Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, 2023-2024 eğitim-öğretim yılının sona ermesiyle birlikte yazılı bir basın açıklaması yaptı.
Geylan, bu açıklamasında, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda (ÖMK) yapılan değişikliklerin önemini vurgulayarak, Anayasa Mahkemesi'nin ÖMK'deki bazı maddeleri iptal etmesinin ardından yeni düzenlemelerin TBMM'ye sunulacak olmasının kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini ifade etti. Ayrıca, Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda (ÖMK) Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği maddeler sonrasında yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini ifade eti.
Geylan, taslakta yer alan 10 yıl hizmeti olan öğretmenlerin uzman öğretmenliğe, 10 yıllık uzman öğretmenlerin de başöğretmenliğe başvurması hususuna karşı olduklarını dile getirerek,
“Bu sürelerin yarı yarıya indirilmesi sendikamızın en önemli talepleri arasındadır. Zira bu konudaki söz, bir önceki Milli Eğitim Bakanı tarafından verilmişti. MEB’i aynı iktidarın bakanlarının yönettiği göz önüne alındığında bu sözün yerine getirilmesi elzemdir” dedi.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, yaptığı açıklamada, kanunda elverişsiz bölgelerde öğretmenlerin çalışmasını teşvik etmek amacıyla bir brüt asgari ücret ile iki brüt asgari ücret oranında Zorunlu Hizmet Tazminatı'nın yer alması gerektiğini vurguladı. Bu uygulamanın öğretmen açığı sorununa çözüm getireceğine inandığını belirtti.
Geylan ayrıca, yönetici atama sistemine liyakat esasının getirilmesi gerektiğini ve proje okullarına öğretmen ve yönetici atamalarının belirli kriterlere bağlanması gerektiğini vurguladı.
Açıklamasında Türk Eğitim-Sen'in, kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmen gibi ayrımlara karşı olduğunu belirten Geylan, tüm öğretmenlerin 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/A hükmüne göre güvenceli ve kadrolu olarak görev yapması gerektiğini dile getirdi.
“Devletin sözünü havada bırakmayın, öğretmenlerin KPSS puanına göre atamalarını yapın”
Öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılması gerektiğini söyleyen Geylan,
“Mülakat son çare dahi olmamalıdır. Şeffaf olmayan, adam kayırmayı merkezine alan bir uygulamayı adil, tarafsız hale getireceğinizi iddia etmek doğru değildir. Dolayısıyla sorun yetiştirilen öğretmenlerin niteliği ise, yapılması gereken, öncelikle öğretmen liselerini açmak, hedefinde öğretmenlik olan gençlerimizi lise döneminden yönlendirmek, liseyi bitiren ve hala aynı hedefi taşıyan öğrencilerimizin eğitim fakültelerine girmesini sağlamak, öğrenciyken sahada çalışmalarına imkân vermek ve devamında mezun olmalarının ardından KPSS ile atama yapmaktır. Ayrıca eğitim fakültelerinin de tıpkı tıp fakülteleri gibi puanları yükseltilmeli, bu fakültelere nitelikli öğrenci alımı sağlanmalıdır. Üstelik adaylara mevzuatta mülakat olmasına rağmen 2018 yılından beri KPSS puanına mütenasip mülakat puanı verilmektedir. Ancak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yüzde 50 KPSS yüzde 50 mülakat puanı ile atama yapılacağı konusunda ısrar etmektedir. Zira 1 Temmuz tarihinde de mülakatlar başlayacaktır. Öğretmen atamalarında mülakat her şeyden önce fiili olarak uygulanan sistemi hem geçersiz kılmakta hem de Cumhurbaşkanı’nın 14 Mayıs seçimleri öncesinde mülakatla ilgili verdiği sözü çiğnemektir. Bir kez daha Yusuf Tekin’e çağrıda bulunuyorum; gelin Cumhurbaşkanı’nın verdiği irade beyanını yerine getirin. Devletin sözünü havada bırakmayın. Öğretmenlerimizin sadece KPSS puanına göre atamalarını yapın” ifadelerine yer verdi.
Türkiye genelinde sendika tarafından yapılan araştırmaya göre, 79 ilde 72 bin 723 ücretli öğretmenin görev yaptığını belirten Geylan, norm kadro ihtiyacının ise 101 bin 350 olduğunu dile getirdi.Geylan, son yapılan 20 bin atamanın yeterli olmadığını ek atama yapılması gerektiğini ifade etti.
“Yeni müfredatın uygulamasında eksiklikler olabilir, meslektaşlarımızın önerileri doğrultusunda müfredatta revizyon yapılmalıdır”
Yeni müfredatın uygulama sürecinde eksiklerin olabileceğini bu sebepten dolayı da öğretmenlerin görüş ve önerileri doğrultusunda revizyon yapılması gerektiğini ifade eden Geylan, açıklamasına şöyle devam etti:
“İçeriği ve hedefleri bakımından milli, yöntemi ve araçları bakımından çağdaş ve bilimsel eğitim sistemi Türkiye’nin ihtiyacıdır. Bu noktada yeni müfredat ile ilgili şu hususa dikkat çekmek istiyoruz: Kağıt üzerinde müfredatı en kamil şekilde hazırlayabilirsiniz ama esas olan bunun uygulanmasıdır. Müfredatı uygulayacak olan ise öğretmenlerimizdir. Öğretmenlerin mesleki ve kişisel gelişimlerini tamamlamadan, eğitim çalışanlarını huzurlu kılmadan, motivasyonlarını artıracak tedbirleri almadan müfredat dahil hiçbir proje arzu edilen başarıyı sağlamaz. Yeni eğitim-öğretim yılı başlamadan öğretmenlerimizin müfredatla ilgili bilgilendirilmesi, kazanımlara ve ders içeriklerine göre materyallerin hazırlanması ve öğretmenlere ulaştırılması da büyük önem arz etmektedir. Önümüzde kısa bir süre vardır ve MEB hızlı hareket etmelidir. Müfredatın uygulanması sürecini de yakından takip edeceğiz. MEB uygulama sürecinde meslektaşlarımızdan gelen eleştirileri de dikkate almalıdır. Zira uygulamaya geçtikten sonra eksikler ortaya çıkabilir. Gerektiğinde meslektaşlarımızın önerileri doğrultusunda müfredat üzerinde revizyon yapılmalıdır.”
