ARZU ERDOĞRAL / HABER MERKEZİ

Günlerdir sadece ABD’de değil, tüm dünyada merakla beklenen Donald Trump-Kamala Harris arasında canlı yayın düellosu sonunda gerçekleşti. Kimin kazandığına ilişkin görüşler farklı. 

ABD’de yaşayan Türk gazeteci Serra Karaçam, bulunduğu ülkenin nabzını iyi tutabilen habercilerden biri. Karaçam, tarihî canlı yayın kapışmasını Samimi Haber için değerlendirdi: 

Herkesin galibi kendine!

Amerikan halkının Trump-Harris tartışmasına bakışı oldukça kutuplaşmıştı. Her adayın destekçileri, onların performansını mevcut siyasi tercihlerini yansıtacak şekilde olumlu değerlendirdi. Trump'ın destekçileri genel olarak onun sicilini etkili bir şekilde savunduğunu ve Harris'e meydan okuduğunu düşünürken, Harris'in destekçileri onun politika ayrıntılarına ve Trump yönetimine yönelik eleştirilere odaklanmasını takdir etti. 

Genel olarak, tartışma mevcut partizan ayrılıkları güçlendirdi ve kamuoyunda önemli bir değişime yol açmadı. Trump savunma pozisyonunda kaldı. Harris ise kendi politikalarını anlatmaktan çok Trump’a saldırdı. Zate Biden’in adaylığı döneminde de kampanya bu şekilde ilerlemişti. 

Trump kürtaj yasağı getirecek mi?

Trump 3. Dünya Savaşı vurgusu yaptı. Harris ise; “Şu anda hiçbir çatışma ortamında ABD askeri yok” şeklinde ifadeler kullandı. Bu ifadelerin gerçekliği sorgulandı. Trump’ın genel bir kürtaj yasağı getireceğini söyledi. Trump bunu reddetti.

Rusya ve Çin'den dev tatbikat Rusya ve Çin'den dev tatbikat

Harris'in demokrat tabanda Arap-Müslüman oylarına yönelik fark yaratabilecek başlık olan Filistin ise çok kısa bir başlık olarak kaldı. Trump, Harris gelirse İsrail diye birşey kalmayacağını ancak bunun Arapların da oradan silinmesi demek olduğunu ifade etti. Onu hem İsrail’den hem Araplardan nefret etmekle suçladı. Trump’ın; "Aç kalan göçmenler evcil hayvan yiyor" ifadesi dikkat çekti. 

“Rusya’nın kaybetmesi ABD çıkarı için en iyisi diyebilir misiniz?” sorusuna Trump; “Savaşın bitmesi ABD çıkarınadır” cevabını verdi.

Anketler ne diyor?

En son verilere göre anketler, adaylar arasında rekabetçi bir yarış olduğunu, ankete ve coğrafi odağa bağlı olarak liderliğe dair popülarite sonuçlarında dalgalanmalar bulunduğunu gösteriyor. Genel olarak ulusal anketler, Trump ile rakibi arasında küçük farkların olduğu sıkı bir yarış olduğunu gösteriyor. Kampanya ilerledikçe ve yeni etkinlikler ortaya çıktıkça anket verilerinin değişebileceğini ve değişebileceğini akılda tutmak gerekir.

Suikast hızla gündemden düştü

Trump'a yönelik suikast girişimi, ABD’de biraz hızlı gündemden düştü. İlk başta piyasalar hareketlendi, hemen ardından Cumhuriyetçi Parti kurultayı vardı. Bu bir olay, onu bir kurban ve dirençli bir figür olarak göstererek tabanını toparlayabildi. Ancak bu aynı zamanda güvenlik ve istikrarla ilgili incelemelerin ve endişelerin artmasına da yol açmış olabilir. Seçmenler tarafından nasıl algılandığı tartışmalı.

Elon Musk ne kadar bağış yaptı?

Son güncellemeler itibarıyla Elon Musk'ın Trump'ın kampanyasına önemli miktarda bağış yaptığına dair doğrulanmış bir rapor bulunmuyor. Musk, daha önce çeşitli siyasi görüşlerini dile getirmişti ancak Trump'ın kampanyasına kamuya açık olarak büyük meblağlar taahhüt etmedi. Temmuz’da ayda 45 milyon Süper Pact’a vereceği söylendi ancak o bunu yalanladı. Yüksek profilli kişilerin katkıları bazen resmi olarak rapor edilene kadar spekülatif olabilir. 

Harris’in kampanyasına katkı olarak, Google ve Microsoft çalışanlarının toplam bağışları daha önemli rakamlar göstermekte. Kişilerin yapabileceği bağışın zaten sınırı var ama çok sayıda şirket çalışanı bu sınıra göre bağış yaptığında toplamda daha fazla bağış sağlamış oluyor.

Türkiye-ABD ilişkileri ve adaylar

Hangi adayın ABD-Türkiye ilişkilerine daha faydalı olacağını değerlendirmek, onların dış politika yaklaşımlarını ve Türkiye ile geçmişteki etkileşimlerini dikkate almayı gerektiriyor. 

Trump'ın Türkiye ile stratejik ittifakları tartışmalı konularla dengeleyen karmaşık bir ilişkisi var. Yaklaşımı doğrudan müzakereler ve bazen de alışılmışın dışında diplomasi ile karakterize edilmiştir. 

Biden ise daha geleneksel bir diplomatik yaklaşımla ilerledi ve 2020 seçimi öncesi Türkiye'deki insan hakları sorunlarına ilişkin endişelerini dile getirdi. Ancak süreç diplomatik şekilde ilerledi başkanlığı döneminde. 

Her iki adayın da ilişkileri geliştirmedeki etkinliği, onların Türkiye ile temel konularda ilişki kurma konusundaki istekliliklerine ve jeopolitik ortamda yön bulma yeteneklerine bağlı olacaktır. Harris’in bu konuda bir sicil kaydı olmamakla birlikte, California kaynaklı siyasi geçmişi seçmen kitlesi ile Ermeni diasporası ile olan bağı gibi hususlar ilişkileri gerebilir.

Editör: Elif Erbay