Bayburt’un Gez köyü, modernliğin ve teknolojinin getirdiği yenilikleri bünyesine sindire sindire alırken, öte yandan geleneklerini, kültürünü, kendine özgü yerel özelliklerini de korumayı başarmış bir köyümüz.
Tarihî İpek Yolu üzerindeki Gez köyü, zengin kültürü ve dilinde, bu yolun üzerinde kurulmuş olmanın izlerini de taşıyor. Bu köy, çoktan hak ettiği bir ilgiyi nihayet gördü ve hakkında kitap yazıldı. Edebiyatçı, yazar, editör Mehtap Karakaya’nın hazırladığı bu eser, tüm köylerimizin hafızasını her yönüyle kayıt altına alan bir “Köy Kitaplığı” geleneğini başlatmayı da amaçlıyor.
Tarihi ve kültürüyle Gez köyü
Tam adı “Bayburt'ta Bir Köy Örneği: Tarihi, Ekonomisi ve Kültürüyle GEZ KÖYÜ” olan ve “Onur Kitap” tarafından yayınlanan bu araştırma ve inceleme, Karakaya’nın da ilk basılı eseri. Şu ana kadar 20 civarında kitabın editörlüğünü ve düzeltilerini yaparak yayına hazırlayan Karakaya, bu eserinde Gez köyünü tarihi, ekonomisi ve kültürüyle anlatıyor.
Halen Kayseri’de yaşayan Bayburt Gez köyünden akademisyen Prof. Dr. Rıfat Yıldız’ın önerisi üzerine başlatılan ve 1 yıl içinde tamamlanan bu kitabın kapak ve mizanpajı Eriha Grafik/Sanat Ajansına, Genel Yayın Yönetmenliği A. Onur Şenyurt’a, Kaynak Danışmanlığı Akın Bayrak’a, düzeltisi ise Rıfat Yörük’e ait.
Dünya gündemini yakından takip etmeye çalışan Mehtap Karakaya, gerek World Economic Forum gerek Birleşmiş Milletlerin ajandası gerekse The Economist gibi dünya çapındaki yayın organlarının makalelerinde, 2025 sonrasında dünya genelinde iklim kaynaklı bir gıda krizinin yaşanacağı uyarılarının yapıldığına dikkat çekti.
Karakaya kitabıyla ilgili açıklamasını şöyle sürdürdü: “Ülkemiz, bu süreçte hangi önlemleri alacaktır, hangi politikaları uygulayacaktır, sürece çiftçiyi dâhil edecek midir, nasıl bir yol izleyecektir? Bunlar merak ettiğimiz sorulardır. Ancak kırsal kalkınma sadece afakî durumlarda hayatta kalabilmek için değil, bir ülkenin her dönemde ayakta kalabilmesi için önemlidir.
“Köyler daha da önem kazandı”
Halen ülkemiz nüfusunun yüzde 93’ü kentlerde, yüzde 7’si ise kırsalda yaşamaktadır. Mevcut şartlarda bu yüzde 7’lik kısım, yüzde 93’ü taşıyamaz. Hatta kırsal, kendi kendini bile taşıyacak güçte değil.
Şu halde köyler, her zamankinden daha da önemli hale gelmektedir. 2025 ve sonrası, dünya için bambaşka bir dönüşümün arifesi iken ülkemizin bu dönüşümden kârlı çıkmasının yegâne yolu, kırsal kalkınmaya önem vermesi ve ivedilikle tedbir almasıdır. Köylerin cazibesinin artırılması, tarım ve hayvancılıkta üreticilere azami desteğin verilmesi, köy kültürünün yeniden canlanması uygulanacak politikaların önceliği olmalıdır”.
