Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, gazeteci Mehmet Acet'in sunduğu Başkent Kulisi özel yayınına konuk oldu.
Milli İnsansız Savaş Uçağı KIZILELMA hakkında konuşan Bayraktar, “Akıncı 10 ülke, Bayraktar TB-2 24. İnşallah Kızılelma daha fazla. Kızılelma'nın seri üretimi başladı. Bir araç ürettik. 2026'da daha yüksek üretim hedefliyoruz, 10'un üzerinde.
Kızılelma'nın bütün bileşenleri Türkiye'de yapılıyor, sadece jet motoru Ukrayna'dan geliyor. O konuda da çalışmalarımız var. Birkaç yıl yurt dışına bağımlı olacağız. 5-6 yıl içinde birkaç tip motor olacak Kızılelma'da.
İnsanı sürekli eğitimden geçirmeniz lazım. İnsansız hava uçağı öyle değil.“ dedi.
Bayraktar’ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
İsrail Türkiye’yi hedef alacak mı?
Ben, insanlık için büyük bir tehdit olduğunu düşünüyorum. Varoluşsal bir tehdit. Dolayısıyla sadece bir Müslüman olarak değil insanlık açısından baktığınızda hepsine aykırı olduğunu değerlendiriyorum. Makul insanlar da böyle bir şey olamayacağını söyler.
Bebekler, insanoğlunun en masum varlıkları. Asla onları suçlu tutacak, onlara fatura üretecek bir anlayış insanoğlu için büyük bir tehdittir. Elbette ülkemizi de bu yönden ciddi anlamda etkiliyor. Milli teknoloji hamlesi, tam bağımsız Türkiye diyoruz. Niye bunu söylüyoruz? Çünkü, taşıma suyla değirmenin dönmeyeceğini biliyoruz. Biz bu silahları dışarıdan alsaydık ne olduğunu yaşayarak öğrendik. Bütün bu milli teknoloji hamlesi dalgasını da Teknofest'i de bundan dolayı düzenliyoruz. Bütün bu çaba, sen geleceksin diye diyoruz. Bağımsızlıktan kastımız kendini savunma kapasitesini. Gönül coğrafyasını, kendi medeniyetini savunma kapasitesi. Bunun yanında kendi coğrafyasına ve insanlığa fayda sağlaması.
Çelik Kubbe ne zaman devreye girecek?
Benim bilgim dahilinde daha yeni nesil modern bir sistem olacak. Türkiye'nin hava savunmasına bakarsak, biz milli silahlarımızı geliştirdik ve kademe kademe geliştirmeye geliştiriyoruz. Ama henüz bunların büyük kısmını sahada kullanmaya başlamadık. Türkiye, havacılıkta da hava savunma sistemlerinde de akamete uğramış bir seyrin hikayesini yaşıyordu. Hava savunma sistemleri adım adım gelmeye başladı. Biz, 20 sene öncesine döndüğümüzde yüzde 85 oranında yurt dışına muhtaç olan bir ülkeydik. Bütün kaynaklarımız yurt dışına gidiyorduk. Bugün kendi projelerimizi dünyaya ihraç eden bir Türkiye'den bahsediyoruz. Bugün itibariyle hava savunma sistemimiz, bugünkü tehdit açısından yeterli düzeyde değil. Ama ilmimiz ve bu alandaki çalışmalarımız; Roketsan, Aselsan çalışıyor. TÜBİTAK'ın da çalışmaları var. Çalışmalar devam ediyor.
Düşünün ki karşıdan size bir mermi geliyor, siz onu vurmaya çalışıyorsunuz. Çok zor. Hele manevra yapan bir mermiyse daha zor. Dolayısıyla sadece hava savunma silahları açısından değil uzun menzilli balistik füzeler asıl caydırıcı unsurlar. Çünkü karşı taraf bunu bildiğinde bu kadar kolay atmayacaktır.
“Öğrenilmiş çaresizliği yıktık”
En büyüğü öğrenilmiş çaresizlikti. Uzaydan bahsediyoruz. Meşhur bir komedyen, ben astronot olacağım diyen çocuğa şimdiden zıpla anca gidersin demişti. Elbette bir örneği olmadığından bu açıkçası öğrenilmiş çaresizlik olarak devam etmiş ve alay konusu olmuş. Türkiye, uzaya astronot gönderdiğinde de uzay turisti dendi. Gençlerin, hayallerinin içine popçu, topçu değil de astronotlar da girsin. Gençlerimiz astronot da olmak istesinler. Bunun için yapıldı. Onun bile zaman zaman alaya alındığını gördük. Bunlar, önemli engeller. Öğrenilmiş çaresizliği büyük oranda yıktık.
Baykar, dünyanın en büyük insansız hava aracı markası. Bütün gelirlerinin yüzde 97'si ihracattan. Böyle bir savunma sanayii şirketi olmadığı gibi çok az teknoloji şirketi böyle. O sayede teknolojilerimizi geliştiriyoruz.
"İran teknik anlamda başarılı oldu"
Teknik anlamda başarılı olduğunu düşünüyorum. Nasıl bir zarar verdi, onu bilemiyorum.