MERT SAYAN – HABER MERKEZİ
ABD’deki son saldırılar, ülkenin iç ve dış politikasını yeniden gündeme taşıdı. Saldırıların, ABD’nin Suriye’deki askeri varlığını sürdürmesi için gerekçe oluşturduğu iddia ediliyor. Uzmanlar, DEAŞ bahanesiyle ABD’nin Suriye’deki duruşunu güçlendirmeyi hedeflediğini ve bu stratejinin İsrail’in çıkarlarıyla örtüştüğünü belirtiyor.
Batılı ve Amerikalı birçok terör ve istihbarat uzmanı, gerçekte DEAŞ diye bir örgütün bulunmadığını, DEAŞ’lı denenlerin Pentagon ve CIA’nın MOSSAD’la işbirliği içinde istihdam ettiği sözde “İslamcı personel” olduğunu savunuyor.
ABD’de peş peşe meydana gelen saldırılar akıllara farklı soru işaretlerini getirdi. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Kemal Çiftçi ve Gazeteci Güngör Yavuzaslan, bu saldırıların ardında ne olduğunu Samimi Haber’e değerlendirdi.
Çiftçi, ABD Savunma Bakanlığı’nın, Donald Trump’ın seçim kampanyası dönemindeki Orta Doğu ve özellikle Suriye’ye yönelik yaklaşımından hoşnut olmadığını vurguladı. Yavuzaslan ise DEAŞ’ın, Avrupa’daki terör eylemleriyle ilişkilendirilerek, ABD’nin Suriye’de kalması gerektiğine dair bir gerekçe yaratılmaya çalışıldığını belirtti.
“TRUMP’I UYARIYORLAR”
Çiftçi, Trump’ın bu tür eylemlerle uyarıldığına dikkat çekerek; “Trump Suriye'de Amerikan askerlerini azaltma ve çekilme yönündeki yaklaşımını değişikliğe yol açma çalışması olduğu kanaatindeyim” dedi.
ABD'NİN ORTA DOĞU VE SURİYE STRATEJİSİ
Orta Doğu’da ABD varlığının İsrail’in işlerini kolaylaştıracağını ifade eden Çiftçi, ABD’deki karar verici mekanizmaların özellikle 1945 sonrasında Yahudi organizasyonların etkili olduğunu vurguladı. Uluslararası ilişkilerde ABD’nin genellikle İsrail'in çıkarları doğrultusunda bir dış politika oluşturduğunun altını çizerek; “Trump’ın Orta Doğu'ya dönüş, Suriye’ye dönüş yaklaşımında bir davranış değişikliği oluşturulmaya çalışıldığı kanaatindeydim. Bu tür konular somut bilgi belgeye dayanmaz. Ancak, neden sonuç bağlantısı kurarak yorum yapılabilir. Bu da genelde gerçekliğe tekabül eder” diye konuştu.
Çiftçi, ABD’nin Suriye’deki yeni kurulan yapının üstündeki etkisinin artırma çabalarını dile getirerek şöyle devam etti: “ABD, Orta Avrupa ve Suriye’de daha etkili bir pozisyon alırken, İsrail’in rahatlatılması ve Hamas ile Hizbullah’a karşı daha güçlü bir duruş sergilenmesi de gündemdeydi. Türkiye’nin Suriye’deki unsurlar ile ilişkilerinin ABD’nin beklentilerine göre şekillendirilmesi gibi adımların izlenmesi bekleniyordu. Ayrıca, son dönemdeki demokratikleşme süreci ya da Kürt açılımı olarak tanımlanabilecek gelişmelerin, ABD’nin bölgeye yönelik politikalarıyla örtüştüğünü düşünüyorum”.
“ABD, DEAŞ BAHANESİ İLE SURİYE’DE KALMAK İSTİYOR”
Gazeteci Güngör Yavuzaslan, ABD’deki saldırıların DEAŞ’ın ‘Yalnız Aslanlar’ hücresi tarafından gerçekleştirildiği iddialarına değinerek, bu saldırıların ABD’nin Suriye sahasından çekilmemek için bir gerekçe sunduğunu ifade etti.
ABD'nin Suriye’de kalma kararlılığını, asker sayısını artırmasının bir göstergesi olarak değerlendiren Yavuzaslan; “Bu daha çok Trump dönemine, ABD içindeki iç güçlerin, iç unsurların bir hazırlığı gibi görüyor. Yapmak istedikleri Suriye'de DAEŞ bahanesi ile kalmak. Bunda özellikle Pentagon ve İsrail’e dikkat etmek lazım” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’YE, İSRAİL-PENTAGON BAŞKA BİR TUZAK KURUYOR”
Yavuzaslan, New Orleans’taki saldırının tipik bir İsrail-Pentagon tezgâhı olduğunu vurguladı. Bu konuda Türkiye’nin milli güvenliğinin halen tehdit altında olduğunu ifade eden Yavuzaslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şam yönetimi devrildi, Suriye’de yeni devlet kuruldu ama Suriye’nin kuzeyinde Türkiye için değişen bir şey olmadı. ABD’deki DAEŞ tiyatrosu bu tehdidin daha da güçlendirileceğinin işareti. Eski oyunu yeniden kuruyorlar. Bu senaryonun bölgemizde alıcısı yok ama ABD yönetiminde olacaktır. Türkiye içinde bile pazarlamacıları olacaktır. ABD, Avrupa ve bölgede başka terör ve istihbarat saldırıları tezgahlanacak. Trump ne yapacak bilinmez ama İsrail-Pentagon başka bir tuzak kuruyor Türkiye'ye. Öyle görünüyor ki; DAEŞ balonu büyütülecek Türkiye'nin hareket alanı daraltılacak. Türkiye dışarıdan ve içeriden kilitlenecek. Fırat’ın Doğu’su ‘pazarlık meselesi’ olmamalıydı. Bu iş soğutuldukça daha da kangrenleşecek. Hâlâ terör üzerinden Türkiye ve bölgeye ayar vermeye çalışıyorlar. İnanılmaz bir durum”.
“ABD, AYN EL-ARAB KASABASINA ÜS KURUYOR”
ABD’nin Ayn el-Arap kasabasına üs kurduğuna dikkat çeken Gazeteci Güngör Yavuzaslan, şu şekilde devam etti:
“Haseke'deki ABD üssünden hareket eden lojistik malzeme, yakıt, briket odalar, iş makineleri ve hazır beton duvarlar taşıyan bir askeri konvoy, M-4 yolundan Halep doğu kırsalına hareket ettiği gözlemlendi. Gayri resmi kaynaklara göre, Ayn el-Arab merkezindeki eski adıyla Kinim Oteli, şimdi ise öğrenci yurdu olarak bilinen binanın üs karargâhı olacağı aktarıldı. Bunun dışında bazı gayri resmi kaynaklara göre, Sırrin, Tişrin Barajı ve iki noktada gözlem noktaları olacağı iddia edildi”.