MERT SAYAN – HABER MERKEZİ
Yeni Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği, sağlık çalışanları tarafından sert bir şekilde eleştirilmeye devam ediyor. Son yayımlanan yönetmeliğin, sağlık çalışanlarının mesleki haklarını yok saydığı ve iş güvencesine dayalı olmadığı ifade ediliyor.
Samimi Haber’e konuşan Birlik ve Dayanışma Sendikası Başkanı Dr. Derya Mengücük, aile hekimlerinin iş bırakma eylemlerinin nedenlerini belirterek, sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği için yapılması gereken düzenlemeleri sıraladı.
Mengücük, aile hekimlerinin meslek onurlarını savunmaya devam edeceğini ve halkın sağlık hakkı için mücadeleye kararlı bir şekilde devam edeceklerini söyledi. Bu süreçte, sağlık çalışanlarının taleplerinin göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Mengücük; “Bu yönetmeliğin tamamen geri çekilmesini talep ediyoruz” diye konuştu.
“BU YÖNETMELİK, SİSTEM DAYATMASI”
Dr. Derya Mengücük, son yayımlanan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nin, mesleki hakları yok saydığını ve iş güvencesine dayalı olmadığını söyledi. Yönetmeliğin tıbbi ve bilimsel dayanaklardan yoksun olduğunu vurgulayan Mengücük; “Yönetmelik, toplum sağlığı ve koruyucu sağlık açısından hiçbir faydası olmayan hedefler ve kriterler içermekte olup, aile hekimliğini güçlendirmek ve geliştirmekle hiçbir ilgisi yoktur” dedi.
Mengücük, yönetmelikte yer alan ulaşılması zor performans hedefleri nedeniyle maaşlarda ciddi kesintiler yapıldığını ifade etti. Bu kesintilerin, ortaya konan emeğin ve özverinin hiçe sayılması anlamına geldiğini belirterek, bunun bir sistem dayatması olduğunu vurguladı. Mengücük, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Hastalar için adil, eşit, ücretsiz ve ulaşılabilir bir sağlık hakkını giderek zorlaştıran uygulamaların, birinci basamak sağlık hizmetlerine yansımasıdır. Dolayısıyla, hem biz aile hekimlerinin, ebe ve hemşirelerin emeğini, özlük haklarımızı, meslek onurumuzu hem de halkın sağlık hakkını savunmaya devam edeceğiz. Bu dayatmaları kabul etmemiz, meslek ilkelerimizle bağdaşmaz”.
“YÖNETMELİĞİ KABUL ETMİYORUZ”
Yönetmeliğin 1 Kasım’da yürürlüğe girdiğini hatırlatan Mengücük, 15 Aralık’ta alınan ücretlerde, yönetmelikte yer alan bazı şartların ve hesaplamaların yerine getirilmediğine dikkat çekti. Yönetmeliğin tam anlamıyla uygulanmadığını vurgulayan Mengücük, Sağlık Bakanlığı’nın bununla ilgili adaletsiz kesintilerin olmadığını göstermeye çalıştığını ifade etti. Ancak, yine daha sonra bu uygulanmayacak anlamına gelmediğini söyleyen Mengücük; “Biz meslek ilkelerini zedeleyen kısmı dahil tüm yönetmeliği kabul etmiyoruz. Tamamen geri çekilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“MESLEKİ ÖRGÜT VE SENDİKALAR DİKKATE ALINMALIDIR”
Mengücük, TBMM’de kabul edilen kanun taslağında yer alan mesai sonrası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) uygulamalarına da değindi. GETAT uygulamalarının ve aile hekimliğinde bazı raporların ücretli olması maddelerinin geri çekilmesi gerektiğini belirten Mengücük; “Yapılacak kanun ve yönetmelikler sahada çalışanların geri bildirimleri dikkate alınarak sağlık meslek örgütleri ve sendikalar ile görüşülerek hazırlanmalıdır. Aile sağlığı merkezleri binaları, fiziki, tıbbi donanımı ve kamu tarafından sağlanmalıdır” diye konuştu.
“YETERLİ MUAYENE SÜRESİ VERİLMELİ”
Performansa dayalı ve teşviklere bağlı belirsiz bir ödeme sisteminin sıkıntılı bir tercih olduğunu dile getiren Mengücük, sabit ve emekliliğe yansıyan tek bir ücret olması gerektiğinin altını çizdi. Halkın nitelikli bir sağlık hizmeti alabileceği olanaklar sağlanması gerektiğini vurgulayan Mengücük, yeterli muayene süreleri de verilmesi gerektiğini ifade etti.
Birlik ve Dayanışma Sendikası Başkanı Dr. Derya Mengücük, ebe ve hemşirelerin çalışma koşullarına ve ücretlerine de değindi. Aile hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlemeleri gerektiğini söyleyen Mengücük şöyle devam etti:
“TEŞVİK ÜCRETİ VE TAVAN ÜCRETİ ARTIRILMALI”
“Aile Sağlığı çalışanlarının kanun değişikliği gerektiren teşvik ücreti katsayısı en az iki katı ve tavan ücreti en az üç katı oranında artırılmalıdır. Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır. Bizler aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları olarak, sağlık hizmetlerini kesintiye uğratmak ve hastalarımızı mağdur etmek gibi bir niyet içinde hiçbir zaman olmadık. Aksine, meslek onurumuzu korumak ve sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak için yıllardır özveriyle çalıştık. Ancak, bizleri adeta köle sayan ve meslek onurumuzu yok eden ve halkın sağlığına hiçbir faydası olmayan bu yönetmeliğin ısrarla uygulanmaya devam etmesi karşısında başka çaremiz kalmadığını üzülerek beyan ediyoruz”.