Yeniden Refah Genel Başkan Yardımcısı Doğan Aydal, S-400’lerin Ukrayna’ya verilmemesi gerektiğini, bu teklifin ABD’nin Türkiye’ye karşı kurduğu bir tuzak olduğunu savundu.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Aydal, Türkiye ile ABD arasındaki görüşmeleri devam eden F-35 konusuna ilişkin yazılı açıklamada bulundu.

F-35 savaş uçağı alımında Türkiye’nin önemli bir kozunu kaybettiğini iddia eden Aydal, şunları söyledi:

“Bilindiği üzere ABD, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri alması üzerine Türkiye’yi F-35 projesinden çıkarma kararı almıştı. Bu kararla, Türkiye 1,4 milyar dolar yatırım yaptığı, orta gövdede motor tahrik sistemine bağlı önemli 139 parçasını imal ettiği programdan uzaklaştırılmıştır. Yapımı tamamlanmış ve mülkiyeti alınarak Türk bayraklı hale getirilmiş altı adet F-35 teslim edilmemiştir. ABD Kongresi, savunma bütçesinde, Türk uçaklarının ABD Hava Kuvvetleri için satın alınması konusunda Pentagon’a yetki vermişti. Yine anlaşma çerçevesinde, 2022 yılı sonuna kadar vermeye yükümlü olduğu 30 adet F35A uçakları da maalesef gönderilmemiştir. Türkiye’ye uçak vermeyen ABD, kendi çıkarları doğrultusunda Türk Firmalar tarafından üretilen parçaları 2022 yılı sonuna kadar alacağını ifade etmiş, bu parçaların Batılı şirketler tarafından imal edilebilmesi için zaman kazanmıştır. Türkiye de maalesef, F-35’e ait önemli parçaların üretimi sebebiyle elinde bulunan bir kozu kaybetmiştir. Bu koz, Eylül 2021’den bu yana ABD’den istenen 40 adet F-16 Viper uçağının tedariki ve 79 F-16’nın modernizasyonu konularındaki destek karşılığı olarak kullanılabilirdi.”



“ABD, S-400 konusunda Türkiye’ye çifte standart uyguluyor”

ABD’nin, Türkiye’nin S-400 savunma sistemlerini almasına itirazlarının temel sebebinin, gizli özelliklere sahip görünmez-hayalet olarak tanımlanan F-35 uçağına ait sırların S-400 füzeleri tarafından açığa çıkartılma korkusu olduğunu öne süren Aydal, “Eğer S-400 füze sistemleri sadece Türkiye tarafından alınmış olsaydı, ABD’nin bu gerekçesinde haklılık payı bulunabilirdi. Bilindiği gibi bu sistemin bir alt modeli bulunan S-300 sistemleri, yine NATO üyeleri olan Yunanistan’da ve Slovakya’da konuşlu bulunmaktadır. Benzer şekilde, S-400 füze sistemleri, bağlantısızların en önemli üyesi bulunan Hindistan’da da bulunmaktadır. Hindistan 5 milyar dolar vererek beş ünite S-400 satın almıştır. Eğer Rusya Federasyonu F-35 ile ilgili herhangi bir bilgiyi öğrenmek isterse, Hindistan aracılığıyla da öğrenebilir. Bir başka deyişle ABD, bu konuda da Türkiye’ye çifte standart uygulamaktadır” değerlendirmesini yaptı.



“ABD’den Türkiye’ye S-400 tuzağı”

ABD, Türkiye ile yapılan pazarlıklarda, S-400 sistemlerinin Rusya Federasyonu ile savaş halinde bulunan Ukrayna’ya verilmesini istemesinin Türkiye’ye kurulan bir tuzak olduğunu savunan Aydal, “Böyle bir uygulama yapıldığı takdirde Türkiye, Rusya ile karşı karşıya kalacak, ABD bir taş ile çift kuş vurmuş olacaktır. Bölgede Rusya ile olan birçok ortak ekonomik çıkarımız bulunmaktadır. Bu kez de Türkiye, doğalgaz, tahıl ithalatı, Nükleer Santral yapımı, sebze, meyve ihracatı başta olmak üzere farklı birçok sebeple ekonomik kaos içine sürüklenir. Muhtemelen ABD’nin arka odalarında kurulan tuzak da budur. ABD gerçekten Ukrayna’ya yardım için Türkiye’deki S-400’lerin Ukrayna’ya verilmesini istemiş olsaydı, Rusya-Ukrayna savaşının en başında Yunanistan veya Slovakya’daki S-300’leri Ukrayna’ya göndertmiş olurdu. İşin gerçeğine bakıldığında, ABD, Rusya-Ukrayna savaşının uzamasını ve AB’nin zarar görerek ezilmesini, ABD’ye daima muhtaç hissetmesini istemektedir” ifadelerini kullandı.



“F-35’ler konusunda ibre Türkiye’ye doğru dönüyor”

Türkiye’nin asla S-400 füze savunma sistemlerini Ukrayna’ya vermemesini gerektiğini kaydeden Aydal, F-35’ler konusunda yetkililerin atacağı adımlarla ibrenin Türkiye’ye dönebileceğini belirterek şunları aktardı:

“Basındaki haberlere bakıldığında ABD tarafından, F-35 konusu, dolaylı cümleler ile canlandırılmak istenmektedir. ABD, Türkiye için üretilen 6 uçağın hangarda bekletildiğini ve bu sebeple Türkiye’nin kira ödemesi gerektiğini ifade etmektedir. ABD kongresinin ambargo başladığındaki ilk tavrı ise, önceki paragraflarda ifade edildiği gibi, Türkiye için üretilen uçakların PENTAGON tarafından ABD Hava Kuvvetleri için alınması yönünde olmuştur. Ancak, anlaşıldığı kadarıyla, bu uçaklar Türkiye için hala muhafaza edilmektedir ve yasal olarak da Türkiye Mülkiyetindedir. Özellikle yabancı Gazeteler, ‘Türkiye F-35 projesinden tekmeyle kovalandı’ gibi başlıklar atmış olsa da, ABD ve NATO, daima ‘askıya alındı’ terminolojisini tercih etmiştir. Belki kapalı kapılar arkasında, kira istenmesi konularının ortaya atılması ve S-400’lerin Ukrayna’ya gönderilmesi için yapılan pazarlıkların sebebi de budur. Türkiye S-400’leri vermeden, yukarıda zikredilen Yunanistan, Slovakya, Hindistan örneklerini esas alıp yeni politikalar oluşturabilir. Rusya ile olan ticari ilişkilerimizin, tahılların naklinde olduğu gibi, doğalgaz problemlerinin çözülmesinde olacağı gibi, ABD ve Batı Dünyası yararına olduğunun da altı çizilebilir. ABD, kendi çıkarlarını daima ön plana alan bir ülkedir ve özellikle ABD Başkanı değiştikten sonra F-35 alımı için yeni fırsatlar çıkabilir. 2006 yılından 2023 yılına kadar geçen 17 yılda üretilen F35 sayısı sadece 890’dır. Uçakları üreten Lockeed Martin Firması 2044 yılına kadar sadece ABD için 2498 uçak üretme mecburiyetindedir. Diğer ülkelere üretilecek olanlarla birlikte bu rakam 5 bin civarında olacaktır. Türk firmaları bu uçaklar için de parça üretimine devam edip F-35 üretimlerini hızlandırabilir. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, oluşması muhtemel fırsatlar için şimdiden hazırlıklı olmalı ve yeni siyasi bakışlar üretmelidir” açıklamasını yaptı.