın haysiyetine talip olmaya devam diyorum. 

Ne mutlu Türk'üm diyene... Ne mutlu eğri zamanda doğru yerde durabilene... Kamuoyuna saygılarımla..”

Editör: Elif Erbay