Dünya

3. Dünya Savaşı somut bir tehdide dönüşebilir

Trump’ın 3. Dünya Savaşı açıklamalarını sorduğumuz Prof. Dr. Veysel Ayhan, Ukrayna ve Gazze’deki bölgesel çatışmaların genişlemesi riskine dikkat çekerek uluslararası arenada caydırıcı bir güç kalmadığını vurguladı.

Abone Ol
Ercan Çankaya - Haber Merkezi

Eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçilerin yeniden başkan adayı olan Donald Trump, Ukrayna'nın Rusya topraklarında ilerlemesini 3. Dünya Savaşı’na benzetti. Trump, "Ukrayna'da olup bitenlere bir bakın. Rusya topraklarında ilerliyorlar. 3'üncü Dünya Savaşı çıkacak" dedi.

Trump, "Tüm dünya karmaşa içinde. Hızlı bir şekilde bir şeyler yapılmazsa 3. Dünya Savaşı ile karşı karşıya kalacağız. Nükleer güç ve mevcut diğer kapasiteler nedeniyle bu, önceki dünya savaşlarına da benzemeyecek” diye konuştu.

Trump: Dünyanın en iyi askeri teçhizatını Taliban’a terk ettik

Arlington Ulusal Mezarlığı’nda, 2021 Ağustos’ta Kabil Havalimanı’nda düzenlenen terör saldırısında hayatını kaybeden ABD askerlerinin aileleriyle bir araya gelen Trump, yaptığı açıklamada, "Üç yıl önce Kamala ve Biden'ın beceriksizliği 13 savaşçının ölmesine, yüzlerce sivilin öldürülmesine, ağır yaralanmasına ve 85 milyar dolar değerinde dünyanın en iyi askeri teçhizatının Taliban'a terk edilmesine neden oldu" ifadelerini kullandı.

Trump, konuşmasında Çin’i hedef alarak ayrıca şunları söyledi:

 Onurlu ve güçlü bir şekilde çekilmemiz gerekiyordu. Bagram Hava Üssü’nün asla bırakılmaması gerekiyordu. Burası dünyanın en büyük hava üslerinden biri, Çin’in nükleer silah ürettiği yerden bir saat uzaklıkta. Burayı bıraktık, her şeyi bıraktık. Burayı Çin devraldı. Burası şimdi Çin kontrolünde… Bunu hayal edebiliyor musunuz?

Trump’ın bu açıklamasını ve 3. Dünya Savaşı değerlendirmesinin ne ölçüde gerçeği yansıttığını Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysel Ayhan’a sorduk.

Rusya ordusu modern bir yapılanmaya sahip değil

Prof. Ayhan, Trump’ın “3. Dünya Savaşı’na girdik” vurgusunun Ukrayna’daki savaşın Rusya topraklarına sıçraması ve bunun Batı silahlarıyla mümkün olmasıyla ilgili olduğunu söyledi. Bazı araştırmalarda Avrupa’yla bir bütün olarak görülen Avrasya bölgesindeki bu çatışma dinamiğinin dünya için oldukça önemli olduğunu belirten Ayhan, hem NATO hem de Avrupa Birliği’nin (AB) genişleme stratejisi kapsamında Rusya çevresindeki birçok ülkenin AB ve NATO’ya alındığının altını çizdi.

Ukrayna’nın da böyle bir talebi olduğunu hatırlatan Ayhan, 2008’deki Rusya-Gürcistan Savaşı’nın ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti.

Savaşın Rusya içine taşınmasının çok önemli olduğunu dile getiren Ayhan, böylelikle çatışmanın Ukrayna’nın Batı’dan aldığı destekle bir Rusya içerisinde bir savaşa dönüştüğüne dikkat çekti.

Rusya’nın askeri yapısının Amerika ve Avrupa’daki modern askeri yapılardan farklı olduğunu ifade eden Ayhan, Rusya’nın hala imparatorluk orduları mantığıyla hareket ettiğini, ülkenin farklı bölgelerinde paramiliter yapılardan aldığı destekle bir savaş yürüttüğünü, bunun da savaşın bu noktaya gelmesinde etkili olduğunu belirtti.

Öte yandan Rusya’nın elinde ciddi bir nükleer güç olduğunu da anımsatan Ayhan, Ukrayna’nın bir savunma hattı kurarak Kursk’ta yerleştiğine dikkat çekerek Rusya’nın daha fazla zora düştüğü noktada nükleer silah kullanma tehlikesine işaret etti.

Savaşın nükleerleşme tehdidinin arttığını ifade eden Ayhan, bu durumda Trump’un işaret ettiği 3. Dünya Savaşı’nın somut bir tehdide dönüşebileceğinin altını çizdi.

Çin-ABD sürtüşmesi askeri çatışmaya dönüşmez

Trump’ın daha önce uyguladığı ve yeniden kazanması durumunda yine uygulayacağı merkantilist, ulusalcı ekonomi politikasının Çin’in de dahil olduğu Asya Pasifik Bölgesi’ndeki gerilimi artıracağını söyleyen Ayhan; Çin’le olacak mücadelenin ekonomik ve politik bir mücadele olacağına, askeri çatışma olsa bile Pakistan ve Hindistan gibi bölgelerde sınırlı düzeyde kalacağına dikkat çekti.

Avrasya bölgesindeki çatışma dinamiğinin Ukrayna dolayısıyla Rusya’da yoğunlaştığını belirten Ayhan, İran’ın müdahalesi durumunda Gazze’deki savaşın da büyüyeceği değerlendirmesinde bulundu.

Bu iki noktadaki bölgesel çatışmaların genişleme riskine dikkat çeken Ayhan, Kursk’taki duruma da işaret ederek uluslararası arenada caydırıcı güçlerin kalmamasının bölgesel çatışmaları daha tehlikeli hale getirdiğini vurguladı.

ABD coğrafik olarak bölgenin dışında olsa da çatışma Avrupa açısından büyük tehdit olduğuna dikkat çeken Ayhan, bu durumda göçmen sorununun da ciddiyetini artıracağını belirtti.

Çin’in Tayvan’a müdahale etmesi durumunda Asya Pasifik’te ABD’yle bir sıcak çatışma ihtimali olup olmadığını sorduğumuz Ayhan, böyle bir çatışmanın bölgesel düzeyde kalmayacağını ifade ederek gerçekleşebilmesi için birçok faktörün bir araya gelmesi gerektiğini söyledi. Çin bölgedeki etkinliği artırmaya devam edecek olsa da hem kendisinin hem ABD’nin zararına olacak şekilde kendisini böyle bir çatışmanın içine çekmeyeceğini belirtti.