Doğumdan sonraki ilk 28 günde olan ve tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyan bebekler, en kritik süreçlerini yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde geçiriyor. Dr. Gülşen Acar, “Bu süreçte bebeklerin fiziksel, klinik ve gelişimsel ihtiyaçlarına göre farklı tedavi planları uygulanıyor. Bebeğin haftası, klinik tanısı, genel durumu dikkate alınarak özel bir bakım sağlanıyor” dedi. Acar, bebeklerin yaşam mücadelesinde kendilerine emanet edildiğinin bilinciyle hareket ettiklerini belirterek, ailelerin bebeklerini güvenle teslim edebilecekleri bir ortam sunmaya çalıştıklarını vurguladı.
Kuvözlerin teknik donanımı hayati öneme sahip
Dr. Gülşen Acar, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin en ileri teknolojiyle donatılmış olmasının hayati önem taşıdığını ifade etti. Bebeklerin bakımında kullanılan cihazların ve fiziki altyapının yetersiz kalmaması gerektiğini söyleyen Acar, “Kuvözlerin ısı ve nem ayarları, bebeğin sağlık durumuna göre değiştirilebiliyor. Her bir bebeğin özel gereksinimleri doğrultusunda bu değerler sürekli ayarlanıyor” açıklamasında bulundu.
Yüksek riskli bebekler için izolasyon alanları
Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde, yüksek risk grubunda olan bebekler için izolasyon alanları bulunuyor. Acar, bu bebeklerin 24 saat kesintisiz takip edildiğini ve gerektiğinde ileri düzey tedavi yöntemleri uygulandığını ifade etti. Özellikle enfeksiyon riski yüksek olan bebeklerde, özel tedavi ve izolasyon prosedürleri devreye giriyor. Bu konuda Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Bursal da, yenidoğanların enfeksiyonlara karşı çok hassas bir yapıya sahip olduğunu vurguladı.
Antibiyotik kullanımına dikkat edilmeli
Dr. Bursal, antibiyotik kullanımında özen gösterilmesi gerektiğini belirterek, “Antibiyotiklerin zamanında, uygun tanı ve dozda kullanılması yenidoğan sağlığı için oldukça önemlidir. Gereksiz antibiyotik kullanımı, bebeklerde ciddi yan etkilere yol açabilir” uyarısında bulundu. Yenidoğanlarda emme refleksi bozukluğu ve ateşin birlikte gözlemlenmesi durumunda hemen bir uzmana başvurulmasının önemine dikkat çeken Bursal, hastaneye başvuran her bebekte detaylı tetkikler yapılarak enfeksiyon etkeninin belirlenmeye çalışıldığını kaydetti.
Türkiye’deki yenidoğan yoğun bakımın gücü: Ekip çalışması ve ileri teknoloji
Dr. Acar, hastanelerinde bulunan çocuk cerrahisi, kardiyoloji, beyin cerrahisi, çocuk radyolojisi gibi farklı dallardan uzmanların iş birliğiyle bebeklere en iyi sağlık hizmetini sunmaya çalıştıklarını söyledi. Teknolojik olanaklar sayesinde birçok zor vakanın başarıyla atlatıldığını belirten Acar, bu durumun hem hastane çalışanları hem de aileler için büyük mutluluk ve gurur kaynağı olduğunu dile getirdi.
Enfeksiyon riskine karşı ziyaret saatlerine kısıtlama
Yoğun bakım ünitelerindeki bebeklerin enfeksiyona karşı korunabilmesi için ziyaret saatlerinin sınırlı tutulduğunu belirten Dr. Acar, “Özellikle 3. ve 4. düzey yoğun bakım ünitelerinde yatan bebeklerin sağlığı için bu kısıtlamaları uyguluyoruz. Ailelere her gün düzenli bilgi veriyoruz ve tedavi sürecinin her aşamasını paylaşarak bilinçlenmelerini sağlıyoruz” dedi.
Son yaşanan “Yenidoğan Çetesi” operasyonu, ailelerde endişe yaratsa da Dr. Acar ve Bursal gibi uzmanlar, bebeklerin sağlıklı bir şekilde hayata tutunabilmesi için tüm imkânların sağlandığını, vicdani ve mesleki sorumlulukla bu görevi yerine getirdiklerini ifade etti.