Gündem

Türkiye'de göçmen gerilimi: Kayseri'deki olayların arka planı

Geçtiğimiz günlerde Kayseri'de küçük bir kız çocuğuna yapılan taciz görüntülerinin sosyal medyada yayılması, halkın büyük tepkisine yol açarak protestolara neden oldu. Ancak, bu protestoların perde arkasının bambaşka olduğu ortaya çıktı. Hukukçu Zeki Arıtürk, bu olayları değerlendirdi ve açıklamalarında önemli noktalara değindi.

Abone Ol

Haber Merkezi
Elif Erbay

Son günlerde Türkiye'de, Suriye uyruklu göçmenler ile ilgili olaylar gündemi meşgul ediyor. Özellikle bir Türk çocuğuna yönelik ahlaksız bir eylemin gerçekleştiği iddiasıyla başlayan bu olaylar, hızla provokatif eylemlere dönüştü. Bu olayların perde arkasını ve provokasyonların ardındaki gerçekleri öğrenmek için, siyaset uzmanı Zeki Arıtürk ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Türkiye-Suriye İlişkileri ve Dış Mihraklar

Zeki Arıtürk'e göre, Türkiye'nin Suriye ile yakınlaşması, bölgedeki bazı güçleri rahatsız ediyor. Türkiye'nin Suriye Devlet Başkanı ile yaptığı açıklamalar ve Amerika Birleşik Devletleri ile İsrail'in bu durumdan duyduğu rahatsızlık, bu olayların arkasındaki olası nedenler arasında gösteriliyor. Arıtürk, "Suriye ile Türkiye'nin yakınlaşması en çok o bölgede Amerika ve İsrail'i rahatsız etti. Buna baktığımız zaman şunu çok açıkça görüyoruz: Amerika'nın orada yüz binlerce tır silah yardımı yaptığı FETÖ, PKK, YPG terör örgütleri ve bunların uzantılarıyla birlikte, FETÖ'cü işbirlikçileriyle yapılan bu eylemlerin neticesinde, olayın mecrasından saptığını ve dalga dalga Türkiye'ye yayılarak bir isyan girişimi olduğunu rahatlıkla görebiliriz." dedi.

Halkın Tepkisi ve Provokasyonlar

Kayseri ve Reyhanlı'da yaşanan olaylar, kamu malına ve özel mülke zarar veren provokatif eylemler olarak değerlendiriliyor. Arıtürk, bu durumu, " Bu kadar çok olaylarla yayılan kısımlara baktığımızda, halkın ferasetli olduğunu görüyoruz.  Şu anda Kayseri ve Reyhanlı'da olan olaylara baktığımızda, kamu malına zarar veren, özel mülke zarar veren insanların provokatif eylemlerinden öteye gitmediğini görüyoruz." sözleriyle açıkladı.

ABD ve İsrail'in Rolü

Arıtürk, Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail'in, Türkiye'deki iç karışıklıkları destekleyerek kendi emellerine ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. "Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail'in, bölgede bir terör devleti kurma arzusu var. Sayın Cumhurbaşkanı, Suriye'nin kuzeyinde, Türkiye'nin güneyinde böyle bir terör devleti kurulmasına ne pahasına olursa olsun izin vermeyeceğini defalarca dile getirdi. Bu bağlamda, dış güçlerin bu provokatif eylemleri başlatmasının ardında yatan sebepleri rahatlıkla görebiliriz. Eylemlerin zamanlaması oldukça manidardır. Türkiye-Suriye ilişkilerinin düzelmeye başlaması, Rakka'daki petrolden PKK ve YPG gibi terör örgütlerinin yıllık iki buçuk milyar dolar gelir elde etmesi ve bu gelirle ekonomik ve siyasi güç kazanmaya çalışmaları, bu oyunların arkasında yatan sebeplerdendir.

Suriye'nin toprak bütünlüğü konusunda Türkiye'nin her defasında yaptığı vurgular önemlidir. Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ve Dışişleri Bakanlığı, Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerektiğini defalarca belirtmişlerdir. Amerika bu duruma saygı göstermese de, Türkiye'nin dost ve müttefik ülkeleri Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duyduklarını açıklamışlardır. Bu durum oldukça önemlidir." diyen Arıtürk, özellikle Rakka'daki petrol gelirlerinden elde edilen ekonomik güç ve bu bölgedeki siyasi çıkarların, bu tür provokasyonların arkasındaki nedenler arasında olduğunu belirtiyor.

Provokatif Eylemler İçerisinde Olanlar Karşılığını Görecektir

Arıtürk: "Bu olayların neticesine baktığımızda, bu olaylarda rahatsız olan elbette ki biraz önce bahsettiğim gibi İsrail terör devleti ve Amerika Birleşik Devletleridir. Buradaki Türkiye'deki bir iç karışıklık oluşturarak, özellikle Gezi olaylarında olduğu gibi, Türkiye'yi diz çöktürmeye çalışmaya ve iç ilişkileriyle meşgul ederken, dışarıda kendi amaçları doğrultusunda emellerine ulaşmayı hedefleyen yapının aslında başarılı olamadığını da gördük. Ben bir kez daha söyleyeyim; bu provokatif eylemler içerisinde olanlar karşılığını mutlaka göreceklerdir."

Sosyal Medya ve Organize Eylemler

Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamalarına göre, on binlerce bot hesap üzerinden organize edilen bu provokasyonlar, WhatsApp, Twitter ve LinkedIn gibi sosyal medya platformları üzerinden yayılmaya çalışıldı. Arıtürk, bu durumu şu sözlerle ifade etti: "Sayın Dışişleri Bakanlığımızın yapmış olduğu açıklamada da gördüğümüz üzere on binlerce bot hesaptan organize yapılarak, hem WhatsApp gruplarından, hem Twitter, LinkedIn gibi sosyal medya ağlarından, buradaki olaylar daha da abartılmak istenmiştir."

Türkiye'de yaşanan bu olaylar, dış mihrakların provokatif eylemleri ile Türkiye'de iç karışıklık çıkarmaya yönelik çabalarını gözler önüne seriyor. Ancak halkın ve devletin kararlı tutumu, bu tür eylemlerin amacına ulaşmasını engelliyor. Zeki Arıtürk, "Elbette ki vatandaşlarımızın tepkisi demokratik çerçeve içerisinde, hiçbir şeye zarar vermeden, cana, mala, kamu güvenlik görevlerinin görevini engellemeden ve kamu malına zarar vermeden yaptıkları her eylemin meşru bir hali vardır. Ancak, bu meşru müdafaa sınırından çıkarıp aynen vandallık gibi her yere saldıran, yakıp yıkan bir yapı asla kabul edilemez. Bu terörize olaylardır. Bunların tamamı organize yapılan işlemlerdir." diyerek halkın sağduyusuna vurgu yapıyor. Provokasyonların arkasındaki yapıların deşifre edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması, Türkiye'nin huzur ve güvenliği açısından büyük önem taşıyor.