Yaşam

Bafa Gölü’nün 8 bin yıllık hikayesi

Binlerce yıllık tarih ve doğal güzelliklere ev sahipliği yapan Bafa Gölü, ekolojik tehditlere karşı korunmayı bekliyor. Gölün ve çevresindeki Latmos Dağları'nın bir bütün olarak korunması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Abone Ol

Aydın ve Muğla illerinin sınırlarında yer alan Bafa Gölü Tabiat Parkı, hem biyolojik çeşitliliği hem de kültürel mirası ile Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından biri olarak biliniyor. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) tarafından düzenlenen Çarşamba Söyleşileri’nde bu hafta, gölün 8 bin yıllık insanlık tarihine, doğal güzelliklerine ve ekolojik yapısına dair önemli bilgiler paylaşıldı.

Denizden göle dönüşen tarih

Bafa Gölü, zamanında Ege Denizi’nin bir körfezi iken Büyük Menderes Nehri’nin taşıdığı alüvyonlarla göle dönüştü. Binlerce yıl süren bu süreç boyunca bölge, birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Latmos (Beşparmak) Dağları’nın kuzeyinde ve Ilbıra Dağları’nın güneyinde yer alan göl, çevresindeki arkeolojik buluntularla da dikkat çekiyor. Özellikle Ay Tanrıçası Selene ile Çoban Endymion’un mitolojik aşk hikayesi, gölün etrafında yer alan kültürel zenginlikler arasında yer alıyor.

Kültürel miras ve doğal güzellikler

EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, Bafa Gölü’nün 1994 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Tabiat Parkı ilan edildiğini belirtti. Gölün biyolojik çeşitliliği, arkeolojik ve jeomorfolojik değerleri sayesinde özel bir koruma statüsüne sahip olduğunu vurgulayan Sürücü, bölgedeki kuş çeşitliliğinin de oldukça zengin olduğunu söyledi. Göl içinde üreyen kuş türleri arasında nesli tehlike altında olan Tepeli Pelikanların da yer aldığı belirtildi. Ayrıca göl kıyısındaki Serçin bölgesinin, kuş gözlemcileri için adeta bir cennet olduğu ifade edildi.

Ekoturizm ve festivallerin önemi

Göl kıyısındaki köylerde düzenlenen festivaller ve trekking etkinlikleri, bölgedeki ekoturizm faaliyetlerine katkı sağlıyor. Özellikle Kapıkırı ve Serçin köylerinde düzenlenen gastronomi turizmi, kuş gözlemciliği ve botanik turları gibi etkinlikler, yöre halkına ekonomik fayda sağlıyor. Sürücü, geçmişte göl kıyısında yapılan deniz bayramları ve festivallerin tekrar hayata geçirilmesinin, bölge için önemli farkındalıklar yaratacağını vurguladı.

Bafa Gölü’nün ekolojik tehditleri

Bafa Gölü, maalesef ekolojik tehditlerle de karşı karşıya. Büyük Menderes Nehri’nin getirdiği kirlilik, çevredeki balık üretim tesislerinin etkileri ve maden ocaklarının neden olduğu tahribatlar, gölün su kalitesini olumsuz etkiliyor. Ayrıca, göldeki sucul canlılar ve balıkçılık da bu değişimlerden zarar görüyor. Gölün ekolojik yapısının korunması için köklü önlemler alınması gerektiğini belirten Sürücü, tüm kurumların işbirliği yaparak bu önlemleri hayata geçirmesi gerektiğini söyledi.

Latmos Dağları ile Bafa Gölü bir bütün

Söyleşide ayrıca, Bafa Gölü ve Latmos Dağları’nın bir bütün olarak korunması gerektiğine dikkat çekildi. Latmos Dağları’nın doğal peyzajının geri dönülemez biçimde tahrip edilmemesi için, koruma statülerinin ve bölgedeki doğal, kültürel değerlere duyarlı projeler geliştirilmesi gerektiği vurgulandı.