Öfke ve diğer negatif duyguları bastırma, aşırı kibar iyi insan olma çabası gibi kişilik özelliklerinin, kanser hastalarında ortak olarak görülebilen psikolojik faktörler olarak tespit edildiğini söyleyen İç Hastalıkları Uzmanı ve Psikoterapist Dr. Selin Yurdakul, “İfade edilmeyen ve bastırılan duygular uzun vadede kronik strese sebep olur” dedi.

Yapılan araştırmalara göre aşırı yardımsever, sabırlı, iddialı olmayan ve kabulcü yapıdaki C tipi kişilik özelliklerinin kanser ile bağlantılı olabileceğini söyleyen İç Hastalıkları Uzmanı ve Psikoterapist Dr. Selin Yurdakul, konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Yurdakul, öfke ve diğer negatif duyguları bastırma, aşırı kibar iyi insan olma çabası, başkalarını rahatsız edecek tepkileri bastırma ve çatışmadan kaçınma yanında stresli yaşam gibi özelliğe sahip olan insanların ifade edemeyip, bastırdığı duygularının uzun vadede kronik strese sebep olacağını aktardı. Bununla birlikte kansere sebep olabilecek mutasyon riskinin artacağına dikkat çeken Dr. Yurdakul, bu tür özelliklere sahip olan insanları uyardı.



“Bastırılan duygular uzun vadede kronik strese sebep olur”

Selin Yurdakul, “Araştırmalar C tipi kişilik özelliklerinin kanser ile bağlantılı olabileceğini göstermektedir. Bu kişilerin genel özellikleri aşırı yardımsever, sabırlı, pasif iddialı olmayan ve kabulcü yapıda olmalarıdır. Öfke ve diğer negatif duyguları bastırma, aşırı kibar iyi insan olma çabası, başkalarını rahatsız edecek tepkileri bastırma ve çatışmadan kaçınma yanında stresli yaşam ve ayrılık, kayıp öyküleri meta analizlerde kanser hastalarında ortak olarak görülebilen psikolojik faktörler olarak tespit edilmiştir. İfade edilmeyen ve bastırılan duygular uzun vadede kronik strese sebep olur. Kronik strese bağlı yüksek kortizol düzeyi bağışıklık sistemini baskılar. Yine strese maruz kalan hücrelerde oksidatif stres sonucu kansere sebep olabilecek mutasyon riski de artmıştır” diye konuştu.



“Yeri geldiğinde hayır diyebilmeleri stresi azaltmaya yardımcı olur”

Dr. Yurdakul, “Bu kişilik tipindeki insanların duyguları iyi veya kötü olarak etiketlemeden temas etmeleri, karşı tarafa duygularını daha çok ifade etmeleri, kötü duygular hissettiklerinde burada şefkatle kalmaları, kendi ihtiyaçlarını başkalarının ihtiyaçlarının önüne koymaları ve ilişkilerinde sağlıklı sınırlar oluşturmaları yeri geldiğinde hayır diyebilmeleri bedenlerine yükledikleri stresi azaltmaya yardımcı olur. Sonuçta kişi hayır diyemediğinde bedeni onun yerine hayır demeye başlar. Bunu da hastalıklar aracılığıyla yapar. Uzun yıllar içinde oluşmuş alışkanlıkları ve kişilik yapısını değiştirmek kolay bir şey değildir. Psikolojiyle ve kişisel gelişimle ilgili kitaplar okumak farkındalık açısından yardımcı olur. Daha derin bir içsel çalışma yapmak için terapi desteği almak gerekir” şeklinde konuştu.