Johns Hopkins Bloomberg Halk Sağlığı Okulu tarafından yürütülen araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 32'si bu trajik durumu yaşadığını belirtti.
Araştırma ekibinden Alene Kennedy-Hendricks, yaptığı yazılı açıklamada, "Aşırı dozda uyuşturucu krizi ulusal bir trajedidir. Çok sayıda Amerikalı yetişkin, aşırı doz nedeniyle yaslı olsa da sevdiklerini daha az damgalanmış sağlık sorunları nedeniyle kaybeden diğer gruplar kadar görünür olmayabilirler." dedi. Kennedy-Hendricks, aşırı doz krizinin yıkıcı etkilerinin üstesinden gelmek için yapılacak politika değişikliklerinin, bu görünmeyen topluluğun rolünü de dikkate alması gerektiğini vurguladı.
Araştırma kapsamında, her yıl on binlerce kişinin ölümüne yol açan opioid krizinin, ABD'ye yıllık ekonomik maliyetinin 1 trilyon doları aştığı tahmini de paylaşıldı. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezine (CDC) göre, son yıllarda her yıl 100 binden fazla kişi aşırı dozda uyuşturucudan hayatını kaybediyor. 1990'dan bu yana 1 milyondan fazla Amerikalı, aşırı dozdan yaşamını yitirdi ve bu ölümlerin büyük çoğunluğu opioidlerle, özellikle de fentanil gibi sentetik opioidlerle ilişkilendirildi.
Ulusal Uyuşturucu İstismarı Enstitüsü tarafından yakın zamanda yapılan başka bir araştırma, son 10 yılda 321 binden fazla çocuğun ebeveynlerini aşırı doz nedeniyle kaybettiğini ortaya koydu. Bu veriler, opioid krizinin sadece bireyler üzerinde değil, aileler ve toplumlar üzerinde de derin ve yıkıcı etkiler yarattığını gösteriyor.
ABD'deki aşırı doz krizi, geniş çapta bir kamu sağlığı sorunu olarak kabul edilirken, bu sorunun çözümüne yönelik politikaların ve toplum farkındalığının artırılması gerektiği çağrısında bulunuluyor. Bu bağlamda, Kennedy-Hendricks'in de belirttiği gibi, krizin görünmeyen mağdurlarının da dikkate alındığı daha kapsayıcı stratejilerin geliştirilmesi önem taşıyor.