Sivil toplum kuruluşlarından açıklama: “Şiddetsiz toplum, güvenli sokaklar” Sivil toplum kuruluşlarından açıklama: “Şiddetsiz toplum, güvenli sokaklar”
Ercan Çankaya - Haber Merkezi

İstanbul’da Semih Çelik isimli şahsın iki kadını katletmesi ve Tekirdağ’da Sıla bebeğin cinsel istismara maruz kaldıktan sonra hayatını kaybetmesi, kadın ve çocuğa şiddet ve istismarı yeniden ülke gündemine taşıdı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de bu haftaki grup konuşmasında Semih Çelik’in katlettiği kadınlardan ve Sıla bebekten bahsederek "Kadına şiddet olaylarının bir rastlantı olmadığını hepimiz biliyoruz. Şiddeti üreten maalesef bu düzenin kendisidir. Esas soru şudur; toplum bu hale nasıl geldi?" diye sordu.

AK Parti iktidarını eleştiren Özel, "Bu iktidar kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyamadığı gibi olumlu adımlardan da geri adım atıyor. AKP'nin kadınları hedef alan politikalarının en somut örneği, 2021 yılında İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı tek imzayla çıkmasıdır" dedi. Özel, İstanbul Sözleşmesi'ne dönme çağrısı yaptı.

6284 Sayılı Kanun yerinde duruyor

AK Parti’nin Özel’in bu çağrısına nasıl yanıt vereceğini AK Parti Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Leyla Şahin Usta’ya sorduk.

İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığını, fakat İstanbul Sözleşmesi’yle gelen yasal düzenlemelere dokunulmadığını vurgulayan Leyla Şahin Usta, 6284 Sayılı Kanun’un yerinde durduğunu belirtti.

Bu kanunun yürürlükte kalmaya devam edeceğini vurgulayan AK Parti Grup Başkanvekili, ayrıca kadına ve çocuğa şiddet ve istismarla ilgili bir komisyon kurulacağını, gerekli görülürse ek yasal düzenlemelerin de yapılacağını belirtti.

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun nedir?

İstanbul Sözleşmesi’nin iç hukuktaki yansıması 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’dur. Kamuoyunda kısaca 6284 sayılı Kanun olarak bilinen kanun, sözleşmenin imzalanmasından hemen bir sene sonra, 20 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe girdi. 6284 sayılı Kanun, kadına karşı şiddetle mücadelede uygulamaya dönük somut mekanizmalar kurması bakımından, İstanbul Sözleşmesi’nin çizdiği genel çerçevenin pratikte nasıl vücut bulacağı konusunda en kapsamlı iç hukuk metnidir. 

6284 sayılı Kanun’dan önce Türkiye’de şiddete maruz kalan kadınların korunmasını amaçlayan 1998 tarihli 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun yürürlükteydi. Amacı “aile içinde şiddet uygulayan bireyi, gerektiğinde ortak yaşam alanından uzaklaştırarak ve kanunda sayılan veya benzer birtakım tedbirleri uygulamaya koyarak aile içi şiddeti önlemek ve dolayısıyla toplumun temelini oluşturan aileyi şiddete karşı korumak” olarak ifade edilen kanun iki maddeden oluşuyordu. 4320 sayılı Kanun’da, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bildirmesi veya eşlerden birinin, çocukların veya aynı çatı altında diğer aile bireylerinden birinin başvurusu üzerine koruma emri ve “kusurlu eş” aleyhine tedbir kararlarının verilebileceği düzenlenmekteydi. Ancak bu kanun ailenin kimlerden oluşacağı, resmi evlilik dışında da aynı haneyi paylaşan ve evli olmakla birlikte aynı haneyi paylaşmayan kişileri kapsamadığı için pek çok eleştiriyi beraberinde getirdi. Nihayet yürürlüğe girmesinden dokuz yıl sonra yani 2007 senesinde, uygulamada görülen eksikliklerin giderilmesi amacıyla önemli ölçüde değiştirildi. 

11 Mayıs 2011’de İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasını takiben, o dönemki adıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı “4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun’un günümüz ihtiyaçlarına cevap vermediği” ve “son yıllarda kadına karşı şiddet olaylarının her geçen gün artması, kadına yönelik şiddetin yoğun olarak da aile içinde yaşanması, şiddetin fiziksel, ekonomik, psikolojik, cinsel şiddet gibi çeşitli şekillerde görülebilmesi, kişilere yönelik şiddetin insan hakkı ihlali olması nedeniyle mücadelenin ve kadın erkek eşitliğinin sağlanmasının da bir devlet politikası olarak kabul edilmesi gerektiği”nden hareketle yeni bir yasa taslağı üzerinde çalışmaya başladı. 2011 yılının Temmuz ayında “Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunmasına Dair Kanun Tasarısı” hazırlıklarına başlayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu süreçte kadın kuruluşlarından tasarıya ilişkin görüş ve önerilerini iletmelerini istedi. Kanun yapım sürecine dahil olmak amacıyla bir araya gelerek “Şiddete Son Platformu”nu kuran 237 kadın örgütünden kadınlar, kanunun hazırlanış aşamasında aktif olarak yer aldı, taslağa ilişkin talep ve önerilerini Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile paylaştı. Yapılan değişikliklerin ardından yasa tasarısı, 24 Şubat 2012 tarihinde Meclis’e gönderildi, Meclis’te yapılan görüşmelerin nihayetinde 6284 sayılı Kanun 8 Mart 2012 tarihinde yasalaştı.

6284 Sayılı Kanun neler getirdi?

6284 Sayılı Kanun “evli olan-olmayan kadın” ayrımını ortadan kaldırması, “ev içi şiddet”, “kadına yönelik şiddet” ve “şiddet” tanımlarını detaylıca yapması, salt kamusal değil özel alanda gerçekleşen şiddetin de devlete önleme ve koruma yükümlülüğü getirdiğini açıkça ifade etmesi ve kanunun uygulanmasında İstanbul Sözleşmesi’nin esas alınacağının vurgulanması noktasında daha önceki yasalarla karşılaştırıldığında kadına karşı şiddeti ve istismarı engellemede daha önceki yasaların çok ilerisinde olması dolayısıyla kadın örgütlerinin takdirini toplamaktadır.

 

Editör: Ercan Çankaya