Dünya

ABD’de beklenen oldu: Biden, Harris'i aday gösterdi

ABD Başkanlık seçimlerinde Demokratların adayı Joe Biden adaylıktan çekildiğini duyurdu. Biden yerine yardımcısı Kamala Harris’i aday gösterdi. Peki Harris’in Cumhuriyetçilerin adayı Trump karşısında şansı ne? Seçilirse nasıl bir politika izler? ABD’yi yıllardır çalışan isimler Samimi Haber’e değerlendirdi.

Abone Ol

Ercan Küçük - Haber Merkezi 

ABD’de Kasım ayında yapılacak Başkanlık seçimleri öncesinde yaz ayları daha da ısınmaya başladı. Geçtiğimiz hafta Pensilvanya’da yaptığı mitingde suikaste uğramasının yankıları devam ederken dün de Başkan Joe Biden yeniden adaylıktan çekildiğini duyurdu. Biden yerine başkan yardımcısı Kamala Harris’i aday gösterdi. Biden’ın kararını, Harris’in adaylığını, Trump karşısındaki şansını ve ABD’nin gelecek dönem politikalarını Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Özdemir Akbal ve Harici.com.tr yazarı Sarp Sinan Hacır ile konuştuk. 

Dr. Akbal, Biden ve Harris’in aynı partinin temsilcileri olduklarını hatırlattı. Akbal, Harris’in Biden’a göre dinamizminin tartışılmaz bir seviyede olduğunu belirterek “Üstelik Harris ilkleri temsil ediyor. Bunlar belli bir seviyede Harris’in avantajları olarak ortaya çıkıyor.” dedi. 

“İhale, Kamala Harris’e kaldı” 

Sarp Sinan Hacır, Harris’in Amerikan siyasi düzlemine 2016’da girdiğini, ABD Başkanlığı adaylığına yönelik hazırlıkları olduğunu hatırlattı. Hacır, Harris’in savcılık yaptığı dönemde özellikle siyahi gençlerin çok basit gerekçelerle tutuklanması ve bir mahkumun haksız yere az kalsın idam edilmesine sebep olmak gibi konulardan dolayı bagajının dolu olduğunu belirtti. Harris’in 2020’de girdiği önseçimde kamuoyunda heyecan yaratamadığını, yeterince karizmatik bulunmadığını hatırlatan Hacır, "Çok büyük heyecan yaratamadı. Hızlı bir şekilde de çekildi. Biden için ırkçı sapık gibi ifadeler kullanmıştı. 2024 seçimlerinde ihale biraz ona kalmış gibi gözüküyor.” dedi. Hacır, Harris’in Türkiye’ye yönelik geçmiş tavırlarına da şu sözlerle dikkat çekti: 

“Türkiye’yi yakında tutmakla ilgili bir kitap yazan bir danışmanı var. Bu da ‘Acaba bizimle yakın ilişki güder mi?’ diye bazı sorular ortaya çıkardı. Ama Harris’in Ermeni gruplarıyla yakın olduğunu söylemem gerekir. Biden döneminde Ermeni Soykırımı meselesinin tanınmasında önemli bir rol oynadığı konuşulur. Bizim için Harris iktidarı olumlu olur mu konusunda soru işaretleri var aklımda.” 

Biden çekildi, Trump kazandı mı? 

Peki mevcut başkan Biden’ın çekilmesi ABD Başkanlık seçimlerini nasıl etkiler? ‘Trump kazandı’ denilebilir mi? Bu soruyu yanıtlayan Dr. Akbal ve Hacır da, henüz bunu söylemek için çok erken olduğunu vurguladı. 2 uzman da Biden’ın yaşı ve sağlık sorunları nedeniyle seçildiği günden itibaren tartışıldığına dikkat çekti. Dr. Akbal Amerikan anket şirketlerinin bile doğru bir tahminde bulunabilmesinin zor olduğunu belirtti. Akbal şunları söyledi: 

“Trump’ın da genç ve dinamik bir aday olduğunu söylemek mümkün değil. Ancak Biden ile karşılaştırıldığında bu durumundan söz etmek mümkündü. Henüz seçimleri nasıl etkileyeceği yönünde konuşmak için oldukça erken. Zira kampanya daha başlamadı ve Harris resmen başkan adayı değil. ABD’deki iki aşamalı seçim sistemi de şaşırtıcı sonuçlara gebe bir sistemdir. Trump’ın başkan seçildiği 2016 seçimlerinde Hillary Clinton’ın 66 milyona yakın, Trump’ın ise 63 milyona yakın oy aldığını unutmamak gerekiyor. Burada asıl olan seçici delegelerin sayısının hangi parti lehine sonuçlanacağı. Bu aşamada bu konuda Amerikan anket şirketlerinin bile doğru bir tahminde bulunabileceğini zannetmiyorum.” 

Hacır, daha seçimlere kadar çok şeyin yaşanabileceğine dikkat çekti. ABD tarihinde ilk defa seçimden bu kadar geç çekilen bir aday olduğunu vurgulayan Hacır şunları söyledi: 

“Ben genel olarak ezberlere karşıyım. Neredeyse Mart ayından beri aynı şeyi söylüyorum. O kadar çok şey olacak ki. Hangisinin ne sonuç vereceği izleyelim ondan sonra kesin kazandı gibi yorumlar yaparız.  Mart’tan sonra acayip şeyler oldu. Rezalet bir münazara performansı geçildi, Trump vuruldu. Şimdi Biden çekildi. Daha önce de suikastlar oldu ama seçimden bu kadar geç çekilen bir aday yok.  Amerika da aslında yeni bir şeyle karşılaştı. Bu olaydan nasıl çıkacaklar? Demokratların kongresi nasıl geçecek? Bunların hepsi bir soru işareti. Önseçim olmadan bir başkan adayı var şu anda. Ne olursa olsun meşruluğu her daim sorgulanacak birisi olacak Kamala Harris. Kamala’nın zaten önceki münazara miting performansları 2020 yılında da çok tartışılmıştı. Gaflar yapan birisi kendisi. Anketlere bakılırsa Trump’ın Harris’e Biden’a attığından daha fazla fark attığı görülüyor.  

Ama taze kan her zaman iyidir. Biden’ın en büyük sorunu yaşı ve akıl sağlığıydı. Harris’te bunlar yok. Yeni birisi aday olduğu için ‘Artık oy verebiliriz’ diyen bir kesim illa olacaktır. O yüzden bu anketlerin zamanla düzeleceğini, farkın azalacağını düşünüyorum. Tabi Kamala Harris büyük hatalar yapmazsa. Ama bu farkın tamamen kapanacağı, bütün seçimin tepetaklak olacağı anlamına gelmiyor. Onun için çok daha büyük değişimlerin olması gerekiyor.” 

Seçilirse 2. Trump dönemi nasıl olacak? 

2016’da Başkan seçilen Trump’ın yeniden başkan seçilirse izleyeceği politika da merak konusu. Dr. Akbal Trump’ın aleyhinde açılan davaları hatırlatarak iç politikada daha sert bir tutum sergileyebileceğini söyledi. Akbal, şöyle konuştu:

“Trump’ın seçilmesi durumunda önceki dönemine nazaran iç politikada söylem bağlamında daha da sert bir tutum sergileyeceğini düşünüyorum. Zira aleyhindeki davaların etkisiz kalması Trump gibi bir karakteri cesaretlendirecektir. Ancak Amerikan devletindeki güçler ayrılığı ilkesinin tavizsiz bir şekilde yürütülmesi Trump’ı engelleyecek ve yola sokacaktır.” 

İç politik tutumun sertleşmesi mümkün olabilir. Ancak burada senato ve temsilciler meclisinin yapısı da önem arz ediyor. Eğer hem senato hem de temsilciler meclisinde zayıf bir desteğe sahip olursa Trump daha itidalli davranmak zorunda kalacaktır. Dış politika bağlamında ise ABD’nin 2012’den beri yürütmeye çalıştığı güvenlik faaliyetlerine dair harcamaların kısıtlanarak müttefiklere daha fazla sorumluluk yüklenmesi girişiminin hızlanacağını beklerim.” 

Hacır, Trump’ın önceki dönemine göre kabineyi bu sefer daha sisteme mesafeli kurabileceğini belirtti. Hacır, seçilmesi halinde Trump’ın 2. döneminde izleyeceği politikalara yönelik öngörülerini şu şekilde aktardı: 

“2016’da seçildiğinde kendisi sağ popülist, müesses nizamla mesafeli bir liderdi. Ama öyle bir kabine oluşturmuştu ki bu kabine baştan sona müesses nizama yakın kimselerden oluşuyordu. Birçok noktada Trump’ın haberi olmayan işler bile yapılıyordu. Güvenlik Danışmanı John Bolton kadar şahin bir kimse o kabinede yoktu. Neredeyse İran’la savaşa sokuyordu ABD’yi. Suriye’de Trump’a yalan söylediklerini sonradan açıkladılar. Bu müesses nizama yakın bir kabinenin sonucuydu. Şimdi ise bir başkan yardımcısı olarak JD Vance’in seçilmesi bize kendi damarından birini oraya koyduğunu anımsatıyor. Artık eskisi kadar o müesses nizamla ortak çalışmaya sıcak bakmıyor olabilir. Bu Ukrayna’dan çekiliyor gibi değil, o kadar radikal hızlı bir değişim şimdilik ön görmüyorum. Kabineyi gördükten sonra yeniden değerlendirmek gerekir. Ama 2016’dan daha izolasyoncu daha kendi içine kapalı bir ABD değil arzulayan bir yönetim olacağını öngörüyorum.” 

“Amerikalıların çok da umurunda değil”

ABD kamuoyu önce Trump’a suikast, ardından Biden’ın adaylıktan çekilmesiyle üst üste 2 şok yaşadı. Peki Kasım ayına kadar başka krizler yaşanır mı? Dr. Akbal, yaşanan bu olayların Amerikalıların çok da umurunda olmadığını, Türkiye’de reyting kaygısıyla abartıldığını vurguladı. Akbal şunları söyledi: 

“Aslında standart bir Amerikalının çok da umurunda olmayan bir durum nedense ülkemizde saatlerce televizyon programlarına konu oluyor. ABD’ni kendi kodlarımız üzerinde okumayı ve yorumlamayı seviyoruz. Bu türlü krizler olur, ABD’de belli çevrelerde tartışılır ve biter. Bizde ise bunlar aylar sürer. Ne de olsa televizyonların yayın saatini dolduracağı uzun programlara ihtiyacı vardır. Bu açıdan bir “kriz” olsa bile çok büyük sonuçlar doğuracağını zannetmiyorum. Bizim medyanın sansasyon sevmesinin sonuçlarıdır bunlar.” 

“Bu seçim öncekiler gibi olmayacak"  

Sarp Sinan Hacır, Akbal’dan farklı olarak yeni krizlerin yaşanabileceğini belirtti. Bu seçimlerin öncekiler gibi olmayacağını vurgulayan Hacır şöyle konuştu: 

"Mart ayından beri sürekli vurguluyorum. Seçim süreci öncekiler gibi olmayacak. Daha hareketli daha sıcak bir yaz geçireceğiz. Şu ana kadar da böyle oldu. Seçime 5 gün kalsa dahi ‘daha çok zaman var, kim bilir neler olacak’ derdim ben. Öngörmek gerçekten çok zor. ABD’de bir klasiktir. Her seçim için ‘Tarihimizin en önemli seçimi’ derler. Fakat bu seçimde gerçekten öyle bir enerji var. Bunun nedeni de küresel boyutta Amerikan nüfuzunun nereye kadar gideceğinin belirlenmesi. Normal şartlarda ‘Cumhuriyetçi de gelse Demokrat da gelse Amerikan’ın dış politikası değişmez’ derler. Fakat bu sefer Cumhuriyetçi Parti’nin bir deri değiştirmesi sonucu müesses nizamla mesafeli olan bir grupla karşı karşıyayız. Trump ve Trumpizm dediğimiz grupla. O yüzden alacağı tutum yapacağı politikaların genel Amerika teamüllerinin dışında olması olasıdır. O yüzden bu seçim çok önemli.” 

Trump’ın bir önceki başkanlık döneminde başkanlıktan indirilmesi çok tartışılmıştı. Trump yeniden seçilirse bu tartışmalar yeniden başlar mı? Dr. Özdemir Akbal bu soruyu şu sözlerle cevapladı: 

“Bu tartışmalar da oluşacak senato ve temsilciler meclisi yapılarına bağlı. Eğer Trump seçilir ve güçlü bir destekle başkan olursa bu tartışmaların gün yüzüne çıkması zaman alacaktır. Ancak zayıf bir destek ile başkanlık koltuğuna oturursa çok kısa süre içinde bu tartışmalara şahit olabiliriz. Ancak Trump’ın seçilmesi neredeyse garanti olan bir seçim sathı mailine girilmiyor Amerika’da. Bu duruma dikkat etmek gerekir diye düşünüyorum.”