Türkiye’nin son yıllarda enerji alanında birbiri ardına attığı stratejik adımlar batılı ülkelerin dikkatini çekiyor. Bunun yanı sıra Türkiye, savunma ve askerî alanda yaptığı işbirlikleri sonucunda yaptırımlara bile maruz kaldı.
Geçtiğimiz yıllarda Rusya’dan yapılan S-400 sevkiyatı, batılı ülke politikacılarının tepkisini çekmişti. Özellikle Türkiye-Rusya arasındaki stratejik birliktelik, ABD ve NATO ülkelerinin eleştirilerine neden olmuştu.
Bu noktada Türk-Rus işbirliğinin en önemli projelerinden biri olan Akkuyu Nükleer Santrali, batılı kalemler tarafından hedef tahtasına konuldu.
Washington Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Türkiye Çalışmaları Merkezi'nin direktörü Gönül Tol, Financial Times’ta yayımladığı makalesinde Türkiye’nin enerji bağımlılığını büyük ölçüde düşürecek santral için dezenformasyon faaliyetine girişti.
"S-400'lerden daha büyük bir sorun"
Akkuyu Nükleer Santrali ihalesinin Türkiye ile Rusya önümüzdeki 60 yıl boyunca birbirine bağlayacağını iddia eden Tol, "NATO, Rusya'nın Türkiye ile yaptığı nükleer enerji anlaşması konusunda uyanmalı" başlıklı yazısında NATO açısından Akkuyu Nükleer Santrali'nin S-400'lerden "daha büyük bir sorun" olduğunu öne sürdü.
Yazıda “BOO anlaşması, Türkiye ve Rusya'yı önümüzdeki yüzyıl boyunca, beklenen 60 yıllık işletme döngüsü ve bunu takip eden devreden çıkarma süreci boyunca birbirine bağlıyor” ifadelerine yer verildi.
"Batılı ülkeler sessiz kaldı"
Tol, ayrıca Batılı ülkeleri Akkuyu karşıtlığına çağırarak "Türkiye S-400 satın aldığı için eleştirilip yaptırımlara maruz kalırken, Batılı ülkeler Akkuyu konusunda sessiz kaldı" dedi.
Türkiye'nin ikinci bir nükleer reaktör inşa etmek istediğini ve Rusya'nın bu ihalede önde gittiği uyarısında bulunan Tol, Batılı finansal çevrelerin bu işi Rusya’nın elinden alması çağrısında bulunarak şunları söyledi:
" Moskova'yı jeopolitik bir varlıktan mahrum bırakmak ve yerel halkın güvenlik ve çevresel kaygılarını gidermek için Batı'nın Moskova'nın elverişli şartlarına uymak için daha fazlasını yapması gerekiyor. Batılı kalkınma bankalarına nükleer enerji projelerini finanse etme konusundaki isteksizliklerinden vazgeçmeleri için baskı yapmak iyi bir başlangıç olacaktır"