Gündem

Ünlü fotoğrafçının korkunç ölümü!

Abone Ol

İstanbul'da 4 Şubat 2005 tarihinde Beyoğlu Firuzağa'da, yangın ihbarı sonucu bölgeye giden polisler, akıl almaz bir cinayetle karşılaştı. Ünlü fotoğrafçı Mehmet Gülbiz'in korkunç bir cinayete kurban gittiği olayda, yeni detaylar ortaya çıktı. O cinayetin tüyler üreperten ayrıntılarını ise cinayet uzmanı emekli polis memuru Fuat Karabulut, ilk kez anlattı.

CİNAYETİ KAMERAYLA KAYDA ALMIŞ

İtfaiye ekipleri yangını söndürmüştü. Daireye girdiklerinde ise yatakta elleri ve ayakları bağlı çırılçıplak bir adamın cesediyle karşılaştılar. Bu kişi defalarca bıçaklanarak öldürülmüştü. Cinayetin detayları gerilim filmlerini aratmıyordu. Katil tarafından geriye hiçbir iz bırakılmamıştı. Vahşice işlenmiş cinayet elde edilen bir mail adresi sayesinde çözüldü. Katil yakalandığında ise ortaya çıkan vahşetin boyutu inanılmazdı. Sevişme bahanesiyle maktulün el ve ayaklarını bağlayan genç kadın, cinayeti işlemişti ve üstelik her anı kamera tarafından da kaydedilmişti. Emniyet, tarihinde ilk kez böyle bir cinayet vakasıyla karşılaşılmıştı.

Habertürk'ten Mustafa Şekeroğlu'nun haberine göre; Beyoğlu’nun sokaklarından itfaiye araçlarının sesi yankılanıyordu. Ekipler Firuzağa Mahallesi’nin dar sokaklarında yangın mahaline varmışlardı. Yangına hızla müdahale eden itfaiye ekipleri kısa süre sonra alevleri söndürmüştü. Güvenlik açısından olay yerine polis ekipleri de gelmişti. Sönen yangının ardından içeriye giren itfaiye ekipleri korkunç bir görüntüyle karşılaştı. Karşılarında bağcıların kullandığı iple yatağa bağlanmış bir erkek cesedi vardı.

"VÜCUDUNDA ÇOK SAYIDA BIÇAK İZİ GÖRÜLÜYOR"

Olay yerinde bulunan polis hemen güvenlik önlemi alarak konuyu derhal üstelerine bildirdi. O saatten sonra İstanbul Emniyeti'nin telsizlerinde yoğun bir muhabere başladı. Hemen olay yeri inceleme ekipleri, sağlık ekipleri ve tabi ki namı diğer ikinci şube olarak bilenen Gayrettepe’deki Cinayet Büro Amirliği ekipleri olay yerine gitti. O dönem cinayet büronun nöbetçi amirliğinde görev yapan emekli polis memuru Fuat Karabulut “O gün olay yerine arkadaşımız Sami Avcı ve ekibi gitti. Rahmetli Sami arkadaşımız olaya bakarken, öldürülen adamın vücudunda birçok bıçak izini görüyor. Çok kötü öldürüldüğü belliydi” diye anlattı.

"İNTİKAM CİNAYETİ GİBİ"

Tüm cinayetlerde polisin ceset üzerinde inceleme yaptıktan sonra öldürülüş şekline göre cinayetin nedeni konusunda bazı fikirlerin oluştuğunu belirten Karabulut “Maktulün vücudunda 30’dan fazla bıçak darbesi bulunmuş. Yani katil defalarca hiç acımadan bıçakları saplamış. Kendisini savunamayan birine bu kadar bıçak darbesi ile vurmak ne anlama gelebilirdi? Bize göre bir intikam meselesi olabilirdi? Dediğim gibi savunmasız birine defalarca bıçaklamak ne demek. Bu durumda maktule karşı kin ve nefret besleyen veya husumetli olduğu kimse var mı yok muydu? Buna da bakmaya başladı ekip arkadaşlarımız” dedi.

ÜNLÜ FOTOĞRAFÇININ KORKUNÇ SONU

Olay yerinde yapılan incelemede tüyler ürperten ayrıntılar ortaya çıkıyordu. Öldürülen kişi ünlü fotoğrafçı Mehmet Gülbiz’di. Ortaya çıkan görüntüye göre şöyle öldürülmüştü; Yatağa elleri ve ayakları kelepçelenerek bağlanmıştı. Görüntüye göre olay, burada yaşanan ya da yaşanmak istenen bir fantezi cinayetle sonuçlanmıştı. Cinayet neden ve kim tarafından işlenmişti? Mehmet Gülbiz en son kiminle görüşmüştü? Artık bu cinayetin çözümü Gayrettepe’nin Sherlock Holmes’larına kalmıştı,

FOTOĞRAF MAKİNESİ VE KAMERA YOKTU

Karabulut, ekip arkadaşlarının ölen maktulün evinde yaptığı incelemelerde, bazı eşyalarının alındığını öğrendiklerini belirterek “Evde yapılan incelemede adamın fotoğraf makinesi ve kamerası yoktu. Muhtemelen katil zanlısı bunları almıştı. Mehmet Gülbiz’i tanıyan tüm arkadaşların bilgisine başvuruldu. Maktul kimlerle görüşüyordu? İlişki yaşadığı kişiler kimlerdi?"

MAİLDE İRANLI BİR KADIN İZİ

Arkadaşlarının verdiği bilgilere göre maktulün, chat odalarında tanıştığı bazı kızlar olduğu öğrenildi. Mehmet Gulbiz chat odalarında kimlerle tanıştı? Tanışıp görüştüğü kimse var mı yok mu? Bu yönde çalışmaya başlanıldı. Evindeki bilgisayara bakıldığında maktulün mail adresine ulaşıldı. Mail adresinden ise İranlı bir kadının izine gidildi.

ELDE BİR İSİM VARDI

Ekip arkadaşlarının yaptığı çalışmalarda önemli bir bilgiye ulaştıklarını belirten Karabulut şöyle devam etti; “Maktulün bir arkadaşına saat 10.42’de ‘Parisa geldi. Krema yaptı. Beni bağlayıp, üzerime sürecek. Soyulmazsam iyidir’ diye yazmış. Bu tür ufak bilgiler polis için her zaman önemlidir. Elde bir isim vardı. İranlı deniliyordu bunun için. Soyadı yoktu ama bilgisayarında maktulün mail adresinde Parisa adlı bir kadına ait mail adresi vardı. İsim soy isimli bir mail adresi. İsim soy isim gerçek olabilirdi. Ama kadın ortalarda yoktu."

MAİL ADRESİ BİLİŞİM UZMANINA VERİLDİ

Polis Parisa’ye ulaşmalıydı. Elde edilen bilgilere göre daha önce de bu kadınla ilişkisi olduğu tespit edilmişti. Gündem Mehmet Gülbiz cinayetiyle sarsılmıştı. Ünlü fotoğrafçının katili bulunmalıydı. Gayrettepe’nin en üst katında bu çalışma yapılıyordu. Bu çalışmalar yapılırken, olaya bakan komiser, asayişin birinci katında bulunan tek odalı odaya girdi. O oda Türkiye’nin suçlarla mücadele eden ilk bilişim bürosuydu. Komiser bilişim polisi Savaş Yöndem’e o mail adresini verdi. O saatten sonra bilişim konusunda uzman polis memuru da artık olayın içine katılmıştı.

“ÇOK ÖNEMLİ BİR İZ BULDU”

Bilişim polisinin devreye girmesiyle çok önemli bir adım atıldığını belirten Karabulut “Bilişimdeki arkadaş kendi alanında çok başarılı biriydi. Ona verdiğimiz mailden inanılmaz bilgiler bize ulaştırdı" dedi. Bilişimin Sherlock Holmes’ı Savaş Yöndem, önce mail adresinin Parisa E. adlı kişiye ait olduğunu tespit etti. Şüpheli Parisa E.’nin hiçbir telefon kaydı ya da görüşmesi yoktu. Bu da “Geriye hiç iz bırakmamak” olarak görülüyordu. Peki bu şüpheli neredeydi nasıl ulaşılacaktı?

TEK HATASINDA FARK EDİLDİ

Evde yapılan incelemede parmak izi bulunmayan hiçbir yerde güvenlik kamerasına takılmayan ve telefon görüşmesi dahi yapmayan bu şüphelinin bulunması için büyük çaba harcanıyordu. Bilişim uzmanı Yöndem, mail adresini incelemeyi derinleştirdi. Ve o mail adresinden internet üzerinden yemek siparişi verildiğine ulaştı. Siparişe verilen adresi buldu. Bu adres Etiler’de bir evin adresiydi.

EVDE YAKALANDI

Elde edilen bu bilginin üzerine harekete geçtiklerini anlatan Karabulut “Bilişim uzmanından adres gelince ekip arkadaşlarımız hemen operasyonu gerçekleştirdi. Aranılan kadın o evde bulunarak yakalandı. Hollanda uyruklu İran asıllı Parisa E.’ymiş. " dedi. Polis, evde yaptığı aramada Mehmet Gülbiz'in cinayet günü evinden çalınan fotoğraf makinesini, kamerasını da ele geçirdi. Evdeki bir dolabın çekmecesine saklanmış kanlı bir bıçak da bulundu.

CİNAYET İTİRAFI

Yakalanan şüpheli Parisa E., cinayeti itiraf etti. İddiasına göre, Mehmet Gülbiz ile internet üzerinden chat odalarında tanışmıştı. Kendisinin de hayali fotomodel ve ünlü olmaktı. 6 ay önce tanıştığı maktul ile birkaç kez buluşmuş. Ancak kendisinin beklediği hayal ettiği ünlü olma hayali gerçekleşmemişti.

İNANILMAZ TUZAK

Maktulün kendisini kandırdığını düşündüğünü iddia eden katil zanlısı, müthiş bir cinayet planı yaptı. Ortaya çıkan inanılmaz cinayetin ayrıntıları şöyleydi; Katilin iddiasına göre önce maktul ile internette farklı biriymiş gibi yeniden tanıştı. Hollanda’da yaşayan yabancı uyruklu bir kadın olduğunu söyleyen Parisa, kendisiyle buluşma randevusu verdi. Ardından İstanbul’a geldi ve cinayet planı yapan Parisa, iz bırakmamak için maktulle hiç telefonda görüşmedi. Mail yoluyla randevu verdiği yerde buluşmaya gitti.

FANTAZİ PLANI

Taksim’de buluşma noktasına gelen Mehmet Gülbiz, karşısında eski görüştüğü Parisa’yı görünce şok oldu. Parisa da onun zaafını biliyordu. İddiasına göre, maktulü ‘Akşam fantezi yapalım. İstersen videoya çekersin’ dedi. Maktul bu teklifi kabul etti. Ve maktul o gün bir arkadaşına ‘Parisa geldi. Krema yaptı. Beni bağlayıp, üzerime sürecek. Soyulmazsam iyidir’ diye mesaj attı.

CİNAYET KAMERADA

Olayı soğuk kanlılıkla anlatan katil zanlısı, şoke eden detaya geldi. Emekli polis memuru Fuat Karabulut, olayı şöyle anlatmaya devam etti; “Ekip arkadaşlarımıza, cinayet anının kameraya kaydedildiğini söyledi. Cinayet anının tüm detaylarını ekip arkadaşlarımıza bir bir anlattı.“ dedi.

CİNAYET ANI KAYITLARDA

Şüphelinin bu iddiasını dinleyen polis şoke olmuştu. Gerçekten doğru muydu? Cinayet anı kameraya kaydedilmiş midi? Hemen Parisa’nın yakalandığı evde maktuleye ait bulunan kamera alınarak incelenmeye başlandı. Ve ortaya çıkan inanılmaz görüntülere emniyet teşkilatının tarihinde ilk kez tanıklık olunuyordu.

DAĞCI İPİ DETAYI

Ölümle biten sevişme görüntülerinin yer aldığı video kasedi toplam 17 dakika sürüyordu. En deneyimli polislerin bile izlemekte zorlandığı kasetin detayları şöyleydi; Mehmet Gülbiz ile İran asıllı Parisa E.’nin yatağa uzanmaları ile başlıyor. Parisa ve Gülbiz, bu kasette de aralarında İngilizce konuşuyor. Parisa, maktulü bileklerinden dağcı ipiyle bağlıyor, ardından gözünü eşarpla örtüyor.

“BİR DAKİKA BEKLE”

Parisa, yatakta bağlı bulunan maktule İngilizce ‘wait a minute’ (Bir dakika bekle’ diyerek mutfağa yöneliyor. Sadece birkaç saniye sonra elinde bir krema kabıyla yatağa dönüyor. 10 dakika kadar sonra Parisa, maktulü yatakta yalnız bırakarak yeniden video karesinden çıkıyor. Ancak bu kez yatağa cinayet aletiyle dönüyor. Sağ elinde tuttuğu ve arkasında sakladığı 30 santimlik bıçakla Mehmet Gülbiz’in üzerine uzanıyor. Video kasetten Parisa’nın ‘and finished’ (ve iş bitti) dediği duyuluyor ve İranlı kızın bıçağı hızla maktulün göğsüne sapladığı görülüyor. Darbenin şiddetiyle ve can havliyle, bağlı ellerini kurtarmaya çalışan maktulün çabaları sonuç vermiyor. Parisa, maktulü öldürdükten sonra soğukkanlılığını yitirmediği gözleniyor.

İnanılmaz görüntüleri izleyen cinayet uzmanları, görüntüler karşısında adeta şoke olmuşlardı. Bir cinayet dosyasında ilk kez öyle bir olayla karşılaşmıştılar. Cinayet uzmanı Sami Avcı ve ekibinin ulaştığı bir mail adresini, bilişim uzmanı polis memuru Savaş Yöndem’e vermeleriyle çözülen bu cinayet dosyasının ayrıntıları akıllara durgunluk vermişti.