Bundan 82 yıl önce 1943’te Kıbrıs’ta daha Türk ve Rumlar kardeşçe yaşar iken hatta birlikte uzun bacaklıları adadan kovmak için gizli teşkilat kurup omuz omuza çatıştığı dönemde bir olay yaşanır. Olayın arkasında "uzun bacaklı" İngilizlerin Hintli askerleri vardır.
Bu askerlerin taşkınlığına dayanamayan Magosa Limanında çalışan Ali müdahale eder.
İngiliz askerleri Ali’nin müdahalesini kaldıramaz ve üç gün sonra tuzak kurarlar yedisi birden.
Sonuçta bugün halen dillerden düşmeyen eşinin ağıdı, Kıbrıs Türküsü yakılır Ali’nin arkasından.
Bu Türkü yıllar sonra PKK’nın kahpece şehit ettiği Aybüke öğretmenin sesinden de bizlere hatıra kalır.
“Magosa Liman'ı limandır, liman aman amman
Beni öldürende yoktur din iman
Uyan Ali'm uyan, uyanmaz oldun
Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun
İskeleden çıktım yan basa basa aman amman
Magosa’ya vardım kan kusa kusa
Uyan Ali'm uyan, uyanmaz oldun
Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun
Magosa Limanı'ndan aldılar beni, aman amman
Üç mil uzağına attılar beni
Uyan Ali'm uyan, uyanmaz oldun
Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun”
TRUMP KIBRIS’I KARIŞTIRIYOR MU?
“Trump’ın savaş nedeni olacak istekleri! KIBRIS VE AKKUYU’YU VER” başlıklı yazımı hatırlayacaksınız.
Daha bu yazının mürekkebi kurumadan, önüme Kıbrıs medyası kaynaklı bir haber düştü.
Magosa Limanında 170’e yakın Liman-Sen üyesi çalışanın uyarı grevi yaptıklarına yönelik.
Maaşlarını alamadıkları gibi masum gerekçeleri var. Ancak görünen o ki, temel amaç ve yaptıkları, limanı çalıştırmamak, felç etmek.
Bu konuda adım atılmazsa süresiz greve başlayacakları uyarısında bulunuyorlar. Ki son Kıbrıs medyasının haberlerine göre grev devam ediyor.
Ne kadar bağlantısı var bilmiyorum.
Ama huyum kurusun, algıda seçiciliğim ağır basınca, başlığını sunduğum yazıdaki ABD’nin öncelikle Magosa Limanını istediği ayrıntısı takıldı aklıma.
Bu ABD isteği ile grevin zamanlaması düşündürücü.
Çünkü ABD’nin isteğinin arkasında bu limanı askeri üs yapma var.
MAGOSA LİMANI DOĞU AKDENİZ’E HAKİM
Bu limanın stratejik konumu çok yüksek.
Mersin’den Mısır’a kadar bütün Doğu Akdeniz’e hakimiyeti söz konusu.
Türkiye’nin İskenderun körfezi, Suriye, Lübnan, İsrail ve Gazze’nin bütün kıyı şeridini görür konumda.
Anlayacağınız, Magosa Limanını elinde bulunduran hangi güç olursa olsun buraya konuşlanacağı üsle bölgeye hakimiyetini ilan edebilir.
Güney Kıbrıs’ta bulunan İngiliz üssünün panzehiri bu liman.
ABD’nin şu an İngiliz üssü içinde yeri bulunuyor.
Doğu Akdeniz hakimiyeti için ABD’ye yetersiz.
Girit’e HAARP sistemini de içine alan büyük üs kuruyor.
Fakat burası Akdeniz geneli için.
Kıbrıs’ta kalıcı yer edinemezse Akdeniz’in tamamını kontrolü imkansız olacak.
KIBRIS VAAT EDİLMİŞ SINIRLARA DAHİL EDİLDİ
Son yıllarda İsrailli vatandaşların KKTC’de de siteler kurarak yoğun yerleşim gerçekleştirdiği eklenince, "Neler oluyor Kıbrıs’ta?" sorusu gündeme giriyor.
Bir taraftan Trump’ın gelişi ile, "Magosa Limanını alacağım" isteklerinin açığa çıkışı, bir taraftan İsraillilerin Kıbrıs’ı vaat edilmiş topraklara dahil etmeleri, bir taraftan da KKTC’nin en büyük limanı olan Magosa Limanında baş gösteren grev konuları...
Limanın işletmesini almak isteyen yabancı firmalar var; bunlar bazı yerli şirketleri paravan olarak kullanıyor.
KKTC’li politikacılar küçük çıkarlar uğruna birbirini yiyedursun, Girne ile birlikte özelleştirilmek istenen Magosa Limanının “uluslararası ihaleye” çıkarılacağı geçtiğimiz yılın Ekim ayında KKTC yönetimi tarafından açıklanmıştı.
Limana “Karadenizli” bir Türk firmanın da talip olduğu söyleniyor ancak, ihalenin “uluslararası” yapılması akıllara türlü sorular getiriyor.
Türkiye’nin ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki tüm etkinliğini/kontrolünü kaybetmesine neden olabilecek böyle bir girişim karşısında Türk güvenlik birimleri gerekli makamları ve ilgilileri uyardı mı, bilmiyorum.
Bana ulaşan bilgiler, Ada’da Türkiye ve KKTC aleyhinde çalışan birçok sözde STK bulunuyor.
Kıbrıs kökenli bir akademisyenden, 7-8 ay önce KKTC kesiminde 100’ün üzerinde STK’nın uluslararası fonlarla beslenerek Türkiye düşmanlığı yaptıklarını duymuştum.
Aynı akademisyen, Kıbrıs’ta yerleşen İsraillilerin Kıbrıs’ın vaat edilmiş sınırlar içinde olduğunu söylemekten çekinmediklerini de aktarmıştı.
Sizin anlayacağınız, Trump’ın göreve geldiğinden bu yana izlediği agresif yol, bu gidişle özellikle Magosa Limanı üzerinden KKTC’yi ciddi karıştıracak.
ABD'nin, menfaati uğruna yapamayacağı vahşet yoktur. Dragos Adaları örneği önümüzde
Tabii ki Türkiye’yi ikna için her türlü baskıyı artırması kaçınılmaz.
Yumuşak karnımız 'ekonomi' ortada.
Gerekli önlemler zamanında alınmazsa Türkiye’yi yoracak önemli bir konu.
Trump gibi kural tanımaz birinin eline geçecek kozu nasıl kullanacağı da ortada.
Bu nedenle Magosa Limanı çok acil biçimde askeri üslerimizden biri haline getirilmelidir.
Grev başta olmak üzere gerekli tedbirler alınmalıdır.
Aksi takdirde Türkiye yeni bir “Magosa Limanı limandır liman” ağıdı dinlemek zorunda kalır.
Bu acıklı türküyü uzun bacaklı İngilizler söyletmişti bizlere.
Yeni Türküyü kovboy kılıklı ABD’liler yaktırmasın.
Kalın sağlıcakla…