Ömer Çelik'ten "teğmenler" hakkında açıklama: Gereği yapılacak Ömer Çelik'ten "teğmenler" hakkında açıklama: Gereği yapılacak

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan,

"3. dünya harbi beklentisi de dahil olmak üzere bölgesel küresel bir savaş beklentisi içinde olmalı mı dünya?" sorusuna, "Bence dünya bu konuyu ciddiye almalı, bu tehdidi ciddiye almalı. Böyle bir risk var" şeklinde yanıt verdi. Bakan Fidan, Türkiye'nin terör örgütü YPG konusunda "2,5 ülkeyle sorunlu" olduğunu belirterek, "ABD, İngiltere ve biraz da Fransa" dedi. Rusya Devlet Başkanı Putin ile yaptığı görüşmenin detaylarını paylaşan Fidan, "Savaşı durdurma şartlarını sıraladı" ifadesini kullandı. Ayrıca, Türkiye'nin BRICS'e üyelik konusunda müzakerelerin devam ettiğini de sözlerine ekledi.

TÜRKİYE, BRICS'E ÜYE OLACAK MI?

Özellikle Cumhurbaşkanımızın vizyonu çerçevesinde uyguladığımız politikada eksen kayması gibi bir konuyu gündemimizden çıkaralı çok oldu. Bizim kendi menfaatimiz, ilkelerimiz, duruşumuz neredeyse onun arayışı içerisindeyiz. Ait olduğumuz ittifaklara muhataplarımızın bağlı olması da önemli. Alternatif ekonomik platformları yakından takip etme noktasındayız. Brics'i farklı yapan Rusya'nın, Çin'in orada olması. G-7 daha fazla siyasi konuların aynı medeniyet alanını düşünen ülkelerin bir araya geldiği yer. BRICS, ekonomik amaçlı bir platform. Kural temelli, yapısal bir hali yok. BRICS'in AB'ye nazaran farklı ve güzel tarafı bütün medeniyetleri, ırkları bünyesinde barındırıyor olması. Biraz daha kurumsal hale dönüşebilirse ciddi fayda üretir. Bizim buradaki ilişkilerimiz, diyaloglarımız son derece normal. BRICS üyesi ülkelerle ilişkilerimizi iyi tutmaya çalışıyoruz. Dış ticaret hacminin en yüksek olduğu iki ülke Çin ve Rusya, BRICS üyesi. Ülkemizin dış politika rotasını daha sağlıklı yürütebilmek için bu çerçevede bakmak lazım. İlişkimiz var, görüşmelerimizi, müzakerelerimizi yapıyoruz BRICS üyesi ülkelerle. Onlar da zaten evrim sürecindeler. Bir Gümrük Birliği, ortak para birimi, serbest ticaret anlaşmalarının hayata geçtiği bir yer değil. Kredi verme sistemini çalışıyorlar. Kendi aralarında yerel para birimiyle ticaret yapıyorlar. Bu bizim de taraf olduğumuz konu. Dolarsızlaştırmada çalışmalar var. Siyasetin dayattığı bir strateji bu. Biz hem AB adaylığı hem diğer ekonomik işbirliği teşkilatlarında üyeliklerimiz var. Asya Pasifik'teki devasa ekonomik platformda daha ileri üyelik için başvurumuz olması söz konusu. Platformların birbirlerine alternatif değil tamamlayıcı olarak görmek lazım.AB'de kural temelli bir işleyiş var. Biz AB ile olan ilişkilerimizin seyrinde bugünkü durumda olmasaydık, AB ileri adım atma konusunda irade koyabilseydi, aslında bizim buradaki belli konulara bakış açımız daha da değişebilirdi. Şu anda NATO'da askeri ittifak konusu var. Ekonomik ittifak alanı aynı şekilde somut hale gelmiş değil. Dolayısıyla arayışlarımız devam etmiş durumda.

"AVRUPALI LİDERLERDE SAHİCİLİK YOK"

Avrupa Birliği'nde jeostratejik çerçeve üzerinden üyelik ilişkilerinde teknokratlarla konuştuğunuzda Avrupa'nın daha bağımsız, kendinden emin bir jeostratejik aktör olması için Türkiye ile beraberliği önemli. Hatta Türkiye'nin beraberinde getirdiği dünyanın burada olması daha önce başlatılan medeniyetler ittifakı kavramının burada somutlaşma meselesi insanlık ve Avrupa için bir fırsat. Bu AB'de çok rahat tartışılan konu değil. Avrupa'daki siyasal partiler kimlik siyaseti yaptığı için. Jeostratejinin faydasını sokak diline indirmede bir problem alanı var. Bütün demokrasilerde bu alan problemli alan. Sahici bir deneme içine giren de yok. Sahici liderlik gösteren, Cumhurbaşkanımıza da arkadaşlık yapmış Avrupalı liderler vardı. Şimdi görmüyoruz. Farklı bir şey söyleyen yok. Herkes ucuz yoldan oy alıp iktidarda kalma peşinde. Jeostratejik olarak atmadığınız adımların halkın ekonomisini, sağlığını, güvenliğini nasıl etkilediğini anlatmıyorsunuz. Bunu anlatmadığınız zaman bugünkü sorunlarla karşılaşılıyor. AB'nin karşı karşıya kaldığı sorunlardan biri de transatlantık yapı içinde ne kadar otonom hale gelecekler ne kadar ABD'ye bağlı kalacaklar? Bu mümkün mü? Avrupa kendi barışını devam ettirebilecek mi? Daha yaşamsal konu bu.

3. DÜNYA SAVAŞI' SORUSUNA ÇARPICI YANIT

Bakan Fidan

"Siz Filistin meselesi başladığında 7 Ekim'de onun öncesinde şubat 2022'de Rusya Ukrayna savaşı başladığında bu çatışmaların yayılma riskine bölgesel manada dikkat çekmiştiniz. Sırbistan Başkanı Vucic'in de 3 4 ay içinde bölgesel bir savaş bekliyoruz kabilinden açıklaması oldu. bir de sizin o meşhur 7 Ekim'in sonrasında "büyük savaş büyük barış" zihinlere kazınan söyleminiz var. Buradan bakarsak gerçekten harbiden bir 3. dünya harbi beklentisi de dahil olmak üzere bölgesel küresel bir savaş beklentisi içinde olmalı mı dünya? Bizim bu konudaki hazırlığımız nedir?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Bence dünya bu senaryoyu ciddiye almalı, bu tehdidi ciddiye almalı. Böyle bir risk var. Bunu biz baştan beri diyoruz. Bu bir yani gerçekten hesabı kitabı yapılmış..."