Doğal güzellikleri ve zorlu tırmanış rotalarıyla ünlü Ağrı Dağı, her mevsim dağcıların vazgeçilmez adresi olmaya devam ediyor. "Türkiye’nin çatısı" olarak bilinen 5 bin 137 metre yüksekliğindeki bu görkemli dağ, İran, Nahçıvan ve Ermenistan sınırında yer alıyor. Zirvesindeki kalıcı kar ve buzullarıyla yaz-kış demeden maceraperestlere ev sahipliği yapıyor.
Her yıl hem yurt içinden hem de yurt dışından binlerce dağcının ilgisini çeken Ağrı Dağı, profesyonel tırmanışçılar için tüm şartları barındıran bir doğal parkur sunuyor. Özellikle yaz aylarında dahi erimeyen buzulları, dağcıların ve doğa sporları tutkunlarının en büyük motivasyon kaynağı oluyor.
Zirveye ulaşmanın heyecanı
Ağrı Dağı’na tırmanış, Doğubayazıt ilçesine bağlı Çevirme mezrasında başlıyor. Dağcılar, hazırlıklarını tamamladıktan sonra eşyalarını atlara yükleyerek 3 bin 200 metre rakımdaki ilk kamp alanına doğru zorlu bir yürüyüşe başlıyor. Burada, yükseklikten etkilenmemek adına kısa bir uyum süreci geçiriyorlar. Ertesi gün ise 4 bin 200 metrede ikinci kamp kuruluyor. Geceyi soğuk hava ve şiddetli rüzgar altında geçiren tırmanışçılar, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte zirveye ulaşmak için son etaplarına başlıyor.
Zorlu doğa koşullarına rağmen buzullar üzerinden ilerleyen dağcılar, zirveye ulaşmanın mutluluğunu doyasıya yaşıyor. Ağrı Dağı, zirveden sunduğu eşsiz manzaralarla da tırmanışın yorgunluğunu unutturuyor.
Doğa severler için fotoğraf cenneti
Ağrı Dağı sadece dağcıların değil, aynı zamanda doğa fotoğrafçılarının da favori mekanlarından biri. Dağın her mevsim sunduğu farklı manzaralar, büyüleyici karelere dönüşüyor. Gerek güneşin ilk ışıklarıyla beyaza bürünen zirvesi, gerekse sisli vadileri, doğanın estetiğini fotoğraflamak isteyenlere ilham veriyor.
Her mevsim kendine has bir güzelliğe sahip olan Ağrı Dağı, hem sporculara hem de doğa tutkunlarına unutulmaz bir deneyim sunmaya devam ediyor.