Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, “14 Ekim 2019 tarihli 13894 sayılı Başkanlık Kararnamesi'nde bazı değişiklikler yapıldığı’’ ifade edildi.
Bu değişiklikler arasında, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusuna yönelik askerî harekâtına atıfta bulunan ifadelerin çıkarılması yer aldı.
Açıklamada, Türkiye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması ve hafifletilmesinin nedeninin “Suriye’de sahadaki koşulların değişmesi” olduğu ifade edildi.
TÜRKİYE’NİN KAZANIMI
CNBC-e’de yer alan habere göre, ABD Başkanı Biden, Suriye'deki güncel duruma ilişkin ilave düzenlemelerin yer aldığı 14142 sayılı yeni başkanlık kararnamesini imzaladığını Kongreye bildirdi.
Biden, yeni başkanlık kararnamesinde 14 Ekim 2019'da dönemin başkanı Donald Trump'ın imzasıyla yayımlanan 13894 sayılı kararnameyi yenileyerek önceki metinde yer alan Türkiye ile ilgili tüm ifadeleri çıkardı.
Biden'ın bu adımı, 2019 yılındaki kararnameden Türkiye'nin tamamen çıkarılmasını uzun zamandır talep eden Ankara'nın hukuki anlamda önemli bir kazanımı olarak değerlendirildi.
5 YIL SONRA REVİZE EDİLDİ
Kongreye gönderdiği bildirimde Biden, Suriye'deki durumun 2019'dan bu yana ciddi şekilde değiştiğini ve o kararnameye konu olan (Türkiye'nin) askeri operasyonuyla ilgili gündemin geride kaldığını ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu kararname, 13894 sayılı başkanlık kararnamesinde atıf yapılan bazı operasyonların 5 yıl önce sona ermiş olduğu gerçeğine dayanarak o kararnamede asgari değişiklikler yapmaktadır. Özellikle, düzenlenen yeni kararname kapsamında ABD, Suriye’nin barışı ve güvenliğini, istikrarını veya toprak bütünlüğünü tehdit eden ya da ciddi insan hakları ihlallerine neden olan, bu tür eylem veya politikalara doğrudan ya da dolaylı olarak katılan veya katılmaya teşebbüs eden kişilere yaptırım uygulama hakkını korumaktadır."
Biden'ın yeni kararnamesiyle ABD, Suriye'de barış, güvenlik, istikrar veya toprak bütünlüğünü tehdit eden kişilere halen yaptırım getirebileceği notunu düşerek Suriye'ye ilişkin politika yapım süreçlerini güncel koşullara göre yenilemiş oldu.
TRUMP DÖNEMİNDE UYGULAMAYA KONDU
Dönemin ABD Başkanı Trump'ın imzasıyla 14 Ekim 2019'da yayımlanan başkanlık kararnamesinde Türkiye'nin Suriye'ye yönelik Barış Pınarı Harekâtı dolayısıyla yaptırım öngörülmüştü.
Bu kapsamda ABD yönetimi, Millî Savunma Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ ya yaptırım kararı almıştı.
Harekatın sona ermesiyle Trump, 23 Ekim 2019’da bu yaptırımların kaldırılması talimatını vermişti.
Biden’ın bu hafta imzaladığı kararnamede yer alan güncellemeler şöyle sıralanıyor:
“13894 Sayılı Başkanlık Kararnamesinin 1’inci Bölümünde Yapılan Değişiklikler:
(a) İkinci paragrafta yer alan ve özellikle Türkiye Hükümeti'nin kuzeydoğu Suriye’ye askeri operasyon düzenleme yönündeki son eylemleri’ ifadesinin çıkarılması;
(b) 1(a)(i)(B)-(F) alt bölümlerinin çıkarılması ve yerine şu ifadelerin eklenmesi:
“(B) Bu kararnameye göre malvarlığı ve malvarlığı çıkarları dondurulan herhangi bir kişiye maddi yardımda bulunmuş, sponsor olmuş, mali, maddi veya teknolojik destek sağlamış ya da bu kişi için veya bu kişinin desteklenmesi amacıyla mal veya hizmet sağlamış olmak; veya
(C) Bu kararnameye göre malvarlığı ve malvarlığı çıkarları dondurulan herhangi bir kişi tarafından veya onun adına doğrudan ya da dolaylı olarak hareket etmiş veya hareket ettiğini iddia etmiş olmak.”
(c) 8(f) alt bölümünün çıkarılması.
2’nci Bölüm, Genel Hükümler
(a) Bu kararnamenin hiçbir hükmü, aşağıdakileri zayıflatacak veya başka bir şekilde etkileyecek şekilde yorumlanamaz:
(i) Bir yürütme departmanına veya kurumuna ya da bunların başkanına kanunen verilen yetki; veya
(ii) Bütçe, idari veya yasama tekliflerine ilişkin olarak Yönetim ve Bütçe Ofisi Direktörünün görevleri.
(b) Bu kararname, yürürlükteki yasalarla uyumlu olarak ve tahsisatları uygunluğuna tabi olarak uygulanacaktır.
(c) Bu kararname, hiçbir tarafın ABD’ye, bakanlıklarına, kurumlarına veya kuruluşlarına, memurlarına, çalışanlarına veya temsilcilerine ya da diğer herhangi bir kişiye karşı hukuk veya eşitlik kapsamında uygulanabilir herhangi bir hak veya fayda oluşturmayı amaçlamamakta ve oluşturmaz.”
