Siyasi kulisler son günlerde “Yeni çözüm süreci mi geliyor?" tartışmalarıyla hareketlendi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yeni yasama yılı açılışında DEM Parti sıralarına giderek milletvekilleri ile selamlaşmasının ardından gündeme gelen "Yeni çözüm süreci mi geliyor?" sorusuna dair açıklamalar ve kulislerdeki tartışmalar sıcaklığını koruyor.

Tüm bu tartışmalar yaşanırken Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi de, "Yeni bir çözüm süreci gündemde değil," dediği yazısında, çağrının "terörün bitirilmesine" yönelik olduğunu belirtti. Selvi, "Peki bu konuda bir gelişme var mı?" diye sorduğu yazısında Abdullah Öcalan'la uzun süredir görüşme yaptırılmadığını ancak DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan'ın 14 Ağustos 2024 tarihinde Adalet Bakanlığı'na, "Yeğen olarak 16.08.2024'te sayın Abdullah Öcalan'ı ziyaret etmek istiyorum" diye başvuruda bulunduğunu hatırlattı.

Selvi, "Ömer Öcalan'ın görüşme talebi değerlendiriliyor diye kulağıma geldi," dediği yazısının ayrıntıları şöyle;

Ömer Öcalan İmralı’ya gidebilir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis’in açılışında DEM Partililerin elini sıkması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Bahçeli’ye güçlü bir şekilde destek vermesiyle birlikte yeni bir zemin oluştu.

Bu arada ‘Yeni bir çözüm süreci mi başlıyor’ sorusu gündeme geldi. Yazımın sonunda yazacağımı ilk başta ifade edeyim. Yeni bir çözüm süreci gündemde değil.

Zaten hem Bahçeli hem Cumhurbaşkanı Erdoğan, iç cepheyi sağlam tutma adına, samimi bir şekilde el uzatıldığını söylediler. Bahçeli, “Ama devletin terörle masaya oturmasını hiç kimse, hiçbir şart altında beklemesin, aklından dahi geçirmesin” dedi. Çözüm sürecinin şartları farklıydı. PKK ve HDP süreci sabote ettiler. “Aynı suda ikinci kez yıkanılmaz.”

Zaten Bahçeli ve Erdoğan’ın bu açıklamalarından Kandil rahatsız oldu. Demek ki Erdoğan ve Bahçeli doğru bir hamle yaptılar. Önce Bese Hozat, ardından da Mustafa Karasu, “Bahçeli’nin el sıkması özel savaş siyaseti gereğidir” diye açıklama yaptılar.

PKK, Kürt sorununun çözümünü istemez. Çünkü Kürt sorunundan beslenir. Kürt sorununun çözümünün önündeki en önemli engel, PKK’dır. Kandil, terörün bitirilmesini istemez, çünkü varlığını teröre borçludur. Terör, Kandil’in sigortasıdır.

O nedenle PKK kendini feshetmez ancak Türkiye, PKK’yı etkisiz hale getirebilir.  Sınırlarımız içinde de bunu büyük ölçüde başardık.

Ama Bahçeli’nin Öcalan’a çağrısıyla birlikte yeni bir sayfa açıldı.

Bahçeli, “Türkiye’ye getirilirken ‘her türlü hizmete hazırım’ diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin” dedi.

Peki bu konuda bir gelişme var mı? Öcalan’la uzun süredir görüşme yaptırılmıyor. En son kardeşi Mehmet Öcalan 12 Ağustos 2019 tarihinde İmralı’ya giderek Öcalan’la görüşmüştü.

Öcalan’la görüşmek için ailesinin ve avukatlarının ayrı ayrı yaptıkları başvuru var. Öcalan’ın ailesi adına yeğeni DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan 14 Ağustos 2024 tarihinde Adalet Bakanlığı’na, “Yeğen olarak 16.08.2024’te sayın Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmek istiyorum” diye başvuruda bulunmuştu.

Ömer Öcalan’ın görüşme talebi değerlendiriliyor diye kulağıma geldi. Henüz izin verilip verilmemesi kararı alınmamış. Ama Ömer Öcalan’ın başvurusu değerlendiriliyor. Avukatların görüşmeyi istismar ettiği düşünülüyor. O nedenle avukatların görüşmesine izin verilmesini beklemiyorum ama aile adına Ömer Öcalan’ın görüşmesine izin verilebilir. Tekrar ifade edeyim. Henüz karar verilmiş değil.

Ön otopsi raporu belli oldu… Rojin’e ne oldu? İntihar mı cinayet mi? Ön otopsi raporu belli oldu… Rojin’e ne oldu? İntihar mı cinayet mi?

Devlet Bahçeli’nin DEM Partililerin ellerini sıkması ve ardından Öcalan’a yaptığı çağrı nedeniyle olumlu bir zemin oluştu. Eğer Ömer Öcalan’ın görüşmesine izin verilirse bu zemini güçlendirecek yeni bir adım atılmış olur.

Ondan sonra Öcalan’ın vereceği mesaj önem kazanacak. Öcalan, Bahçeli’nin ifade ettiği gibi “Terörün bittiğini ve PKK’nın tasfiye edildiğini” ilan edecek mi? Öcalan, bu açıklamayı yapsa dahi Kandil onu dinler mi?

Öcalan’ın, Kandil üzerinde eski gücü yok. 2013 Nevruzunda Diyarbakır Meydanı’nda okunan mektubunda Öcalan, “Silahlar sussun” dedi. Kandil dinlemedi. Öcalan’ın yazdığı mektuba Kandil, “Biz ABD ile Suriye’de önemli kazanımlar peşindeyiz. Sen cezaevinde olduğun için farkında değilsin” anlamında bir mektupla yanıt vermişti. Öcalan’ın çağrısına rağmen silah bırakmadılar, terör faaliyetlerini sürdürdüler.

PKK’nın, ABD ile ilişkileri çok güçlendi. PKK, ABD’nin güdümüne girdi. Öcalan çağrı yapsa, Kandil buna olumlu yanıt verse ABD buna izin vermez. Ama Bahçeli’nin çağrısından sonra Öcalan da benzer yönde mesaj verirse bölge halkı bir kez daha PKK’nın samimi olmadığını görmüş olur.”

Editör: Yasin Paşalı