Tek kutuplu dünya tartışmaları özellikle 90'lı yıllarda SSCB'nin çözülmesi ile ortaya çıkmıştı. Fakat özellikle 2000'li yıllarla beraber Çin, Rusya öncülüğündeki Avrasya ülkelerinin ekonomik, askeri ve siyasi nüfuz alanlarını artırmaları ile beraber bugün artık ABD'nin tek güç olduğu bir dünyadan söz etmek mümkün değil.

Almanya’da suç oranı 5 milyonu aştı Almanya’da suç oranı 5 milyonu aştı

Özellikle ABD'nin çeşitli algı ve hilelerle başlattığı savaşlar, işgaller, operasyonlar dönemi ile başta Ortadoğu olmak üzere Kafkaslar, Pasifik ve Kuzey Afrika bu çok kutupluluğun savaş bölgesi haline dönüştü. Karadeniz de bu alanlardan bir tanesi haline geldi.

2014'ten beri Ukrayna yönetiminin ABD yanlısı politikaları ile bölgeye NATO'yu sokma çabası, Ukrayna'nın NAZİ'leri olan Azov taburlarını daha etkin hale getirip bölgeyi çatışma sahasına getirmesi ve en sonunda Ukrayna'nın NATO'ya katılım çabası ile iş dönülmez noktaya geldi.

24 Şubat 2022 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Putin'in "Ukrayna'yı Nazizm'den arındırmak amacıyla özel bir askeri operasyon" ilan etmesiyle yeni bir sürecin içine girildi.

ABD'nin dünya ülkelerini savaşa açık çağrı yaparak, kışkırttığı ve Avrupa Ülkelerinin Rus vatandaşlarını sınır dışı etmekten, Rus edebi klasiklerini yasaklamaya kadar gidecek Rusya düşmanlığı sürecini de takip ettik. Geçtiğimiz günlerde Fransa'dan ilginç bir açıklama yapıldı. Fransa'nın Ukrayna'ya asker yollamaya hazırlandığı açıklaması bölgeyi gündemini yeniden ısınmasına sebebiyet verdi.

Konu hakkında CGTN Türk Haber Koordinatörü Erkin Öncan'a bölge gündemini sorduk.

"Macron'un siyasi ömrünü uzatma çabası"

Avrupa ile ABD arasında Rusya'ya bakış noktasında bir farklılık gözlemleniyordu şimdiye kadar. Almanya ticari ilişkilerde Rusya'dan kopmamayı önemsediğine dair işaretler de veriyordu. Almanya gibi ülkeler genelde para ve silah yardımı yaparken Fransa'dan Ukrayna'ya asker gönderme açıklaması geldi. Fransa'nın bu hamlesini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Öncelikle, Biden yönetimi önderliğinde ABD’nin Avrupa’ya ‘Ukrayna’ya yardım’ dayatmasının ABD lehinde bir seyir izlediğini söylemek istiyorum. Avrupalı yöneticiler, bir iki çatlak ses hariç Ukrayna’ya yardım konusunda ABD’yle tamamen aynı çizgiye sahip. Üstelik, Ukrayna’ya yardım ve Rus tehididi propagandası üzerinden şekillendirilen ‘dış güçler’ anlatısı, Avrupa’yı daha da kasıp kavurması beklenen sorunların biraz olsun ‘ötelenmesine’ yol açacak: Göç krizi, ekonomik kriz ve yükselen aşırı sağ. 

Dolayısıyla Fransa’nın bu hamlesini ve asker gönderme konusundaki girişken tutumunu aynı anda Macron’un siyasi ömrünü uzatma çabası olarak da değerlendirebiliriz. Bunun yanında, Fransa Ukrayna’da en çok sözleşmeli özel asker kaybeden ülkelerden biri. Yani aslında uzundur bölgede bu ülke. 

Bu arada, Ukrayna Dışişleri Bakanı, Macron'un asker göndermekten bahsederken sadece orduyu eğitecek eğitmenleri kastettiğini söyledi.

"Ukrayna'nın doğusu gözden çıkarılmış olabilir"

Daha önce Macron NATO'nün beyin ölümünün gerçekleştiğini söylemişti. Bu hamlesi, NATO konseptine alternatif bir askeri çalışmanın bir ürünü diyebilir miyiz?

Bana kalırsa Macron bu söylediğine artık kendisi de katılmıyordur. Macron’un bu sözleri sarf etmesine yol açan koşullar tamamen değişti. Ve dolayısıyla Fransız varlığını da NATO’dan bağımsız düşünmemek gerekiyor. Ancak yine de alternatif, çünkü Fransa’nın böyle bir adım atması, Rusya tarafından ‘meşru bir hedef haline geleceklerinin’ açıklanması ve yaşanması muhtemel senaryo, NATO’nun bölgeye ilişkin genel stratejisinin bir tatbiki, provası da olabilir. 

Ayrıca, Fransa televizyonlarına yansıyan açıklamalardan anlıyoruz ki Fransız birlikleri gerçekten gitmeyi planlıyorlarsa Ukrayna’da Dinyeper nehri boyunca veya Belarus sınırına konuşlandırılacak. Bu da, Ukrayna’nın doğusu (Novorossiya) ve kuzeyinin ‘gözden çıkarılabilir’ olduğunu gösteriyor da olabilir. Donbass’ın ve kuzeydeki bazı bölgelerin Rusya’ya bırakılması, Batı Ukrayna’nınsa AB/NATO üyelikleriyle birlikte tam kapsamlı silahlandırılması da uzmanların öne sürdüğü ‘ihtimaller’ arasındaydı. 

Dolayısıyla, Fransa’nın bu hamlesini NATO’dan tamamen bağımsız bir alternatif olarak göremiyorum. NATO liderliği henüz Fransa gibi açıktan konuşmaya başlamadı, ancak Fransa’nın adımlarının nereye varabileceğini görmek istemiş olabilirler.

"Avrupa, göç krizi, aşırı sağ gibi sorunları savaş propagandası ile aşabilir"

Avrupa Konsey Başkanının 'Barış için savaşa hazırlanalım' açıklaması bu açıdan Avrupa'nın NATO'ya doğal olarak da ABD'nin siyasi ve askeri baskısına alternatif bir hat kurmasının işareti mi? ABD ile AB arasında bir kırılma gerçekleşebilir mi?

Avrupa için ABD’ye alternatif bir hat kurma fikri bana kalırsa artık hayal. Çünkü, Fransa’da Macron, Almanya’da Scholz ve İngiltere’de Sunak, Biden önderliğindeki ABD’den bağımsızlaşmayı, alternatif kurmayı düşünebilecek potansiyele sahip değiller diye düşünüyorum. Çeşitli ve dönemsel rahatsızlıklar olsa bile, ABD önderliği ve NATO konusunda bir çatlak ses çıkacağını zannetmiyorum bu dönemde. Bir diğer önemli mesele de ekonomi. Avrupa, zaten ABD’nin kendilerine uyguladığı ‘Rus karşıtı ekonomik yaptırımlar’ baskısına boyun eğdikten sonra dönülmez bir noktaya geldi. Az önce de söylediğim gibi, Avrupa ülkeleri göç krizi, ekonomik kriz ve yükselen aşırı sağ gibi toplumları temelden etkileyecek ciddi problemlerle karşı karşıya ve bu sorunları olabildiğince erteleyebilmeleri gerekiyor. Bunun tek yolu ise dış düşmanlar tarifi ve savaş propagandasıdır.